Kalpler silahla değil, sevgi ve yüksek gönüllülükle yenilirler – Baruch Spinoza Bu yazıma, Spinoza’nın güzel sözüyle başlamak istedim.
Birçok İnsan gruplar halinde ayrılır kimi bazen siyasi görüş ayrılıkları, kimi dünyaya farklı bakışları, farklı inançlar ve kuşak çatışmaları yüzünden…
Bazen, küçük bir ayrıntı ayırır fikirlerimizi birbirinden, bazen de bir renk bir desen vs…
Çoğu zaman farklı olmak, farklı pencerelerden bakabilmek farklı zevklere sahip olmak, bakmak aslında içinde yaşadığımız topluma da, hayatımızda İnsanı değerlerimize artıları katarken daha insancıl yaklaşmayı “SEVGİ”yi öğretebilir…
Toplumumuzda genellikle, sevgi denildiğinde genellikle akla ilk önce gelen karşı cinsle aradaki duygusal çekim olsa da, aslında sevgi, hangi hedefe yöneltilirse onu anlatır (Allah sevgisi, sevgiliye duyulan sevgi, vatan sevgisi, ana ve babaya duyulan sevgi, çocuğa duyulan sevgi vs. vs…)
Ve duygunun yüküne bağlı olarak büyük bir çeşitlilik gösterir. Fedakârlık, şefkat, merhamet bunlarda sevginin farklı duygularda ki yansımalarıdır.
Sevgi, bir şeye ya da bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermesine denir.
Fakat dile getirdiğimiz farklı düşüncelerimiz, bazen bir atom bombası görevi de görüyor gibi düşüyor ortamımıza çoğu kez…
Hemen biranda "öteki" oluveriyor insan karşımızdakiler, bizim gibi düşünmeyenler, bizim sevdiğimiz kelimeleri söylemeyenler için ya da bizim gibi koşamayanlar, düşünemeyenler, göremeyenler için onlar “Ötekiler oluyor”…
Sevgiyi, empatiyi, hoşgörüyü, saygıyı, aşkı geçirmiyor hayata önyargılı kalın duvarlarımız, bir türlü öğrenemiyoruz arkasına saklandığımız duvarları yıkıp…
Sahiden biz ne zaman bu kadar kaybettik?
İnsanın doğasına anlayışına düşen, “ötekileştirmeden” düşünmek, belki sözlerine güvenmediklerimizi ötekileştirip düşman olarak görmek yerine empatiyle uzlaşma yoluna gidebilmektir…
Öyle ya, hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor İnsan olduğumuzu ve karşımız da kilerinin de bizim gibi insan olup ama öğrenebilir ama eğitilebilir olduğunu…
Ben demek yerine, "Ben senim, sen de ben" demek bu kadar zor mu? Birbirimiz için.
Anlayan bilen düşünebilen biri olarak
"Oysa ne çok ihtiyacımız var duygusallığa sevgiye şefkate... "
Sevgi, hırlaşmak değil paylaşmak,
Sevgi, el ele tutuşmaktır,
Sevgi, göz göze bakışmaktır
Sevgi, yürekte duyulan kıpırtı,
Sevgi, gözde görülen pırıltı..
Sevgi, kavga değil aşkla yaklaşmak.
Sevgi, yuva sıcağı,
Sevgi, ana kucağı.
Sevgi, esirgemek, kollamak,
Sevgi, bir yetim saçı okşamak.
Sevgi, sohbettir, muhabbettir baldır.
Sevgi, aydınlık, pırıl pırıl gece.
Sevgi, var ile yok arası,
Sevgi, nimet, aş ekmek,
Sevgi, var olmak, var olanı bilmek,
Sevgi, haddini bilmek, kendine gelmek.
Sevgi, kul olmak, kulluk etmek,
Sevgi, Yaradan’a şükretmek.