Sevgili Okuyucularım bu haftaki konumuz Profesyonel ligde mücadele eden Takımımız Hakkâri spor’u birkaç yıl evvel Aksiyon dergisinde ele alan ve bizlerinde düşüncelerine tercüman olan yazıyı bir kez daha yetkililerimize ve tüm il ileri gelenlerine hatırlatalım diye bizlerde köşemizde ele aldık. Umarız Hakkâri Spor tekrar eski günlerine döner ilimize de gereken, tesis, alt yapı konusunda gereken destek sağlanır. O eski yıllarımıza tekrar dönmek dileğiyle.
Hakkâri spor 2.Lig
AKSİYON (HAKKÂRİ SPOR)
Hakkâri spor, bir zamanlar doğunun yıldızlarından biriydi. Bugün ise otobüsü çürümeye terk edilmiş, stadı bakımsızlıktan kullanılamaz hale gelmiş. Karayolu ile Van'a uzaklığı 5, İstanbul'a ise 30 saat olan Hakkâri, Türkiye'nin en ücra köşesi. 1990'lı yıllara kadar 25 bin olan nüfusu köyden göçlerle 70 bine ulaştı. Bu dönemde, şehre sosyal alanda hiçbir yatırım yapılmadı.
Amatör kümede oynayan dokuz takım birleşir ve Hakkâri’den bir futbol takımının doğrudan üçüncü lige alınmasını ister. Bu teklif, 1991 yılında milletvekili Evliya PARLAK tarafından Meclis'e sunulur. Doğunun kritik bölge olması hasebiyle Hakkâri spor’un talebi, o dönemdeki bir yasaya dayanılarak kabul edilir. Böylece, Hakkâri spor maç oynamadan 1991–92 sezonunda üçüncü lig birinci gruba alınır.
Hakkâri spor 3.lig
İlk defa profesyonel ligde mücadele etme fırsatı yakalayan il ve ilçedeki amatör takımlar, bu fırsatı değerlendirip kaliteli futbolcularını Hakkâri spor’a verir. Kimi çok küçük paralara transfer olurken kimi de üçüncü ligin yeni ekibinde top oynamanın bile şans olduğunu düşünerek para istemez. Futbolcular, teknik direktör, masör ve antrenör, şehirdeki amatör takımlardan alınır.
İlk sezonunda orta sıralarda mücadele eden kulübün başkanlığını dönemin Hakkâri Belediye Başkanı olan Şükrü ÇALLI üstlenir. Birinci sezon profesyonel ligde tecrübe kazanan takımı ikinci sezonda Türk Telekom satın alır ve takımın ismini değiştirir. Ancak, işler yolunda gitmez ve Hakkâri spor 1994–95 yılında kötü bir sezon geçirerek amatör kümeye düşer.
Aynı yıl şehre gelen Vali Kemal ÇELİK, Hakkâri spor’a destek vereceğini söyleyerek şehirdeki futbol tutkunlarını ferahlatır. Takım, bir yıl amatör kümede kaldıktan sonra yeniden üçüncü lige çıkmayı başarır. Vali Çelik, takıma yılda bugünün parası ile yaklaşık 50 milyar lira yardım yapıyordur. Bu destek şehrin ileri gelenlerini de yardıma zorlar. Takım bir yandan tecrübe kazanır diğer yandan da üçüncü ligdeki yerini sağlamlaştırır.
Hakkâri spor 2.Lig
1999'da, Çelik'ten sonra göreve gelen Vali Nihat CANPOLAT da takıma desteği sürdürür. Kulüp için düzenlediği yardım yemeklerine katılır, antrenmanları ve iç sahadaki maçları takip eder. Beş sezon sonunda Hakkâri spor’un Başkanı Necmi KURT'un "2. lige yükseleceğiz." vaadi valinin desteği ile gerçek olur. 2000–2001 sezonunda kendi sahasında oynadığı 16 maçı kaybetmeyerek "şampiyon" sıfatı ile ikinci lige yükselir. "İlk"ler gerçekleşir. Hakkâri Stadı'nda boş koltuk kalmaz.
Hakkâri spor 2.Lig
İkinci lige çıkan takımın "yabancı" transferleri de arka arkaya geldi. Elazığ Belediye'den Abdullah, Of'tan Güray, Sivas Divriği'den Muhammed, Yüksekova'dan Nazım, Ağrı'dan Vahdeddin 25 futbolcunun 15'i yabancı, 10'u ise yerlidir. Davut, Mikail, İsa gibi kaliteli yerli futbolcular da takımda yer bulur.
Teknik Direktör Ufku SANDALCI da dışardan gelenler arasındadır. Haliyle transfer ücretleri yükselir, Futbol Federasyonu'na yatırılacak lisans parası kulüp kasasına ağır gelmeye başlar. Vali Nihat CANPOLAT'ın Kayseri'ye atanması ile devletin desteği son bulur ve işler tersine döner.
Takımın kuruluşundan kapısına kilit vurulduğu güne kadar antrenör olarak görev yapan Mahmut Aşkan, transfer ücretlerinin yüksekliğinden şikayetçi. "İkinci lige yükseldiğimizde transfer ücretleri çok yüksekti. Şimdi doğuda top oynayan oyuncuların transfer ücretleri çok düştü. İstediğin futbolcuyu alabilirsin. Biz düşmeden önce iyi futbolcu alamıyorduk. Oyuncularımız asgari ücretle top oynuyordu." diyor. İlk sezonunda kümede kalma mücadelesi veren Hakkâri spor, ligin sonlarına doğru karşılaştığı birinci ligin eski takımı Vanspor'u yenerek üçüncü lige gönderir.
