12 EYLÜL VE SEN!

Ressam kimliğinle tanıdım seni. Fırçanı çok iyi kullandın, renkleri çok iyi ayarladın ve işkencenin resmini kimse, hiçbir ressam senin gibi çizemedi. Tüm resimlerinde siyah ve kırmızıyı iyi kullandın. Siyahı yas ve karanlık, kırmızıyı da hep akıttığın kan olarak….

Bak şimdi bir tablonu daha gördüm. Enfes çizimler var. Sehpa ve ip bu kadar mı güzel işlenir. İdama götürdüğün gençlerden öğrenmişsindir, onlardan çekmişsindir bu kopyayı, boğmaca sanatında üzerinde yoktur.

Elektriği her kes aydınlatma işini görüyor diye kullandı ve hepsi de yanılıyor. Onlar bilmiyor, elektriği de bilen tek güç sensin. Çünkü elektriği yüksek voltajla gencecik bedenlere yükleyensin.

Hizmetlerin saymakla bitmiyor, devrimci bıyıklı gençler enselerinde tek kurşunla ödüllendirdin. Hücrede misafir ettiğin konuklarına dışkı yedirmen tarihe geçti. Memlekete kar kat binalar değil ama ülkenin dört bir yanında beş yıldızlı cezaevlerini inşa ettin.

Yasaların ve vicdansızlığınla ölümü sen yarattığın için ölüm sana kolay kolay yaklaşmıyor. Çünkü toprak bile senden hesap soracaktır. O öldürttüğün binlerce masum selaat köprüsünde ellerinde çiçeklerle seni bekliyor olacaklar. Eylül ayını ve 12 Eylül!ü hiç sevmiyorum… Seni ise zaten kimseler sevmiyor…

12 EYLÜL BİLANÇOSU..