Dr. Esra Yılmaz, Türkiye’nin deprem kuşağında yer alması, terör tehdidi ve trafik kazalarının sıklığı, kan stoklarımızın üst seviyelerde tutulmasını zorunlu kıldığını ifade ederek, "En uygun şartlarda dahi kanı en fazla 42 gün muhafaza edebilmekteyiz. Her gruptan kana sürekli gereksinim olmaktadır" dedi.
Düzenli kan bağışı yapanlarda kemik iliği yağlanmasının önlediğini söyleyen Dr. Yılmaz, "Yaşlılıkta ortaya çıkan ve vücudun kan üretmemesine yol açan bir rahatsızlık görülmez.
Yani düzenli kan bağışı yapanlar yaşlandıklarında kemik ilikleri genç insanlar gibi kan üretebilir şekilde sağlıklı olacaktır. Kan bağışlarından sonra damar yatağına gelen alyuvarların daha yüksek oranla oksijen taşıyabilmelerinden dolayı kan bağışçısı vücudunda bir rahatlama ve canlılık hisseder.
Tansiyonu yüksek olan hastalarda vücuttan kan çıkışı tansiyon tedavisinde destek görevi görür, yüksek kolesterolü, baş ağrısı ve varis şikayeti olanlarda kan bağışı yarar sağlar.
En önemli yararı, bağışladığınız kanla bir insanı yaşama döndürdüğünüzü bilmenizin size kazandıracağı manevi hazzın değeridir" ifadesini kullandı.
Yılmaz, kentteki sivil toplum örgütü temsilcileri, resmi kurum ve kuruluş çalışanları ile esnafın kan bağışında ilk sırada yer aldıklarını, herkesi kan vermeye çağırdıklarını sözlerine ekledi. İHA
