• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 17 °C

Erdoğan: Özerklik ilan edenlerin dünyayı başlarına yıkarız

Erdoğan: Özerklik ilan edenlerin dünyayı başlarına yıkarız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “‘özerklik, öz yönetim’ adı altında devlet içinde devlet kurmaya çalışanların da dünyayı başlarına yıkarız, bunun böyle bilinmesi lazım” dedi. Erdoğan Türkiye’de parlamenter sistemin de miadını doldurduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da, Türkiye Anayasa Platformunca düzenlenen “Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte” temalı programda konuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Yeni Anayasa için Hep Birlikte Çağırısı’nın şu ana kadar yaklaşık 300 sivil toplum kuruluşumuz tarafından desteklendiğini öğrendim. Bu sayı kısa süre içerisinde inanıyorum ki çok daha yüksek rakamlara çıkacaktır. Bunun ise ülke genelinde milletin birliğine bir çağrı olduğuna inanıyorum. Çünkü bu mesele herhangi bir kurumun veya şahsın değil bizatihi milletimizin meselesidir.

“Millet kendi meselesi olan anaysa talbine STK’lar aracılığıyla sahip çıkıyor. Demokrasiye inanan herkes milletin talebine saygılı olması gerekir.

‘Milli olan her meselede ben de varım’

“Bu mesele millidir, bu mesele yerlidir. Milli olan her meselede, yerli olan her meselede Cumhurbaşkanı olarak ben de varım, bunu açıkça söylüyorum. Bugüne kadar kurulan anayasaların hepsi ithaldir, yerli değildir. İthal ürünlerle yönetildik, ithal mantıklar bize hakim oldu. Şimdi biz yerliye ve milliye dönmeliyiz.

“Biz anayasa dedikçe birileri bundan rahatsız oluyor. Yeni anayasadan rahatsız olan mevcut anayasadan memnun demektir. Mevcut anayasada değiştirilmesine rağmen ıslahı mümkün olmayan bir metindir.

“Yeni anayasa meselesi en başından beri bu kadro tarafından gündeme getirilmektedir. İşe asıl sahip çıkması gereken muhalefet ise tam tersi bir tutum içinde. Diğer partiler anayasa metni oluşturmak için değil engellemek için çalışıyor.

“Mevcut anayasalar bu vücuda dar geliyor, artık bunu kaldırmıyor. Milletimizi  temsil eden her platformda yeni anayasa konuşuluyor.

‘Anayasa metinleri dayatmadır’

“Artık burada yapılması gereken, yeni anayasa çağrılarına kulak tıkayan, oyalayıcı topu taca atıcı tavırlar yerine samimi bir şekilde tekliflerin ortaya konulmasıdır. Yeni anayasa ne kadar geniş temsil kabiliyetine sahip bir yapı tarafından inşa edilirse, tatbiki, uygulaması da o derece güçlü, gerçekçi olur.

“Bizdeki anayasa metinleri dayatmadır. Darbe direktifleri olarak hazırlanmıştır. Gelin darbecilerin değil, onun temsilcilerinin yaptığı bir anayasayı bizden sonrası nesillere armağan edelim. Bu yeni anayasa ruhuyla diliyle yazılmalıdır. Bu anayasaya bakıldığında millet kendini görmelidir.

‘Parlamenter sistem miadını doldurdu’

“Yeni anayasanın yapımında usulü çok iyi belirlemeliyiz. 2011’deki usulün sonuç vermediğini görmedik. Şu anda daha önceden görüşülmüş 60 madde aynı şekilde duruyor. Kimin dürüst olduğunu görmek bakımından bu 60 maddelik çalışma bir ıspattır.

“Bu millet içinden bir anayasa yapabilecek bir kadro hazırlayamadı mı? Millet hazır da siyasetçiler buna hazır değil. Yeni anayasa konusunda üzerinde en çok tartışılan konu güçler ayrılığı olacaktır. Bu hususta çok fazla bir sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. Hukukun üstünlüğü konusunda kimsenin itirazı olamaz. Yeni anayasanın ruhu çatışma yerine uyum ve denge mantığıyla oluşturulduğunda sıkıntı kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

“Yürütme meselesi sanıyorum yeni anayasa çalışmalarının düğüm noktasını teşkil edecektir. Biz, parlamenter sistemin ülkemizde miadını doldurduğuna inanıyoruz. Yeni Türkiye’nin inşası sürecinde yeni anayasaya ve onunla birlikte hayata geçirilecek başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.

