11 Kasım öncesi Irak’tan fısıltılar
Kaynak:Yaşar İçen
Kaldırımlarda, direklerde, orta refüjlerde, ağaçlarda, araçlarda, binalarda afiş asılmadık yer kalmamış. Son Irak ziyaretimde Erbil, Bağdat, Kerkük, Duhok, Zaho’yu gezdim. Bağdat dışında her yerde bir coşku var. Bağdat dışında diyorum çünkü orada “fırtına öncesi sessizlik” var gibiydi.
Herkes suskun bir şekilde seçimin bir an evvel bitmesini istiyor. Irak’ta ilk ziyaretim Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne oldu. IKBY; hızlı bir inşa/gelişim süreci yaşıyor. Binalar, yollar, köprüler, alt yapılar, fabrikalar, devlet kurumlarının işleyişi, eğitim, sosyal-kültürel-sportif faaliyetler ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi muazzam bir dönüşüm yaşıyor.
Sokaktaki asayişten tutun kamu kurumlarında görev yapan normal bir memura kadar herkeste Başbakan Masrour Barzani’nin bakış açısını görebiliyorsunuz. IKBY’de sokakları gezerken KDP’li adayların sarı posterleri nedeniyle aklımda Mazhar Alanson’un “Sarı Laleler” şarkısı çalıp durdu. Yer gök sarılara bürünmüştü Duhok’ta, Erbil’de, Zaho’da. Ve bu kez çok fazla aday vardı KDP’den. KDP’den sonra KYB’li ve KYB’den koparak gelişen diğer partilerin adayları göze çarpıyor. Sokakları gezerken ziyaretlerde bulunan adaylar ile karşılaşıyordum.
Adaylar her haneyi, her dükkanı, sokaktaki her bireyi tek tek ziyaret ederek oy istiyordu. IKBY’de görünen tablo festival havasında olmasına rağmen halkın durgunluğu gözümden kaçmadı. “Tuhaf bir durgunluk var IKBY de…” Erbil’de 28 Ekim’de Maarif Okulları Öğrencilerinin düzenlediği Cumhuriyet Bayramı programına da katıldım.
Samimi, değerli ve emek verilmiş bir kutlama programı olmakla birlikte o gün o salonda “Terörsüz Türkiye Ruhunu” da çok iyi şekilde yansıttı Maarif Erbil. Tekrar tebrik ediyorum. Ve Duhok-Zaho Bölgesi 11 Kasım seçiminde bir kez daha KDP’nin bayrağını önde tutacak benden söylemesi. Süleymaniye’de ise Lahur-Bafel Talabani çekişmesi şu an için seçimin önüne geçmiş durumda. Bu çekişme Süleymaniye’de KDP’nin oylarını arttırabilir.
BAĞDAT; derin bir sessizliğe teslim. Herkes ve her şey ruhunu kaybetmiş gibi. “Fırtına öncesi sessizlik” mi desem “pes etmişlik” mi desem tam olarak bilemiyorum fakat Bağdat Yönetimi ve bilhassa Haşdi Şabi 11 Kasım Seçimine “Fransız kalmayı” tercih ediyor. Haşdi Şabi ABD’nin korkusundan sesini bile çıkaramıyor. Irak’a hükmeden Haşdi Şabi’nin bu çekincesi Iraklılar arasında bir tedirginlik yaratıyor çünkü Haşdi Şabi düşünüldüğü gibi sadece İran yanlısı Şiilerden oluşmuyor. Haşdi Şabi “derin bir strateji” ile Irak’ta bulunan tüm dini-mezhebi-kültürel halklardan oluşan bir yapı tesis ederek herkese dokunmuş, kazandırmış, güç bulmuş. Sadr Hareketi bu seçime de katılmıyor.
Tabelasını indirmediği halde seçimlere katılmayı reddeden Sadr Hareketi’nin bilinçaltında “sonrasına dair önemli bir strateji” mutlaka var zira Sadr; yönetim kadrosu ve seçmen kitlesi ile hiç de boşa kürek bırakacak bir profilde değil! Bağdat Parlamentosu 11 Kasım Seçimi sonrasında (şayet seçim olursa) renkli ve zorlu bir yapıya sahip olacaktır. Bu renkli yapıya pek alışkın olmayan ve maalesef “demokrasiyi tam olarak sindiremeyen/uygulayamayan” Irak’ta bu renkli parlamentonun uzun vadeli devam edeceğine ihtimal vermiyorum.
Yeni bir seçim ya da yeni bir fırtına olabilir Irak ufkunda! Kerkük; Bağdat ve Erbil Yönetimlerinden farklı bir tablo çiziyor. Kerkük’te her yer mavi. Türkmen adayların yoğun olduğu Kerkük’te sonuç bu kez sevindirici olabilir Türkmenler için. ITC listesinden 2 vekilin kesin olarak çıkmasını bekliyorum. Bir ihtimal 3.vekil de çıkabilir. Kerkük’te tablo Araplardan yana biraz sıkıntılı çünkü Arap-Arap çekişmesi “düşmanımın düşmanı dostumdur” dedirtebilir Araplara ve Arap oyları Kürtlere ve Türkmenlere kayabilir.
Bunca Irak koşturması arasında 29 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçiliği’nin düzenlediği Cumhuriyet Resepsiyonu’na da katılım sağladım. Büyükelçiliğin bahçesinde düzenlenen resepsiyona katılım yüksekti. Türkiye yemekleri ve dev ekranda dönen Türkiye görüntüleri eşliğinde bizler de Türkiye sohbetleri gerçekleştirdik.