Uzun bir bekleyişten sonra ilkyazımı böyle anlamlı bir gün olan 8 Mart Dünya emekçi Kadınlar gününde yazarak tekrar, Merhaba demek istedim özlediğim yeni bir başlangıca.
Bu sene barışa duyulan özlemle Türkiye’de ve bölgemizde 8 Mart kutlamaları erken başladı. Haftalardır kadınlar kendi bulundukları mahallelerde meşaleli yürüyüşler yapıyor ve davul zurna eşliğinde halaylar çekerek kutluyor. Haftalar süren kutlamaların ardından Bu gün 8 Mart Dünya emekçi Kadınlar günü. Her yerde bütün alanlarda kutlamalar sürerken bende bu gün belki de hiç kimsenin aklına gelmeyen Zindandaki kadınların 8 Mart coşkusunu yazıp ölümsüzleştirmek istedim bu cümlelerle.
Bilindiği gibi ülkemizde basın ve ifade özgürlüğü o kadar çok ilerlemiş ki, bende bir kadın gazeteci olarak son geçirdiğim iki 8 Mart Kadınlar günü kutlamasını Bitlis cezaevinde siyasi tutsak kadınlarla geçirmek zorunda kaldım. 2 yıl zindanda 8 Martı kutlayan büyük emek sahibi Tutsak kadınlarla birlikte cezaevindeki anlamsız mekânda anlamlı kutlamaların takipçisi oldum.
Cezaevinde kutladığım 8 Marttan bu sene dışarıda geçiyorum ama zindanlarda hala çok sayıda kadın siyasetçi belediye başkanı, avukat, öğrenci ve gazeteci arkadaşımın olduğunu bilmek bile insanın yüreğini acıtmaya yetebiliyor. İnsan bu mekânları gördükten sonra yaşanan insanlık dışı mekânları yaşamları görebiliyor. Yaşanan mekana anlam yüklemeye çalışsan da beton yığınları birden bütün anlamı kaldırıp iğrenç yüzünü gösterebiliyor.
Bu nedenle dışarıdaki 8 Mart kutlamaları ne düzeyde coşkulu geçerse geçsin zindanlardaki Hasta tutsaklar başta olmak üzere bulunan binlerce kadının dört duvar arasında olduğunu bilmek yaşanan bütün mutlulukların üzerine gölge düşürerek büyük bir burukluk yaşatabiliyor. Zindanlardaki emekçi kadınlar çıkmadan, 8 Martlar tam anlamıyla amacına ulaşmayacağına inanıyorum.
Zindan da 8 Mart kutlamaları
Zindanlarda 8 Mart heyecanı erken başlar ve bambaşka bir coşkuyla karşılar tutsak emekçi kadınlar 8 Martı. Bütün kadın koğuşlarında hep beraber başlar çalışmalar. Bir hafta önce müzik, tiyatro, folklor ekipleri çıkarılır amatör tutsak oyuncular tarafından. Her grup ayrı bir yerde çalışır gizlilik esastır. Her şey sürpriz. Hata ki 8 Mart günü gelene kadar…
Büyük bir heyecanla başlar yapılacak etkinlikler için çalışmalar.8 Mart günü kadın heyecanı ve coşkusu, zılgıtları inlerdi Bitlis cezaevi ve diğer bütün kadınların bulunduğu bütün zindanları, sonra başlar anlamsız mekanda anlam yüklü kutlamalar. Müzik grubu, tiyatro ve folklor grubu sırayla etkinliklerine başlardı.
Bizim bulunduğumuz Bitlis cezaevinde Yüksekova belediye başkanı Ruken Yetişkinde yanımızda olduğu için onu da konuşmacı olarak sahneye davet ederdik. En sonunda arkadaşların çamaşır leğenlerinden yaptığı davul eşliğinde farklı yörelere özgü Kürtçe şarkılarla, zılgıtlarla cezaevi avlusunda çekilen halaylarla sona ererdi.
Kimse bilmez belki ama zindanlardaki anlam yüklü kutlamaları, ama geçen yıl olduğu gibi bu senede zindanlarda bulunan kadın tutsakların kutlamaları barışa, özgürlüğe olan özlem ve dileklerle sürüyor. Bu vesileyle bu anlamlı günde başta zindanlarda bulunan kadın tutsaklar olmak üzere bütün dünya kadınlarının 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününü kutluyorum.
