Hakan Taş'ın özel haberi/ Canlıları Vurmayın-Akıl erdiremediğim ve hep karşı olduğum sözde "av sporu" yapanlar marifetlerini ve kahramanlıklarını bu hayvanları öldürerek ispatlayarak yok ettiler. Onlardan arta kalanları ise bu anlamsız savaş ve atılan bombalar yok ettiler. Örneğin 1980 yılına kadar da sümbül ve reşko dağlarında ahular yaşardı. Ahu gözlüm şiirler buralardan esinlenerek yazıldı.
Bu ceylanların eti çok lezzetliymiş güya ve hepsi kastedildi. Buna benzer yüzlerce örnek verebilirim. Güneydoğu, Avrupa, batı ve orta asyada dağılım gösterirler. Göçmendirler, Kışı Hindistan, Çin ve Afrika'da geçirirler. Avrupa'da soyu tükenme tehlikesindeler. Daha önce yayılış alanlarında olan Macaristan ve Avusturya'nın büyük kısmında artık görülmekteler. Boyları 80 cm, kanat açıklıkları 200 cm dir. Türkiye'de ise Bergama, Afyon, Van ve Hakkâri’de yaşadıkları söyleniyor. Nefsi tükenen bu güzel hayvan sanırım bizde 1 tane kalmıştı onu da vurdular.
Çevreci Profesör Orhan KURAL, Hakkâri’ye özel gelerek gözyaşlarıyla "Hayvanları vurmayın" diye adeta yalvardı. Bende kendisine; "Hocam burada sadece hayvanlar değil, insanlarda vuruluyor. Kirli bir savaşın merkeziyiz" demiştim.
Çevre dostu Zirve Dağcılık önceki gün yine Hakkâri dağlarında gezinti yaptı. Üzümcü dağlarında kısa bir süre önce vurulan bir kartal ile karşılaştılar. Şah kartalı dediğimiz (Roma kartalı) nesli tükenmekte olan harika bir hayvan.
Semalarda uçuşurken insanın bakmaya doyamadığı o güzelim kartal sırtından ve başından vurularak yere yığılmıştı. Bembeyaz karda kırmızı kanı vicdanları sızlatıyordu. Zirve dağcılık Hakkari Başkanı Hacı Tansu ve Hakkari Üniversitesinde çalışan Prof. Dr. Mehmet Nuri BODUR, vurulmuş kartalı belki ölmemiştir diyerek alıp yaşatmak istediler ama çok geç kalmışlardı. Doğa sporlarını yarıda kesen Zirve dağcılık kartalı alıp geri dönmek zorunda kaldılar. Av diye bir spor dalı olmamalı. Canlı vurmak, kan dökmek spor değildir. Dünya ve doğa canlılarla güzeldir. Her canlının özgürce yaşayacağı bir dünya özlemiyle...........
