Sasani Devleti Şahı Melik Kubad Firuz devrinde Mecusilerin, Yahudilerin ve Hıristiyanların dinini geçersiz kılacak olan peygamberin kendisi olduğunu söyleyen Mezdek zuhur etti. Mezdek’in peygamberliğini duyan Kubad onu huzuruna çağırdı Mezdek’e '' gel bakalım,peygamberlik davası güdüyormuşsun delilin ve mucizen var mı '' dedi.
Mezdek insanların eşit olduğuna, herkesin malı ve mülkünün ortak kullanılması gerektiğini emretti bununla birlikte alt tabakadakilerin ilgisini çekerek kendi tarafına çekti daha sonra eşlerin ve kadınların da ortak kullanılması, isteyenin isteyen kişiyle cinsel münasebete girmesinde engel olmadığını emretti bir süre sonra kim evinde 20 den fazla insana ziyafet verirse ona hazineden destekler sundu sonra insanlar ziyaretler esnasında daveti verenin eşinin tüm misafirlerle cinsel münasebette bulunmasını istedi ve hatta bir evde cinsel münasebette bulunan kişi kapıya külahını asarsa evin kapısında külahı gören ev sahibi orda ne olduğunu anlayacak ve eve girerek rahatsız etmeyecekti. Bunun gibi ahlaksızlıkların sonu gelmedi. Mezdek’e en büyük muhalefeti Kubad’ın oğlu Nuşirevan yapmaktaydı ve Mezdek onu kendine ya tabi etmek yada yok etmek istiyordu.
Bu durumdan rahatsız olan Nurşirevan Mezdek i etkisiz hale getirmek için en yakınındaki adamlardan biriyle samimiyeti geliştirerek Mezdek’in sırrı karşılığında kendisine 1000 kızıl altın dinar vereceğini söyledi ve Mezdekin sırrını Nuşirevan’a söyledi. Bu adamı alarak babasının yanına götüren Nuşirevan durumu babasına anlatarak olayın bir hile olduğunu ispatladı fakat hemen müdahale edilmesi Mezdek’in öldürülmesi arkasında bir tarikatı bırakması riskini göze alamazlardı. Bunun üzerine Nuşirevan babasına Mezdek’e Nuşirevanın ilginç bir rüya gördüğünü, rüyasında ateşin Nuşirevan’a Mezdek’e iman etmesi ve tabi olmasını istiyordu şeklinde olduğunu söylemesini istedi.
Bunu duyan Mezdek’in çok hoşuna gitti daha sonra Nuşirevan Mezdek’e tabi olacağını yalnız kendisine kaç kişinin tabi olduğunu bilmek istediğini eğer gücü az ise dahada güçlendirilmesini şayet gücü iyiyse bunları sayısıyla bilmek istediğini söyledi. Bu durum Mezdek’in çok hoşuna gitti ve kendisine 12 bin kişin tabi olduğunu isimleriyle birlikte Nuşirevan’a gönderdi .
Nuşirevan kendisine tabi olacağını ve bunu büyük bir kutlamayla yapmak istediğini hatta kendisine tabii olanların tabiliğini tazelemeleri için hepsinin katılmasını istedi Mezdek bunu kabul etti. o gün geldiğinde 12 bin kişi ve Mezdek saraya toplandılar ve dediği gibi çok kudretli bir kutlama Gerçekleşti daha sonra Mezdek’in adamları 30 ar kişi olarak her çeşit ikram giyim kuşam ve eğlenceyi tasvir ettiği görkemli odalara götürmek için götürüldü.
Nuşirevan kutlamanın olacağı geceden önce sarayın gizli bölümüne 12 bin adet çukur kazdırıp kutlama başladığında ise sarayın kapılarını sıkı sıkıya kilitlenmesini emretmişti. İşte bu her götürülen grup hazırlanan çukurlara öldürülerek baş aşağı konuldu ve en son Mezdek kalınca mezdek’e adamlarının içinde olduğu şaşalı ortamı göstermek için Nuşirevan ve Kubadla beraber kalktılar. Mezdek görkemli bi hazırlık beklerken 12 bin çukura konulmuş adamlarını görünce dehşete kapılarak yolun sonuna geldiğini anladı ve Nuşirevan Mezdek’i kılıçtan geçirdi.
Mezdek’in başını dünyaya ibret olsun diye sarayın kapısına astı Babası Kubad’ı da iyi bir şah olmadığı için prangalara vurarak zindana attı ve Sasani devletinin şahı oldu. Bu olayda görüldüğü gibi tarihte nice yalancı dinler ,din adamları, din istismarcıları, yalancı peygamberler ortaya çıkarak halkı ahlaksızlaştırarak zulüm etmişlerdir. Fakat her birinin kaçınılmaz sonu Mezdek gibi olmuştur.
Bugün IŞID de aynı sahtekârlıkta ahlaksızca bir katliam sergilemekte Cihad ve Halifelik ilan etmekte, kadın çocuk demeden öldürmekte, kadınları kendi militanlarına helal kılarak terör estirmekte, hatta Kâbe’yi taş(put) olarak tabir edip yıkmak istemekte ve Müslümanların etrafında tavafını anlamayacak kadar İslam’dan uzak olduğunu göstermektedir.
Fakat Mezdek nasıl birden ortaya çıkmışsa ve bir gecede tarih sahnesinden silinmişse, ebabil kuşları nasıl kabeyi yıkmaya gelen Ebrehe’nin ordusuna gagalarındaki taşları atarak yok etmişse IŞID ‘in kaderi de buna benzeyecektir. Kısa zaman diliminde mazlum halktan en büyük dersini alacaktır. Sık sık önümüze çıkan ve her şeyin bir yerde ört bas edildiği ” Tarih tekerrürden ibarettir” deyimi maalesef ki tekrar tekerrür ediyor.
