• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 10 °C

Geçmişle yüzleşmek

Geçmişle yüzleşmek
Sabit Kahraman, geçmişle yüzleşmek adlı makalesini kaleme aldı.

Güneşin parlak ve kırmızı ışıklarına doğru bitkinliğine rağmen güçsüz olduğunu hissetmeyen yorgun olsa da bağrına basıp hiç yorulmadan yaylanın bembeyaz köpüren soğuk sularına doğru tüm yorgunluğu bir kenara atıp bir yaşam tutkusuyla dağların doruklarına ve yaylaya sırtındaki heybeyle yürüyen analara selam olsun demiştik…

1983 ve sonrası dönemin hükümeti sıkıyönetim, katliam ve yasaklar konusunda yeterli bulmayınca ivedi olarak bölgeyi olağan üstü hal ilan etti. Bölgeye özel birlikler gönderildi. Bu yapı halk üzerinde baskılarını artırmaya başladı. Yaz aylarında kopamadığımız yaşamın ayrılmaz bir parçası olan yayla hayatı yasaklarlarla beraber geldi. Kürtçe konuşmak, türkü dinlemek ve söylemek büyük suçların arasında yer alıyordu.

Halkın özgürlük alanları daha da daraltıldı. Köyümüz dahil olmak üzere bölge halkı da ağır bir topun etkisi ve tehlikeli bir yaşamın altına girmeye başladı. Artık kırsal kesime ve dağlara daha rahat bombalar yağdırıp her tarafı yakıp, yıkacak savaş için en ağır modellere geçiliyordu.

Katliamları en üst safhaya ulaştırmak için derinlikler bölgeye hiçbir kanun ve yasanın geçerli olmayacağı konusunda ısrarla tavırlarını ortaya koyuyorlardı. Ankara ise seyirci olup sırt çıkmak, görmemezlikten geliyordu ve sermayenin büyük bir kısmını örtülü ödenek olarak derinliklere ayırtılıyordu.

Kendi öz vatandaşlarını vurmak ve yıkmak için bir kültürü, medeniyetini asimile ve yok etmek için hiç de acıma duygusu olmayıp, zere kadar düşünce olmadan fakat ne olursa olsun dönemin hükümeti ve derinlikleri hiçbir çözüm üretmeden top yekün savaştan yanaydı. Artık fikirler, düşüncüler top ve tüfekle vurulup tehditler havada uçuşuyordu.

Dönemin iktidarı Özal ve hükümeti ise bölge halkı için bazı umutlar taşısa da hiçbir önemi kalmamıştı. Kürt halkı için cazip bulduğu tek kurtuluş yolu kuruculuk sistemi ve dayatması oldu. Yaşam daha da zor şartlara giriyordu.

Bu dayatma halkın arasına nifak tohumları atıp kalpleri acıyla yoğuracaktı. Yaşam artık ateşten bir gömlek halk arasında saygı, sevgi nefrete dönüyordu. Halk derin bir uykuda, olacaklardan habersiz, kurucu olarak devlete katılan feodal yapılar devlet yandaşı katılmayan onurlu insanlar ise düşman olarak ilan ediliyordu.

Artık merkez ve köy karakollarında devlet yandaşı ve devlet haini olarak listeler oluşturuluyordu. Bununla beraber bölge halkı tehdit, dayatma, inkar, katliam ve akıbeti belli olmayan ölümlere doğru yaklaşan bir sürece gidiyordu…

1989 demokratik bir ülkenin savunmasız vatandaşlarına, Kotranıs ve civar köylere hangi seçeneklerle kuruculuğu dayatıldığını diğer yazımızda kaleme alınacak…

Bu haber toplam 2965 defa okunmuştur
  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    Diğer Haberler
  • Ahmet Şen "Talebim Yok"09 Ocak 2024 Salı 10:17
  • BRAVO KIZLAR!08 Ocak 2024 Pazartesi 13:09
  • Karanlıklara ışık tutmaya devam edeceğiz23 Aralık 2023 Cumartesi 10:44
  • Hakkari'mize hep birlikte sahip çıkalım!21 Aralık 2023 Perşembe 10:17
  • Günah Keçisi…12 Aralık 2023 Salı 15:33
  • Yaptığınız yanlış ilinize zarar verdi!08 Aralık 2023 Cuma 08:50
  • Bölge Müdürü Talay'dan "Elektrik" aldım!22 Kasım 2023 Çarşamba 16:47
  • ABARTIYORUZ!13 Kasım 2023 Pazartesi 12:43
  • Yine eskiye döndük!08 Kasım 2023 Çarşamba 16:48
  • Hakkari'nin son 25 yıl belediye başkanı seçme kronolojisi03 Kasım 2023 Cuma 08:00
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel :
    Feyzullah TAŞ- 0.(505) 440 39 66
    Savaş TAŞ - 0.(545) 864 4868
    YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim