HERKES ORADA OLMALIYDI

 

Dünya kan gölüne dönüştü. Her gün bir kadın veya çocuk öldürülüyor. Ortadoğu, Mısır, Irak, Suriye ve birçok ülkede insanlık dramı ve utancı yaşanıyor. İşlenen bu cinayetlere sessiz kalıyorsak hepimiz sorumluyuz demektir. Ölüm sessizliğinde çocukların ve anaların çığlıkları yükseliyor. Her taraf kan kokarken evimizde kaşıkladığımız yemek bile haram gibi geliyor.

 

İsrail, Işid, Esad ve birçok terör ve diktatör yönetimin kasap misali kameralar eşliğinde boyunlarını keserek işledikleri cinayetlere dur demek ve tepkileri dile getirmek amacıyla dün ilimizde bir yürüyüş düzenlendi. Günler öncesi program ile ilgili bildiri tüm evlere ve dükkanlara dağıtıldı. 

 

Dilek Hatipoğlu, Nurullah Çiftçi, Tahirhan Taş, Kazım Kurt, İsmail Akbulak, Rahmi Temel, Mehtap Demirel, Miraz Çallı, Ramazan Elmas yani hep aynı duyarlı insanların sorunu değil bu.

 

Ülkemizde ve dünyada işlenen katliamlara dur demek, İslam adına, Allah adına kuşbaşı misali kesilen canlara yeter demek, masum çocuklara artık kıyılmasın, kadınlara tecavüz edilmesin, idamlar durdurulsun demek için toplanma kararı alındı. 

 

Bu anlamlı yürüyüşe tüm kent eşlik etmeliydi. Herkes kadını, genci, yaşlısı ve çocuklarıyla birlikte evlerini kilitleyip gelmeliydiler. Ben doğrusu en az 10 bin katılımcı bekliyordum. Bu durum siyaset ve partiler üstü bir ciddiyettir. Ak Partili, MHP’li, CHP’li, her renk her insan kol kola yürümeliydi. 

 

 

Katılımın zayıf olması bir kenara, binlerce insanımız bizi sadece işyerlerinde ve evlerinin penceresinde meraklı gözlerle dürbünledi. Bu ilgisiz bakış beni çok üzdü. 

 

Demem şu ki, bir sendikanın veya bir partinin programına görüşünüze ters diye katılmama hakkına sahipsinizdir. Fakat bu oluşumun başlığında

 

 

Bu başlık altında, böyle bir programı düzenleyen kim olursa olsun peşinden gider, tepkimi demokratik yollardan haykırırım.  Kimse bana kızmasın, umarım mesaj alınmıştı.