Türkiye 31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak Yerel Seçimlere sayılı günlerin içeresine girdi.
Son dönemece girildi de diyebiliriz şuna.
Bir yandan Cumhur İttifakının adayları ve diğer yandan Millet İttifakının adaylarıyla Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra ilk kez Yerel Seçimler için “Sandık Başına” gidiyor.
Cumhur İttifakı bu seçimleri “Beka” seçimler olarak yorumluyorsa da Millet İttifakını destekleyen ve eski siyasilerden Hüsamettin Cindoruk’un ifadeleriyle bu seçimin Cumhuriyetin Kurucu değerleri olan “Parlamenter Sistem”in “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nden bir nevi “Öç alma” seçimleri olarak görüldüğü dile getirilmektedir.
Her ne olursa olsun bu seçimlerin Türkiye’de huzur ve bir güven ortamında son bulması ve bu seçimler sonrasında Türkiye’de yeni dengelerin oluşacağı yönünde toplumda yaygın bir kanaat oluşmaktadır.
İster Parlamenter Sistem, ister Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olsun her iki sistemde Demokrasiyle anlam ve önem kazanır.
Demokrasi güzel şey!
Farklı düşüncelerin ve farklı siyasilerin propagandalarını yaparak kendilerini seçmene anlatması ve onlarda kabul görmesi demokrasilerde tüm siyasi partilerin ortak amacıdır.
Benden olan vatansever, benden olmayan hain ve düşman gibi bir tavır ve düşünce sakattır, bu ülkeye ihanettir ve bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.
Yerel Seçimler sonucunda seçilecek Belediye Başkanları ve Belediye Meclis üyeleri o yöreye hizmetin en iyisini yapmak ve hazırladıkları projeleri hayata geçirmekle mükelleftirler. Söz verdikleri ve hazırladıkları projeleri hayata geçirenler ya halktan olumlu not alır daha sonraki seçimlerde yüz akıyla seçmen karşısına çıkar veya projelerinin birer hayal mahsulden öte geçemediğini seçmen anlar keza yine yapılacak seçimlerde seçmenden okkalı tokat yiyeceklerdir.
Seçimler bunun için yapılır. Projelerini hayata geçirenler ve projelerini hayal mahsulünden öte taşımayanlar.
Tüm bu olanlardan sonra ona da kararı halk yani seçmen verir ve verecektir.
Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra iktidar olmak için %51 oy gereği siyasi partileri ittifaka zorlamış ve bunun neticesinde zoraki de olsa ittifaklar gerçekleştirilmiştir.
ABD’sindeki gibi yakın zamanda Türkiye’de iki siyasi partinin kalacağı bu bunların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde yarışacağı fazla uzak gözükmemektedir.
Partilerin yaptıkları ittifakların nereye kadar ve ne zamana kadar ittifak yapacakları ve bu ittifakların başarı şansları değerlendirildiğinde her ittifak içerisinde yer alan partilerin ister istemez tek parti altında birleşecekleri ve yönetime o şekilde talip olacakları ve bir başarı şansı yakalayacakları su götürmez bir gerçektir.
Bundan sonra parlamenter sisteme dönüş şimdilik hayaldir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yeni yeni oturduğu Türkiye’de 2023 Seçimlerinde bu sistemin artı ve eksileri çok daha iyi gözükecek ve buna göre çalışmalara hız verilecektir.
Yerel Seçimlerin ülkemize hayırlar getirmesini diliyoruz.
