• BIST 9084.03
  • Altın 2325.331
  • Dolar 32.373
  • Euro 35.0126
  • İstanbul 21 °C
  • Ankara 20 °C

Hakkari İHD’den 19 Aralık açıklaması

Hakkari İHD’den 19 Aralık açıklaması
İnsan Hakları Derneği Hakkari Şubesi, 19 Aralık cezaevi operasyonlarının yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.

İnsan Hakları Derneğinden yapılan basın açıklamasına İHD Hakkari Şube Başkanı Ferzende Taş, İHD MYK üyesi Sait Çağlayan, Şube Saymanı Nejdet Kaçmaz, Yönetim Kurulu Üyesi Cihan Kahraman katıldı.

Açıklamayı İHD Hakkari Şube Başkanı Ferzende Taş yaptı. Taş “Hayata Dönüş” adıyla 19 Aralık 2000 yılında cezaevlerinde yürütülen operasyon, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra darbeci generallerin işlediği suçlara denk bir suç işlendiğini ve hiçbir hukuki norma uyulmadan 20 cezaevinde yürütülen operasyon neticesinde tutuklu ya da hükümlü olarak mahpushanelerde tutulan 29 kişi katledildiğini söyledi.

Taş : ‘’Hikmet Sami Türk bakanlığındaki dönemin Adalet Bakanlığı, Sadettin Tantan bakanlığındaki dönemin İçişleri Bakanlığı, Aytaç Yalman komutanlığındaki dönemin Jandarma Genel Komutanlığı birlikte yürüttükleri operasyona bugünkü Türkiye’de örneklerini bol bol gördüğümüz bir ters çevirme işlemi eşliğinde imza atmışlardı.

Ölümle sonuçlanan, öldürmeyi hedefleyen bir eyleme “Hayata Dönüş” adını vermişlerdi. Üç yetkili makam da yaptıklarının bilincinde oldukları için operasyonun doğrudan sorumluluğunu hiçbir zaman almadılar, bunun yerine “Bu bir devlet kararıydı, MGK’da kararlaştırıldı” gibi sözlerle bir katliamı basit bir teknik meseleymiş gibi göstermeye çalıştılar.

Dönemin başbakanı Bülent Ecevit, yardımcıları da Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz’dı. Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidarından önceki dönemde işlenen bu insanlığa karşı suç fiiline

olumlu baktığını 2004 yılında dönemin Ceza ve Tevfik Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’a “üstün Hizmet Madalayası” takdim ederek ortaya koydu. Oysa aynı devletin mahkemeleri, bütün politik baskılara rağmen, yapılanın hukuksuzluğunu kararlarında dile getirmek zorunda kalmıştı.

Örneğin Hacer Arıkan’ın açtığı davada Danıştay 10’uncu Dairesi, 23 Ocak 2014’te devletin tazminat ödemesi gerektiğine hükmederken, olan bitenin hukuki özünü açıkça ortaya koymuştu:

“Pasif direnişteki mahkûm ve tutukluların can güvenliğinin sağlanması yönünde gerekli önlemler almayan idarenin ağır hizmet kusuru bulunmaktadır.” Dönemin yetkililerin, “tutuklu ve mahkûmların ateş açtığı”, “koğuşları ateşe verdiği” türünden beyanlarının tamamının zaman içinde doğru olmadığı ortaya çıktı.

“Sahte oruç kanlı iftar” türü başlıklarla dönemin ana akım medyası da bu suçun ortaklığını yaptı. Neticede Türkiye AiHM’de birden fazla kere mahkûm olduysa da “cezasızlık” prosedürü bu insanlığa karşı suçta da hep yürürlükte oldu. Sorumluların adil biçimde yargılanmasından hep kaçınıldı.

İnsan hak ve özgürlüklerine ilişkin mücadelelerde temel kuraldır: Devletten sadır olan ve yargı önünde hesabı sorulmamış her fiil, ilerde işlenecek daha büyük insan hakları ihlallerinin, suçlarının kapısını açar. Türkiye, insanlığa karşı suçlarda zaman aşımının işlemeyeceğini kabul etmiş ülkelerden biridir.

Şu an Türkiye’yi yönetenler her ne kadar devletin kabul ve ilan etmiş olduğu hukuka, başta anayasa normları olmak üzere, uymuyorsa da bir insan hakları mücadelesini yürütenler olarak çağrımızı yapmakta yarar görüyoruz: 19 Aralık operasyonunda adil yargılamanın önündeki engelleri kaldırın.

Bu suçun 18’inci yılında suç fiilini ve faillerini bir kere daha kınıyoruz, tarihin ve hukukun önünde, vicdanlarda aklanmaları mümkün değildir. Hukuksuzluğu koruyan herkes, o hukuksuzluğun yol açtığı ihlallerin ve şiddetin zararını bir gün mutlaka görecektir. Hukukun üstünlüğü ve temel insan haklarına saygı olmadan ülkenin ve toplumun geleceği karanlık kalacaktır.

İnsan Hakları Derneği, 16-17 Kasım 2002 tarihlerinde gerçekleştirdiği Genel Kurulu’nda tutuklu ve hükümlülerin insan haklarına saygı gösterilmesi, insan onuruna uygun koşullarda yaşamalarının sağlanması ve kamuoyunda hapishane sorunlarına dikkate çekmek amacıyla 19 Aralık gününü “Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak ilan etme kararı almıştır.

Bizler, insan hakları savunucuları olarak, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini kamuoyunda paylaşmaya devam edeceğimizi, ihlallerde sorumluluğu bulunanların cezalandırılması için mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha belirtmek isteriz” dedi. Hakkarihabertv.com

 

 

Bu haber toplam 1974 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Gül Çeşitleri28 Mart 2024 Perşembe 16:30
  • AHMET ÖĞRETMENE VEFA28 Mart 2024 Perşembe 15:27
  • Karla mücadele çalışması devam ediyor28 Mart 2024 Perşembe 15:26
  • Hakkari Dem Parti mitingi28 Mart 2024 Perşembe 14:06
  • Celal Besi, Pehlivan mahallesi muhtar adayı27 Mart 2024 Çarşamba 20:04
  • Elektrik Direği Reklamcılığı: Hedef Kitlenizi Etkili Bir Şekilde Nasıl Yakalarsınız?27 Mart 2024 Çarşamba 15:44
  • Yüksekova-Dağlıca Karayoluna Çığ Düştü27 Mart 2024 Çarşamba 13:55
  • Eriğin tanesi 20 TL27 Mart 2024 Çarşamba 13:02
  • Yerel seçimlerde oy kullanmamanın cezası var mı?27 Mart 2024 Çarşamba 12:51
  • 108 düzensiz göçmen yakalandı27 Mart 2024 Çarşamba 12:46
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel :
    Feyzullah TAŞ- 0.(505) 440 39 66
    Savaş TAŞ - 0.(545) 864 4868
    YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim