Atatürk Kültür Merkezi’nde saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan çalıştay, Hakkâri'ye ait tanıtım filmi gösterime ile devam etti. Daha sonra konuşan Hakkâri Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hacı Dursun Yıldız, tarım ve hayvancılığın önemine değinerek, ilde gerçekleştirdikleri faaliyetlerle ilgili bilgiler verdi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda görevli Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Dr. İbrahim Özcan ise, Türkiye'de tarım alanında önemli gelişmelerin yaşandığını belirtti. Hakkâri'ye 2012 yılında 9 milyon 930 bin lira destekleme verdiklerini ifade eden Özcan, bu desteklerin süreceğini belirterek,
“Son 10 yılda üretmeye çalıştığımız tarım alanları birazcık azalırken, üretim miktarları artıyor. Bir ara 9 milyona düşen büyükbaş hayvan varlığımız şu an 14 milyon. Küçükbaş hayvan varlığımız 26 milyona inmişken şimdi 35 milyona geliyor. Kovan sayımız 4 milyon 300 bin iken 6 milyon 300 bine geliyor.
Belli tarım alanlarında belli insanlarla yapılan tarımsal faaliyetin üretim artışlarına yansımasının bir sebebi var. Bunları yaparken devlet ve bakanlığımız sizinle kol kola. Bu hizmetleri verirken de gece gündüz çalışıyoruz” dedi.
“TARIM ALANINDA CİDDİ DEĞİŞİMLER VAR”
Hakkari Valisi Necmettin Kalkan ise, son 10 yılda ülkede her alanda olduğu gibi tarım alanında da ciddi değişim ve dönüşümlerin yaşandığını dile getirdi. Vali Kalkan, “Bu değişim ve dönüşümün bir parça yansıması da elbette Hakkâri'ye olmuştur.
Ama son bir yıla bakıldığında bu bölgeye, Hakkâri özellikle terörle anılan bir şehir olduğu için yaylalara çok rahat gidilemediği için hayvancılık bitme noktasına gelmişti. Ama gerek tarım müdürlüğümüzün bana vermiş olduğu brifinglerde gerekse birlik temsilcilerinden, oda başkanlarından aldığım bilgilerde bir hareketlenme, bir canlanma var.
Ancak biz bugünden bir takım şeylerin tedbirini alamazsak, önünü alamazsak yarın başka sorunlarla karşılaşacağız. Örneğin 400 bin civarında olan küçükbaş hayvan varlığımız 600 bine çıktı. Bu bir yıllık sürede oldu.
Seneye bu 1 milyona vardığında para etmeyen bir hayvanı niye üretsin, vatandaş niye desteklesin, niye arkasından gitsin. Öyleyse bizim bugünden şu çalışmayı yapmamız gerekmiyor mu? Bu bölgede geçmişte olduğu gibi et ve süt kurumunun bir tesisinin kurulması gerekmiyor mu? Bu gibi konuları bizim masaya yatırmamız gerekiyor.
2 tane kapının açılması gündemde ve Bakanlar Kurulu’nun kararı alındı. Son karşılıklı iki ülke ziyaretleri ile çok uzun sürmeyecek daha kısa sürede açılacağını bildiğimiz 2 kapımız var. 2 ülkeye komşu bir iliz. Öyleyse bizim hayvancılık açısından avantajımız ve dezavantajımız nedir? Bu kapılar açıldığında bizim hangi alanlara yönelmemiz gerekir, hayvancılık ve tarımsal faaliyet adına.
Dolayısıyla bizim bugünde bunları masaya yatırıp enine boyuna tartışmamız gerekiyor. Ben umuyorum ki iki gün devam edecek çalıştayın bize ışık tutacağına inanıyorum. Hiç olmazsa baharda gerçekleştireceğimiz o ortak akıl toplantısına bir yol haritası çıksın bize bir kılavuz olsun. Umuyorum ve diliyorum ki o toplantının sonuna Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız gelsin ve bize somut bir takım kazanımlar sağlasın” dedi.
