TRB2 IV. Uluslararası Eğitim Bilimleri kongresi sonuç bildirgesi

Kongre kapsamında ayrıca farklı alanlarda on bir atölye çalışması ile yazma eserlerin yer aldığı bir sergi düzenlendi. Kongreye öğretmenler, eğitim yöneticileri ve öğrenciler yoğun katılım göstermişlerdir. Kongre, değişen teknolojik, sosyal ve ekonomik koşulların aile yapısını nasıl dönüştürdüğünü ve bu dönüşümün kontrol edilmediği takdirde ailenin dağılmasıyla ortaya çıkabilecek toplumsal sorunları ele almıştır. Katılımcılar, ailenin bu değişim karşısında koruyucu ve düzenleyici bir rol üstlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Değişen Koşullar ve Ailenin Dönüşümü: Riskler ve Fırsatlar

Kongrede, teknolojik ilerlemeler, ekonomik istikrarsızlıklar ve sosyal normlardaki değişimlerin aile dinamiklerini derinden etkilediği ortaya konmuştur. Özellikle, 2025 TÜİK verilerine göre her üç evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığı, boşanmaların büyük oranda evliliğin ilk üç yılında yoğunlaştığı ve velayetin çoğunlukla anneye verildiği belirtilmiştir.

Bu durum, babasız yetişen çocuklarda gelişimsel ve kişilik patolojilerinin artması gibi ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Ayrıca, evlilik yaşının yükselmesi ve doğum oranlarının düşmesi, geniş aileden çekirdek aileye geçişi hızlandırarak aile içi destek mekanizmalarını zayıflatmaktadır.

Kongre, bu eğilimler karşısında ailenin pasif bir şekilde dönüşümü izlemek yerine, aktif bir şekilde değerlerini koruyarak uyum sağlaması gerektiğini vurgulamıştır. Aksi takdirde, ailenin dağılmasının bireysel ve toplumsal sağlık üzerinde yıkıcı etkileri olacağı konusunda uyarılar yapılmıştır.

Ailenin Koruyucu Rolü ve Türkiye Maarif Modeli'nin Desteği

Kongrenin panel ve oturumlarında, ailenin değişen koşullarda nasıl bir koruma kalkanı oluşturabileceği tartışılmıştır. Ailenin, bireyi dijital risklerden, ekonomik belirsizliklerden ve sosyal yabancılaşmadan korumak için iletişim becerilerini güçlendirmesi, kültürel değerleri (örneğin masallar, ninniler ve aile içi ritüeller) canlı tutması ve eğitim süreçlerine aktif katılması gerektiği belirtilmiştir.

Türkiye Maarif Modeli'nin, bu süreçte aileyi merkeze alan değer odaklı eğitim anlayışı ve yenilenen ölçme-değerlendirme sistemi, ailenin rolünü destekleyici bir işlev görmektedir. Model, aile ile iş birliği içinde, sadece akademik başarıyı değil, ahlaki ve kültürel sürekliliği de hedefleyerek, sağlıklı nesillerin yetişmesine katkı sağlamaktadır.

Sonuç ve Çağrı: Geleceği Birlikte İnşa Etmek

TRB2 IV. Uluslararası Eğitim Bilimleri Kongresi, ailenin değişen dünyada bir istikrar unsuru olarak kalabilmesi için acil adımlar atılması gerektiğini vurgulamıştır. Boşanma oranlarının yükselmesi, evlilik yaşının artması ve aile yapısındaki dönüşümler, çocuksuz ailelerin sayısını arttırırken, sağlıklı doğumların oranını da etkilemektedir.

Toplumsal sağlığın geleceği açısından bu süreç alarm vericidir. Kongre, aile kurumunu güçlendirmek üzere eğitim politikalarında, sosyal destek mekanizmalarında ve toplumsal farkındalık kampanyalarında iş birliği yapılması çağrısında bulunmuştur. Türkiye Maarif Modeli'nin bu çabaların merkezinde yer alması, değerlerin aktarımında ve ailenin korunmasında kilit rol oynayacaktır.

Bir sonraki kongrenin, Ekim 2026'da Bitlis Eren Üniversitesi ev sahipliğinde düzenleneceği duyurulmuştur.