Hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı 70’li ve 80’li yıllarda bu yaylalara yüzlerce koyun yetiştiricisi ev çıkar ve Zoma dediğimiz konaklarda kıldan kara çadırlarını kurar ve hayvanlarını besleyerek ürünlerinden yararlanılırdı.
Hakkâri’deki küçükbaş hayvan sayısı 3 milyona yaklaşmakta ve hayvanların başta süt, yoğurt, yağ, yapağı, yün ve etlerinden yararlanılarak önemli bir para girdisi sağlanır ve halk geçimlerini üreterek ve doğal ürünlerini pazarlayarak sürerdi.
Sonraları şiddet ve terör yüzünden yaylalara çıkmak zorlaştı ve nihayetinde güvenlik gerekçe gösterilerek yaylalara çıkış yasaklandı.
Elindeki hayvanını davarını satan köylü ve üretici vatandaş bir an için bocalayarak ne iş yapacağını, nasıl geçineceğinin telaşını aldı. Çünkü çoğu hayvanları kaptı kaçtı ve dolandırıcılarının eline geçmiş ve malının değerini ve karşılığını alamamış ve dolandırılmıştı.
İl ve ilçe merkezinin varoşlarına gelenler bir anda üretici durumdan tüketici duruma düşmüş ve çok acılar çekmişlerdi.
Olağan üstü Halin kaldırılmasından sonra yaylalara çıkmak tekrar kısmi serbest bırakılmış ve vatandaş hayvan alarak tekrar üretici duruma ve hayvancılığı canlandırmaya başlamışlardı.
Buna bir de hükümetin desteği eklenince hayvan sayısında önemli artışlar yaşanmış ve yaylalar tekrar eski canlı durumlarına kavuşmak üzereydiler.
Bu yaylalara çıkamayan bir kısım yayla sahipleri yaylalarını Koçerlere kiralayarak onların gelip buralarda hayvanlarının yetiştirip beslenmelerine ve belirli kazanç sağlamalarına zemin hazırlamışlardı.
Bazen yaylaların çoğu müşterek ortaklı olduğu için parayı alanlarla bundan mahrum kalanlar arasında tatsızlıklar olmuş ama her defasında araya giren aile ve aşiret büyükleriyle bu sorun kısmi olarak çözümlenmişti.
Yaylaların yasaklı olduğu 2017 yılında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Hakkâri ziyaretinde Hakkâri Halkına verdiği önemli müjdelerden birinin de yayla yasağının kaldırılacağı müjdesiydi.
2019 yılına girdiğimiz şu zaman zarfında gelinen noktada yaylalara yasağın tekrar başladığını, bu yaylalara gelen Koçerlerin bundan böyle bu yaylalara gelinemeyeceği ve bununda “Güvenlik Gerekçesi” öne sürülerek halka duyuruluyordu.
Hayvancılığın Türkiye’de S.O.S. verdiği bir dönemde Hakkâri’deki yaylaların yasaklanması hayvan yetiştiricilerine ve hayvancılığa vurulan en önemli darbedir.
Halkı teşvik edip hayvancılığı özendireceğimize yaylaları yasaklayarak vatandaşın üç beş yılda elinde tuttuğu ve çoğalttığı hayvanlarını yine yok pahasına elinden çıkarmaya ve satmaya zorlamaktayız.
Üretimin olmadığı ve şehir merkezine yığılan insanların bu devlete bir kazançlarının olmayacağını ve bunların tekrar teşvik edilerek ve desteklenerek hayvancılığın yeniden canlandırılmasına başta hükümet ve il yetkilileri el atmalı ve Hakkâri halkının en önemli geçim ve kazanç kapısı kapatılmamalıdır.
Dertlerini bizlere kadar yansıtan bu vatandaşımızın seslerine tercüman olmak babında bu köşemize taşıyor yetkililerin konu üzerinde hassasiyetlerini bekliyoruz.
