BAŞBAKAN VEKİLLERİ AĞLATTI

Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında İçişleri Bakanı Beşir Atalay ın koordinatörlüğünde sürdürülen demokratik açılım konusunda değerlendirmelerde bulundu. Doğu ve Güneydoğu da yaşanan sorunun devam etmesine, çözümün akamete uğramasına çanak tutan anlayışların, yaşanan acıların vebaline de ortak olacağını kaydeden Erdoğan, "Sorunu bu hale getiren anlayışlardan medet beklemiyoruz ama diyoruz ki gölge etmeyin. Engel olmayın. Bu kardeşlik projesine, bu barış ve bütünleşme projesine, bu milli birlik bütünlük projesine kapılarınızı kapatmayın diyoruz. Gelin bu çalışmayı hep birlikte şekillendirelim" diye konuştu.

AK Parti olarak bu sorunun çözümünde anlık çalışmalar yapmadıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, bunun bir demokratik açılım projesi olacağını ve önemli bir girişim olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Ana dilin öğretilmesi ve ana dilde yayın konusunda açılımlar yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, yapılan açılımların hiç gündeme gelmediğini, sürekli vermediler, aldık gibi bir mantığın işlendiğini ifade etti. Erdoğan DTP ye, "Eğer bu tür yaklaşımlarla gelirseniz, kusura bakmayın, yaya kalırsınız" mesajı gönderdi.

Erdoğan, iktidarın kendilerine yüklediği sorumluluğun bilinciyle bu adımları attıklarını vurguladı. Sorunun kapsamlı şeklide çözümü için uygun zemini süreç içinde hazırladıklarını, olgunlaştırdıklarını ve bugünkü noktaya taşıdıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, meselenin kalıcı şekilde çözümü için bugün çok geniş bir mutabakat zemininin de oluştuğunu müşahade ettiklerini ifade etti.

"PARLAMENTO ÇATISI ALTINDA BU DİLİ KONUŞAN BİR MİLLETVEKİLİ NASIL OLUR?"

Türkiye de kimsenin biz Kürt kökenli vatandaşların temlsilcisiyiz havasına girmemesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, AK Parti nin son seçimlerde Türkiye nin 7 bölgesinde birinci parti olduğunu, 81 ilin büyük bölümünde birinci parti, kalan kısmında da ikinci parti olduğunu ifade etti. Erdoğan şöyle konuştu:

"Yani biz Türkiye partisiyiz, belli bölgelerin partisi değiliz. Biz 71,5 milyon vatan evladının partisiyiz. Bizim farkımız bu. Ama buna rağmen diyoruz ki biz Türkiye nin tamamı değiliz. Bütün siyasi partilerle, sivil toplum örgütleriyle, medyayla elele verelim, bu işi öyle çözelim. Burada siyasi polemiklere girmek istemiyorum. Bizi son derece ağır ve insafsız şekilde eleştiren, haşa bizi adeta vatan haini olarak ilan eden sayın Bahçeli ye cevap verecek değilim.

İnanıyorum ki MHP nin kendi içindeki mensupları bile onun bu yaklaşımından rahatsızdır. Sayın Bahçeli nin yaklaşan büyük kongresinin hazırlığı içinde bu hezeyanlara girmesi yanlıştır. Bizim vatan sevgimizi ölçebilecek ne kalitetedir, ne kariyerdedir. Bunu böyle bilin. CHP nin sayın liderine de burada cevap verecek değilim. Onlarla bu şekilde bir tartışmanın içine de girecek değilim. Ama iki lidere de tavır belirlemek noktasında son derece aceleci davrandıklarını, bu şekilde çözümden değil çözümsüzlükten yana bir tavır içine doğru sürüklendiklerini de hatırlatmak isterim. Henüz dere görülmeden muhalefet, set çekmek için kazmayı, küreği eline almış. Durumları bu. Eylem planı noktasında, yol haritası noktasında bizim çalışmalarımız devam ediyor.

Henüz nihai bir aşamaya gelmedik, kalkıp kendileri hemen anında açıklamalar yapıyorlar. Aman yarabbi, o ne edeptir. Nasıl edepli konuşmalar yapıyorlar? Yetkilileri nasıl konuşmalar yapıyor? Böyle sokakta lalettayin dolaşan kişiler bu dili kullanmaz. Bu Parlamentonun çatısı altında bu dili konuşan bir milletvekili nasıl olur? Bu nasıl bir ahlak anlayışıdır? Benim arkadaşlarıma bu şekilde bir hitapta bulunmak kimsenin haddine değil. Ama bunun hesabını ben inanıyorum ki MHP nin tabanı da, CHP nin tabanı da onlardan soracaktır."

"BİZİM NİYETİMİZ SON DERECE SAMİMİDİR"

Başbakan Erdoğan, bir ortak dil oluşturmaya çalıştıklarını, ortak akılla çözüm aradıklarını ancak muhalefetin biz ne ortak dilde, ne ortak akılda varız dediğini ifade etti. Türkiye nin her köşesinde istismar mekanizmalarının çalışacağını, çözümsüzlükten beslenenlerin konuları çarpıtmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Erdoğan, siyasi riski ne olursa olsun bu meseleyi Türkiye nin çıkarına, Türkiye nin geleceği adına çözmekten başka bir amaçlarının olmadığını vurguladı.

Bu mesele kardeşlik hukuku, vatandaşlık hukuku dairesinde çözüldüğünde Türkiye nin nasıl bir atılım sürecine gireceğinin de tahayyül edilmesini isteyen Erdoğan, öğretmenlerin, doktorların, polis ve askerlerin, tayinleri doğu ve güneydoğu illerine çıktığında nasıl bir aşkla görev yerlerine ulaşacaklarının hayal edilmesi gerektiğini belirtti.

Bu fotoğrafın çok uzağında olmadıklarını dile getiren Erdoğan, "Ben bu sürecin artık çok yakınımızda olduğuna bütün kalbimle inanıyorum. Bizim niyetimiz son derece samimidir. Gencecik fidanların, ana kuzularının sararıp solmasına, ağıtlara tahammülümüz yok. Annelerin gözyaşlarına, evlat acısına daha fazla tahammülümüz yok. Ülkenin bir bölümü memesi gerektiğini dile getiren üzerine çökmüş kara bulutlara, umutsuzluğa tahammülümüz yok. Bu kardeşlik projesini, bütünleşme projesini hep birlikte başaracağız" diye konuştu.

Bu arada Başbakan Erdoğan ın şehitlerle ilgili sözleri sırasında başta Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak üzere bazı milletvekillerinin ağladıkları ve gözyaşları içinde Başbakan Erdoğan ı alkışladıkları gözlendi. (İHA)