02 Mayıs 2024
  • İstanbul13°C
  • Ankara12°C

CESARET KORKUYU YENDİ

Cesaret korkuyu yendi

Tahmin ediyorum ki Kürt halkının gasp edilen hakları hilelerle manipülasyonlarla suyun yüzeyine değil demokrasinin yasal zeminine yazılır.

20 Kasım 2014 Perşembe 17:10

Yüzyıllık kangren haline gelen Kürt sorunu çözüm yöntemleri şekilden şekle girdi. Farklı başlıklar altında alternatifler arandı. Kürtler ne istiyor üzerine demokratik hak taleplerine fırsat tanımadan talepleri engellemek daha çok  baskıdaha çok direnç sarmalına vardı. Böylece kazanın basıncı artmakla kapak değiştirdi. Kazan ve ateş yerinde durdu. 

Kazanın basıncı gittikçe yükselmeye başladı arada yapılan palyatif düzenlemeler yetersiz kaldı. Çünkü devler her zaman ve her zeminde ezen oldu. Aynı zamanda veren koruyan olmadı. Bu nedenle Kürt sorunu tüm boyutları ile daha da derinleşmeye giriyordu.

Türkiye’nin önünde büyük bir engel olarak durdu. İten olmayan yaklaşımlar ısrarla tersinden okuyarak ülkeye korkunç tahribatlar yaşattı. Hilelerle, manipülasyonlarla sorunu başarıya ulaştırmadı.

Devletin iç politika dayanağı resmi ideoloji üzerinde yoğunlaştı. ‘’ tek millet, tek devlet, tek dil’’ bir söylemde tek vatan bayrağımızda kan var onlar hain ya sev ya terket, vatan millet Sakarya üçlemesi her vatandaş Türk’tür demekle 90 yıldır toplumu zorla bu dayatmalara göre üst parlatmayla şekillendirmeye çalışıldı.

Nitekim bu klasik söylemler ülkeyi yokuş aşağı iterek hükümet sistemleri de bu çarka takılıp geri dönmeye başlıyordu. Bu dayatmalar tarihten beri ne kazandırdı??? Otoriter diktatöryel dogmatik ilkel milliyetçilik vb. Türkiye’nin başına bela olan bir realite oldu. Ülkeyi huzura istikrara kavuşturmadığı gibi demokrasiyi yenilgiden kurtaramadı. Halkları bir ahtapot gibi kolları arasına alarak eritmeye çalıştı. Sadece tatsız bir meyveden ibaret olan bu çağ geri hastalık gereksiz bir gurudan başka da bir şey değildi. Bu kaygan zemin üzerinde siyaset yürüten sistemlerin başarılı olduğu görülmemektedir.

Dolayısıyla demokratik siyasetin temeli, doğal halktır. Karşılıklı anlama kabiliyeti hak ve özgürlüklerdir. Her halkın ana dilinde eğitimi ve kültürüdür. Eşit yurttaş muamelesi insan yaşamına saygı tarihin karanlığında kalan sayfalarla yüzleşmektir.

Görülüyor ki 3 yıllık ‘’çözüm sürecine’’ ilişkin gelişme ve uygulamalar deryadaki dalgalar gibi gelip gitti, sahile vurup iz bıraktı. Lakin sonuç çıkmadı. Sorunun çözümü ise geçmişte denenmiş formüller üzerinde yoğunlaştı bu alternatifler geçmişte vahim acılarla sonuçlandığı gibi bir kez daha Kürt halkını bu tehditlerle terbiye etmeye çalışılırsa isabetli olmayacağı rahatlıkla söylenebilir.

Hükümet sürece ilişkin hep iyi şeyler söylemiş fakat pratikte aksini yapmıştır. Çözüm konusunda yeterince cesur ve kararlı olmadığı için atılan adımlar çok geç hem de yarım yamalak bırakıldı. Tüm sonuçları ile daha fazla yürüyemeyeceği gerçeği herkes tarafından görülmekte ve ifade edilmektedir. Umarız ki bundan sonra su üstüne yazı yazılmaz. Demokrasinin yasal zeminine yazılır. Türkiye çözüm sürecini başka ülkelerin yaptığı gibi yasal bir zemine kavuşturarak dirayetle ve cesaretle sürdürür… Hakkarihabertv.com

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.