Hakkâri spor 2.Lig
Ancak ikinci sezonun başında mali kriz kapıya dayanır. Hakkârili tiyatro sanatçısı Yılmaz Erdoğan'ın amcasının oğlu Mekin ERDOĞAN kulüp başkanlığına gelir. Böylece yardımlar yeniden başlar. Örneğin, Yılmaz ERDOĞAN sezon başında kulübe 70 milyar lira verir.
Beşiktaş Kulübü'nün altyapısından 7 genç oyuncu ile bir teknik direktörü Hakkâri spor’a kazandırır. İstanbul'dan gelen bu oyuncular Hakkâri spor tarihinde en yüksek transfer ücretini almıştır. Rakam yıllık 6 ila 10 milyar lira arasında değişiyordur. Fakat futbolcuların paraları ödenemez ve onlar da teknik direktörle birlikte İstanbul'un yolunu tutar.
Hakkâri Spor 2.lİG
Yılmaz ERDOĞAN, takıma destek olmak için bu sefer İstanbul Levent'teki bir türkü evinde "Hakkâri spor’a yardım gecesi" düzenler. Hakkârili zenginlerin katıldığı gecede yardım olarak vaat edilen para 171 milyar TL'dir. Ancak aradan geçen birkaç hafta içinde bu miktarın sadece 80 milyarı kulüp kasasına girer. Yabancı oyuncular Hakkâri’ye gelmiyordur. Oyuncular ya kiralıktır ya da takımlarına küskün. Hazırlık maçı için de hiçbir takım rakip olmayı kabul etmez.
Sezon arası kampı için gidilen Antalya Belek'te kriz gün yüzüne çıkar. Kampın sonunda yöneticiler otel paralarını ödeyemediği için takım rehin kalır. Hemen Yılmaz Erdoğan'dan yardım istenir. "Otel paralarını ben ödeyeceğim." diyen Erdoğan yöneticilerin serbest kalmasını sağlar.
Antrenör Mahmut AŞKAN kulübün o zamanki durumunu şöyle anlatıyor: "Maçlara giderken para olmadığından arabanın benzinini biz koyardık. Finansman yoktu. Dolayısıyla otelde kalamıyorduk. Pazar günkü maçlar için yola cumartesi akşamı çıkıyorduk. Haliyle futbolcular yorgun yorgun sahaya çıkıyor ve maçları kazanamıyordu. Futbolcuların paralarını da zamanında ödeyemememiz krizi artırdı. Profesyonel lig zaten tamamen para üzerine kurulu değil mi?"
Ah 30 milyarı bir bulabilseydik
Bu kriz döneminde yeni valinin desteği yeterli olmayınca Emniyet Müdürlüğü takıma destek olmak için takvim bastırır. Bir buçuk milyara mal olan takvimlerin satışından iki milyar lira toplanabilir. Ancak, takımın 120 milyardan fazla borcu vardır.
Yöneticiler, futbolcuların lisansları için gerekli 30 milyar lirayı bulamayınca Hakkâri spor 2002 yılında ligden çekilme kararı alır. Antrenör AŞKAN Hakkârililerin takıma sahip çıkmadığını belirtiyor: "Eğer 30 milyarı bulsaydık takım 2002'de değil de bir sonraki yıl kapanırdı. Çok söz veren oldu ama bunlar tutulmadı. Kâğıt üzerinde vaat edilen paraları alamadık. Bir ara durum çok iyiydi ama valilerin ayrılıp yerine gelenlerin sahip çıkmaması takımı düşüşe sürükledi. Valinin olmadığı hiçbir yemeğe Hakkâriliyi toplayamadık. Vali gelecek ki zengin gelsin. Vali bey olunca farklı oluyordu. Eğer şehir sahip çıksaydı bugün liglerde mücadele ediyor olurduk."
Hakkâri spor’un ligden çekilmesi ile futbolcuların büyük çoğunluğu farklı takımlarla anlaştı. Kimisi de memurluk hayatına atıldı. Mahmut AŞKAN, Milli Eğitim müdürlüğü evrak kayıtta, Hakkârili oyuncu Davut YILDIRIM TEDAŞ'ta, Nuretin AKDAĞ Telekom'da memur olarak çalışıyor. Takımın ligden çekilmesi üzerine Hakkâri Stadı'nın önüne çekilen otobüs çürümeye terk edilmiş.
Mahmut AŞKAN, arabanın 5–6 ay stadın önünde beklediğini ancak sahip çıkan olmadığını söylüyor: "Otobüsün camları kırılmış, aksamı çürümüş. Bir kurum sahip çıksaydı ona verilecekti. Kimse istemediği için bu hale geldi."
Görüldüğü gibi Aksiyon dergisinde anlatılan o zamanki aksilikler günümüzden farksız değil. Umarız Hakkâri Spor tekrar eski günlerine döner ilimize de tesis, alt yapı ve kulüplerin maddi sıkıntıları konusunda gereken destek sağlanır. O eski yıllarımıza tekrar dönmek dileğiyle.
