'Zilan Hakkari' kod adlı Gülistan Koç, 'Serdar Mezrai' kod adlı Cemil Erol ile 'Dılşad Aryen' kod isimli Gıyasettin Kaval isimli 3 PKK'linin cenaze törenine; BDP'li Hakkari Milletvekili Adil Kurt, Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, BDP Hakkari İl Başkanı Orhan Koparan ve kalabalık bir grup katıldı. DNA testi ile kimlikleri tespit edilerek dün aileleri tarafından cenazeleri teslim alınan Hakkarili 3 PKK'lının cenazesi, dün gece geç saatlerde Hakkari Devlet Hastanesi morguna getirildi.
Hastane önünde toplanan kalabalık, yaşamını yitiren PKK'lılar için sloganlar atıp Kürtçe marşlar söyledi. Daha sonra yeşil, sarı, kırmızı renkli PKK bayrağına sarılı tabutlar, belediye cenaze aracına bindirilerek kalabalık eşliğinde kent merkezine 5 kilometre mesafede bulunan Keklikpınar Mahallesi'ndeki Şehitlik mezarlığına götürüldü.
BDP'LİLER ETTEN DUVAR ÖRDÜ
Bu arada cenaze töreninde görev alan 100'e yakın BDP'li, cenaze ile birlikte giden kalabalığın Emniyet Müdürlüğü binası önünden geçişi sırasında olay çıkmaması için adeta etten duvar ördü. Mezarlık girişinde omuzlara alınan cenazeler, dualar ve sloganlar eşliğinde yan yana toprağa verildi.
"BAŞBAKAN BURADA OLSAYDI ÇÖZÜM İÇİN DİYALOG YOLU AÇILABİLİRDİ"
Cenazelerin toprağa verilmesinin ardından bir konuşma yapan BDP Hakkari Milletvekili Esat Canan, "Bugün 30 yıldır süren kirli savaşın sonucunda Çukurca'da bedenleri parçalanarak öldürülen 3 evladımızı toprağa verdik. Bugün burada yine 3 anne-babanın gözyaşları döküldü. Bütün Türkiye bunu bilsin, bu kirli savaşın sonunda Adana'da toprağa verilen cenaze ile Hakkari'de toprağa verilen cenaze arasında bir fark yoktur. Orada toprağa verilen insan ne kadar kutsalsa bugün burada toprağa verdiğimiz evladımız da bir insandır ve o kadar kutsaldır.
Başbakan bugün Hakkari'ye bakmalıdır. Hakkari halkının tamamı, burada evlatlarına cenazelerine sahip çıkmıştır. Ben halkımıza teşekkür etmek istiyorum. Evlatlarına sahip çıktıkları ve bu sahiplenmeyi içten yaptıkları için onlara ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Başbakanın ve hükümet yetkililerinin bu gerçeği görmesi lazım. Tümünü bu gerçeği görmeye davet ediyorum. Şunun için söylüyorum; eğer Başbakan bu cenazeye katılıp buradaki insanların feryatlarını dinlemiş olsaydı belki çözüme yönelik daha kolay bir diyalog, bir barış yolu açılabilirdi. Başbakan Suriye yönetiminden şikayet etmektedir kendi halkına şiddet uyguladığını gerekçe göstererek.
Ama ne yazık ki Türkiye'de bugün toprağa verdiğimiz bu insanlar Suriye'de değil. Washingtonlardan, Avrupalardan temin edilen kimyevi silahlarla bedenleri parça parça olmuş insanları Türkiye'de toprağa veriyoruz. Başbakan önce kendi halkına yönelik bu kirli savaştan, bu şiddetten vazgeçmelidir. Suriye ile alakalı bir şey söylemesine
gerek yoktur. Önce kendi ülkesine bakmalı ve Türkiye'deki gerçeği görmelidir. Kürt halkı ve temsilcilerinin uzun bir süredir diyalogdan ve barıştan yana çağrıları var ama hükümet yetkilileri bu çağrılara kulak tıkamakta, şiddette ısrar etmektedirler. Ben tüm din görevlilerini, başta Diyanet İşleri Başkanlığını göreve çağırıyorum. Çünkü dinimizde taraflardan biri eğer barışı kabul etmiyorsa herkesin barışı kabul etmeyen tarafa yönelik mücadele etmesi gerekmektedir. Bunun ne dinimizde ne de insanlıkta yeri
vardır. Sadece tanrının ve kullarının önünde Kürt halkının bir mücadelesi söz konusudur. Herkesin bu gerçeği görmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir kez daha bütün Hakkari halkına başsağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.
