Diş Hekimi ve Endodonti Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Özcan Çakmakcıoğlu, “Ağız kokusu insanlar aracılığıyla genel sağlık sorunundan çok sosyal bir sorun olarak tarif edilir.
Günümüzde en uygar toplumlarda dahi olabildiğince karşılaşılan bir sorundur. Sosyal olarak idrak edilmesi ile birlikte, genelde hastayı hekime gitmeye teşvik eder” dedi.
Ağız kokusunun nedeninin fizyolojik ya da patolojik sebeplere dayandığını ifade eden Yrd.Doç.Dr. Çakmakcıoğlu,
“Fizyolojik ağız kokusunda yeme ve içme alışkınlıklarına, koku veren gıda tüketimlerine, sindirim sisteminde meydana gelen atık gazlara, yanak, dil ve mukozada üreyen bakterilerin meydana getirdiği kokulara bağlı olabilir.
Patolojik ağız kokusundaysa asıl olan bir iç organda olan bozukluğa bağlı hallerdir. Bu koku meydana geldiği organa göre özelliklidir. Şeker hastalığında aseton kokusu, böbrek yetmezliğindeyse balık kokusu gibi kokular buna misal gösterilebilir. Ağız içinde meydana gelebilecek çürük, kist gibi patolojilerde ağız kokusunun birincil sebeplerindendir” diye konuştu.
Ağız kokusu şikâyetiyle doktora müracaat eden hastaların öncelikle ağız içi en ince detayına kadar kontrol edilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Çakmakcıoğlu, “Plak birikimini basitleştirebilecek taşkın dolgu ya da protezler temizlemeyi zorlaştırabilecek diş çapraşıklıkları ve çürük diş dokuları, basitçe bakterilerin üreyebileceği bir ortam oluşturacaklarından zamanla ağız içerisinde devamlı bir koku kaynağı haline geleceklerdir.
Ağız içerisinde gömük, yarı gömük dişlerin çekilmesi, çürüklerin temizlenmesi, taşkın dolgu ve kaplamaların değiştirilmesi, ağız kuruluğu var ise bunun giderilmesi için çalışılması, temizlik yaparken diş ipi kullanılması ve muhakkak dil üstünü ve etrafının temizlenmesi gibi tedbirler ağız içi kaynaklı kokuları çok fazla oranda ortadan kaldıracaktır” ifadelerini kullandı.
