Öcalan elini masaya vurdu PKK’dan ses geldi

Öcalan elini masaya vurdu PKK’dan ses geldi

Kaynak:Hakkarihabertv.com

“Yaklaşan fırtınaların gizli uğultusu ulaşırken onlara, saygıyla dikkat kesilirler ve kenara çekilip beklerler…

Çünkü onlar bilirler ki; fırtınalar sarmışsa dört bir yanı, şiddete şiddetle karşılık vermek çözüm değildir tıpkı geçmişte olduğu gibi… Fırtınalardan çıkışın tek çaresi; köklerine ve birbirine sımsıkı sarılmakla birlikte aklın, sağduyunun, tecrübenin yolundan geçer…

Şiddetli fırtınalara aynı şiddetle karşı durmak yerine yelkenleri; açmalı, güçlendirmeli, birlikte tutmalı, fırtınalarla doldurup yol almalı… Ve fırtına hasadı yaparcasına şiddeti göğsümüzde yumuşatan hamleler yapmalı. Özetle fırtınaların şiddetinden, şiddetle kurtulmayı bir kenara bırakıp; “Şiddet Bükücü” olmanın vaktidir…”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te yaptığı açıklamayı özetle derseniz yukarıda belirttiğim paragraf şeklinde özetlerdim.
Herkesi şok eden o açıklamanın ardından tam bir yıl geçti ve bu bir yıllık süre içerisinde halkın da desteğiyle Terörsüz Türkiye adımları atılmaya başlandı. Buraya kadar her şey gayet olumluydu lakin sorunsuz değildi!

22 Ekim 2025 tarihli yazımda sürece dair “kesintilere ve sorunlara” değinmiştim. Öcalan’ın “kendinizi feshedin” açıklaması sonrasında PKK içerindeki bazı kesimlerin sergilediği “kurucu önderinden” sapma durumlarını ve “heykelini dikeceğiz” meselesinin perde arkasına/bilinçaltına değinmiştim.

Sonrasında Öcalan elini masaya daha sert vurdu ve PKK’dan beklenen açıklama/tavır bu sabah erken saatte geldi... PKK Kandil’den yaptığı açıklama ile Türkiye’deki tüm unsurlarını çekeceğini ilan etti. Biliyorum ki yakında kademeli olarak her mecrada bitecek PKK.
PKK’nın bu açıklamasından sonra Sayın Bahçeli’den de “yeni bir milat” açıklaması bekliyorum. Çünkü tıkanıklıkları gidermek için “yine bir cesaret” vaktidir.

22 Ekim 2025 tarihli yazımda PKK içesindeki ve çevresindeki tıkanıklıklardan söz etmiştim. Bugün de sahadan topladığım veriler doğrultusunda “devlet neden halâ bir adım atmıyor” tarafına dair önemli başlıklar aktarmak istiyorum.
Ve önemli bir not: Aşağıda belirttiğim veriler bizzat sahadan elde ettiğim “doğrudan vatandaşın nabzını” yansıtıyor.

1) Vatandaş “Ankara’da bir kesimin” Terörsüz Türkiye’yi istemediğini düşünüyor ve bu düşüncenin giderek güçlendiğini söylüyor.

2) Şiddet şiddetle yok edilmez sadece o sarmalı devam ettirir. Bu nedenle ülkenin “Anadolu Kimliğine” entegrasyonunda en önemli unsur devlet kademelerinin “şiddet bükücü” olmasından geçiyor.
3) Madem ki böyle cesur bir yola girildi o halde yine aynı cesaretle Öcalan’a ve PKK’ya dair düşünülen geleceğin de legal bir şekilde ortaya koyulması gerekiyor.

4) Sivil Anayasa vb. diğer konuları bu sürece bağlamak Terörsüz Türkiye’yi dibe çekmeye çalışmaktır. Zira sivil anayasa yıllardır konuşuluyor ve bu anayasayı ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlamak-görüşmek-kabul etmek hukukçuların, meclisin ve halkın işi. Terörsüz Türkiye şahsına münhasır olmalı.
5) Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzyıllık tüm taşları da bu sürece bağlanmamalı ve konuşulmamalı.

6) Yapılan açıklamalar ve yansıyan görüntüler halkı hiçbir şekilde karşı karşıya getirmemeli.
7) TBMM Terörsüz Türkiye Komisyonu başarıyla yerine getirdiği görevine artık biraz daha geri planda devam etmeli ve acilen “Terörsüz Türkiye Hukuk Komisyonu” kurulmalı.

Zira ciddi bir “şimdi ne olacak” kesimi var ve bu kesim yurt dışında-dağda-cezaevinde bulunanlara dair ne düşünüldüğünü bilmek istiyor.
Ayrıca cezaevinde bulunan Öcalan da konuşulmalı artık. Devlet kademeleri ve TBMM tarafından dikkate alınan “cezaevindeki Öcalan” mı, yoksa “ev hapsine çıkarılmış Öcalan” mı daha etkili olur-ciddiye alınır Terörsüz Türkiye için?

8) Türkiye Yüzyılı’nın inşası için geçmişin tüm terör yüküyle yüzleşmek ve o yüklerden kurtulmak gerekiyor. Bu nedenle bir defaya mahsus olmak üzere “Terör Affı” çıkarılmalı. Kendini fesih eden terör örgütlerinin faydalanabileceği bu af alt planda önemli/sıkı bir “kontrol mekanizmasını” da beraberinde getirmeli. Ayrıca cezaevlerinde terör suçlusu olarak bulunan yabancı uyruklu şahıslar da ülkelerine gönderilmeli.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan dün yaptığı konuşmasında Terörsüz Türkiye’ye dair önemli bir kararlılık sergiledi ve bu kararlılığı şu cümlelerle ifade etti; “Hedefe yaklaştıkça ülkemizin bu meseleyi çözmesini istemeyen odakların süreci rayından çıkarmaya dönük operasyonlarının artacağının elbette farkındayız. Allah’ın izniyle bu tuzakların hiçbirine düşmeyeceğiz. Her ne bahaneyle, her ne gerekçeyle olursa olsun, aramıza nifak sokmak isteyenlere aldanmayacağız…”

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı bu haklı ve öngörülü konuşmaya bir ekleme yapmak istiyorum:
“Aşılmaz dağları delip delen suyun kuvveti ve şiddeti değildir; sabır ve azim ile taçlanmış damlaların sürekliliğidir…”

HABERE YORUM KAT
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.