Müslüman olan ünlü İngiliz pop şarkıcısı ve Yusuf İslam ismini alan sanatçı ne güzel tespitte bulunmuştu. “Müslümanlar birbirleriyle savaştıkça ağıtlar hep Türkçe, Kürtçe ve Arapça, zafer çığlıkları ise hep İbranice ve İngilizce olacaktır.”
El Hak. Ne kadar doğru!
Son yarım yüz yıldır Müslüman coğrafyasında kan, gözyaşı ve şiddet eksik olmuyor. Emperyalist ülkelerce sınırları cetvelle çizilmiş gibi çizilen ve oluşturulan Ortadoğu ve Müslüman coğrafyadaki yapay devletçiklerin birbirleriyle her daim sorunları oluşturulmuş ve birbirleriyle vuruşturularak silah tacirlerinin daimi müşterileri olmuşlardır.
8 yıl süren Irak-İran savaşı, akabinde Türkiye’de ortaya çıkan PKK sorunu, keza Irak’taki Kürtlerin durumu ve Halepçe katliamı, 1991 yılındaki Körfez Savaşı, Irak’ın işgali ve Suriye’nin bugünkü durumu, Suudi Arabistan ve Yemen arasındaki savaş, Afganistan ve Pakistan’daki çatışmalar bunu göstermiyor mu?
Oluk, oluk Müslüman kanları akıtılmakta, ne yazık ki ağıtlar yine Türkçe, Kürtçe, Arapça olmakta buna karşın zafer çığlıkları İbranice ve İngilizceden öteye geçmemektedir.
Irak’ın işgalinden sonra bugüne kadar yüzbinlerce insan katledilmiş, bir o kadarı ya kaybolmuş veya yaralanmıştır. Irak’ın işgali için gerekçesi neydi emperyalist güçlerin. “Saddam’ın elinde nükleer silahlar var” söylemi değil miydi? Ülke yok edilip taş üstüne taş konmadıktan ve yüzbinlerce can alındıktan sonra gelinen nokta, böyle bir durumun olmadığıydı.
Bu ta baştan belli olmasına rağmen emperyalist güçler bunu dünyaya dayatarak bu tezlerine uygulayabilme alanı bulmuşlardır. Sonuç ölen Müslümanlar olmuş ve ağıtlar ha Türkçe, ha Kürtçe ve ha Arapça olmasının zevkten ve zaferden dört köşe olmuş çığlıkların İbranice ve İngilizce olmasından öteye geçememiştir.
Suriye’de Arap baharı adı altında başlatılan ve Zalim Esad’ın uyguladığı şiddet ve zorbalıklardan sonra orada ortaya çıkarılan İŞİD (Irak Suriye İslam Devleti) Müslüman kanı haricinde bir Yahudi veya Hıristiyan kitleyi hedef aldığını ve eylemlerde bulunduğunu gördünüz mü? Her yerde canlı bomba patlatan ve kutsal mekân ve hiçbir değer tanımayan bu canilerin emperyalist güçlerce kurulduğu şimdi daha bir iyi anlaşılmıyor mu?
Hep Müslüman coğrafyasında yaşanan bu kriz, şiddet, çatışma ve ölümlerin arkasında emperyalist ve İbranice ile İngilizce konuşan devletlerin parmağı yok mu sanıyorsun?
Tüm çabaları Müslüman Ülkeler içerisinde oluşturulan yapay krizleri daha da derinleştiren, onları hem ekonomik ve hem de birliktelikten alıkoyan bu emperyalist güçlerin daha hangi oyun ve eylemlerine şahit olacağız.
1.Dünya savaşında İngiliz Lawrence takma adıyla Arapları oyuna getirip Osmanlıyı arkadan vuran bunlar değil miydi?
Irak’ta Kürtleri ayağa kaldırıp sonrasında yüzüstü bırakarak Halepçe gibi bir katliama bunlar imza atmamış mıydı? Bunlardan bunun yapan zalim Saddam’a karşı tek bir kınama ve eylem gördünüz mü? Sonrasında Irak Kuveyt’i işgal etti diye -ki Kuveyt işgali içinde Batılı Emperyalist güçler Saddam’ı yönlendirdi - 1991 yılında Körfez Savaşını başlatmadılar mı? Ne oldu? Dökülen Müslüman kanı, ağıtlar Arapça ama ne yazık ki zafer çığlıkları İngilizce ve İbraniceydi.
Şimdi de Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen oyun için başta ABD ve sonrasında da Rusya’nın parmakları yok mu?
Onlar için Türk, Kürt ve Arap’ın ölmesi çok sorun değil. Onlar için ağıtların Türkçe, Kürtçe ve Arapça söylenmesinde, onlar için keza feryatların Türkçe, Kürtçe ve Arapça göğe yükselmesinde ve onlar için Müslüman kanının dökülmesinde bir beis yok.
Onlar için Müslüman coğrafyayı parçalama, Müslüman coğrafyasındaki sorun ve krizleri derinleştirme ve böyle bir birlikteliğe engel olma ve silah fabrikalarının durmadan çalışmasının ve yeşil dolarların üstüne zafer çığlıkları eşliğinde İbranice ve İngilizce naraların çok daha büyük bir önemi var.
Ağıtları ve çığlıkları bir kez daha düşünüp bu oyunları deşifre etmeliyiz.
