Eski Başbakan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu, bir dizi incelemelerde bulunmak üzere Hakkari’ye geldi. Yüksekova ilçesinde türkülerle, şiirlerle karşılandı. Eşi Sera Davutoğlu ve partililerle belde ve köyleri ziyaret etti.
Bir gurup vatandaş, “Serok Ahmet” (Başkan Ahmet) sloganı attı. Vatandaş ile arasına koruma sokturmadı, maske ve mesafe kurallarını ihmal etmeden sıcak göz ve gönül teması ile herkesi kucakladı. Gördüğü ilgi Gever Ovası büyüklüğündeydi.
Herkes derdini teke tek anlattı. Geceyi Yüksekova’da geçirdikten sonra , kahvaltıyı Şemdinli’de yaptı. Şirin ilçe balı tadında yoğun ilgi göstererek Davutoğlu çiftini zılgıtlarla, halaylarla karşıladılar. Davutoğlu, özellikle yaşlı ve çocuklarla samimi bir diyalog kurarak dert dinlemeye ve not almaya devam etti.
Hakkari şehir merkezine geç saatte ulaştı. Şehir girişinde yüzlerce araç konvoyu ile karşılandı. Kendisini selamlayan vatandaşlarla yakın temas kurarak hal hatır sordu. Minik parmaklarıyla el sallayan bir bebeği koronavirüse inat dayanamayarak öptü.
Hiç mola vermedi, esnafı gezdi, sokakta selam veren her vatandaş ile sohbet etti. Ve finalı canlı yayında gerçekleştirdik.
Yerel Radyo İstasyonumuz Hakkari Sesi Radyosnda “Hakkari Gündem” programında canlı yayında ağırladım. Böylesine deneyimli, yürekli, başarılı bir üst düzey bürokratı ağırlamak heyecan verdi bana.
Son günlerde ülkemizde en çok çene yoran konu haline gelen Ddem Arslan Yılmaz’ı konuştuk. Sayın Davutoğlu şu yanıtı verdi; “Irkçılık en büyük insanlık suçudur.
Allah bizi farklı kavimlerde yarattı. Kürtçeyi utanılacak bir dil gibi, söylendiğinde ve konuşulduğunda “Kusura bakmayın” denilecek bir dil gibi görenler doğrudan ırkçılık yapanlardır.
Kürtçe, bu toprakların has dilidir. Ben bir insan olarak hiç kimsenin dili dolayısıyla yargılanmasına ve dolayısıyla dışlanmasına asla müsamaha göstermem.
Bu ülkenin bütün dilleri azizdir. Kürtçe eğitiminin üzerindeki bütün kısıtlamalar kalkacaktır.
Bunun sorumluları bir tvspikerinebunu söylemeye zorlayan ve kendisini söylemeye gerekli his ettiren iklim toplumsal iklimdir.
Kürtçeye hakaret etmek, Kürtçeyi ikinci dil gibi yada önemsemeyip yadırgaması gereken bir dil değildir. Eğer diller güzel şeyler için kullanılırsa, aşk için, muhabbet için, insanlık için kullanılırsa o dil azizdir. Nefret için, ırkçılık için kullanırsanız hangi dil olursa olsun kötüdür ve şiddetle kınıyoruz.
Benim ninemden öğrendiğin Türkçe ne kadar mukaddes ise onların da neslinden, ninelerinden öğrendikleri Kürtçe o kadar aizidir. Buradan bütün Kürt halkına sesleniyorum, kimse Kürtçeyi aşağılayamaz, Kürtçe konuşuyor diye hiçbir vatandaşımız dışlanamaz.
Kürtçe dili üzerindeki tüm kısıtlamaları kaldıracağız. İklimi yledeğiştirecez ki, herkes birbirinin diline saygı duyacaktır. Bir TV spikeri ya da bir siyaseti Kürtçe’ye ya da başka herhangi bir dile yan gözle bakamayacaktır. “
Sayın Davutoğlu ile Türkiye ve dünya gündeminin de değerlendirdik. Röportajın detayları yakında …