‘Erdoğan’ın kişisel meselesi değil’

“Milletime özellikle sesleniyorum, şu yanlışı peşinen düzeltmek istiyorum. Başkanlık sistemi Tayyip Erdoğan’ın kişisel meselesi değildir. Bunu böyle bilelim. Bu sistemi Cumhurbaşkanlığımda da konuştum, Başbakanlığımda da konuştum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum zaman da konuştum.

“Buna yeni başlamadık. Biz dersimizi iyi çalışıyoruz. Benim bu konuyu gündeme getirmem, Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için böyle bir yönetim sistemine sahip olması gerektiğine olan samimi inancımdan kaynaklanıyor.

‘Millet bilgilendirilmeli’

“Bugün Türkiye tarihinde ilk defa milletin kendi tercihi olarak milletin yeni anayasasını ve başkanlık sistemini tartışabilmektedir. Bu bile başlı başına bir kazançtır. Yapmamız gereken milletin başkanlık sistemi konusunda bilgilendirilmesi önem arz ediyor.

“Başkanlık sistemi konusundaki bir diğer önemli avantajımız, 16 Ağustos 2014 itibariyle cumhurbaşkanının doğrudan millet tarafından seçilmeye başlanmış olmasıdır. Adım atıldı, bu iş yürüyor. Ülkemizde bu sistemle seçilen hiçbir cumhurbaşkanının, siyasi gündemden tecrit edilmiş bir şekilde sadece sembolik konumda bulunması düşünülemez.

“Meclisin seçtiği cumhurbaşkanlarının da tümüyle siyasi gündemin dışında kaldığını, yetkilerini tarafsızlık içinde kullandığını söyleyebilmemiz mümkün değildir, kendimizi aldatmayalım.

‘Bu sistemin yürümesi fevkalade güç’

“Mevcut sistemimiz bir anormallik halidir. Hem seçilmiş başbakan hem seçilmiş cumhurbaşkanıyla bu sistemin yürümesi fevkalade güçtür. Hadi bugün biz aynı siyasi gelenekten gelen, uzun yıllar mesai arkadaşlığı yapmış Cumhurbaşkanı ve Başbakan olarak uyum içerisinde çalışıyoruz. Ama aynı siyasi gelenekten gelmemiş bir cumhurbaşkanıyla da ben çalıştım. Ne getirdiğini ne götürdüğünü biliyorum. Damdan düştüm, biliyorum.

“Başkanlık sistemini dışlayan anayasa çalışması sakat kalır. Benim teklifim; kararın milletimize bırakılmasıdır. Hem parlamento bu noktada bir karar vermelidir, ama parlamentonun kararı arkasından da millete gidilmelidir. Nihai kararı vekiller değil asil olan millet vermelidir. Asıl kararı millet vermelidir.

“Nasıl uygulanacağı meselesi geniş bir tartışma konusudur. Biz dünyadaki örnekleri inceleyip mevcut birikimlerimizden de faydalanarak bir sistem oluşturmalıyız. Bu durum, tüm yönetim sisteminin yeniden yapılandırılmasını gerektirmektedir.

‘Devlet içinde devlet kurmaya çalışanlar’

“7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında, bu konuda bedelini hala ödediğimiz bir tereddüt yaşandı mı? Yaşandı. Her taraf kan gölüne döndü mü Döndü. Niye İşte açık ortada. Bir koalisyon zemini ortaya çıktı, bunu fırsat bilen yamyamlar ülkemizi kan gölüne döndürdü. Başkanlık sistemi, sağladığı mutlak istikrar ortamıyla Türkiye’yi bu tür sıkıntılardan, risklerden koruyabilme özelliğini sahiptir.

“Devlet içinde paralel yapıya izin vermeyiz. Nasıl sözde ‘cemaat’ adı altında devlette paralel yapı oluşturmak isteyenlere dünyayı dar ediyorsak, ‘özerklik, öz yönetim’ adı altında devlet içinde devlet kurmaya çalışanların da dünyayı başlarına yıkarız, bunun böyle bilinmesi lazım.” /İMC

Bu haber toplam 5973 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel :
Feyzullah TAŞ- 0.(505) 440 39 66
Savaş TAŞ - 0.(545) 864 4868
YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim