Yörenin ilk ve tek özel radyo istasyonu olan Hakkari FM e konuk olan Vali Muammer Türker, soruları cevaplandı. Radyonun Yönetim Kurulu Başkanı Senar Yıldız ın canlı yayın konuğu olan Vali Türker, ülke ve şehir gündemine dair açıklamalarda bulundu. Ankara ya gittiği zaman buradaki insanların hassasiyetini ve beklentilerini elinden geldiği kadar anlatmaya gayret ettiğini vurgulayan Vali Türker, "Çünkü bu sıkıntıyı vatandaş en fazla çekiyor ve onunla birlikte ben de yaşıyorum.
Vatandaşla yaptığım görüşmelerde bu sorunun nasıl çözüleceği ile ilgili ipucular alıyorum. Bunları yazılı, sözlü Başbakanlıktaki, İçişleri Bakanlığındaki, diğer yerlerdeki insanlarla birebir paylaşıyorum. İnsanların orada oturduğu yerde, buradaki sorunu yaşayıp ona çözüm üretme şansı çok fazla yok. Bunun farkındayım. Benim avantajım burada yaşıyor olmam. Bir kere bizim devlet kanalı olarak bu açılımla ilgili sorumluluk taşıyan insanlar olarak iki şeyi birbirinden ayırmamız lazım; terör var, terörle mücadele edilecek.
Terörle mücadele etmenin belki en temel unsuru silahlı mücadeledir. Eğer devlete ve millete yönelik bir şey varsa devlet kendi reflekslerini geliştirir, kendi meşru savunmasını da ortaya koyar. Bu elbette olacak. Fakat ikinci şey, ayırmamız gereken diğer şey; burada yaşayan insanların kültürel bir takım hakları. Bunu da sadece Kürt insanının hakkıdır veya kültürel hakkıdır gibi de sınırlandırmamamız gerekiyor.
Bu sıkıntıları bütün Türkiye çekiyor aslında. Her ne kadar gözünü batıya diken ve batıstandartlarını yakalamaya çalışan bir ülke olarak gelindiğimiz nokta pek iç açıcı değil. Demokratikleşme açısından ciddi sorunlarımız var. Bunu sadece Kürt nüfus açısından söylemiyorum. Bütün Türkiye de var, insan hakları açısından var. Daha bizim demokratikleşme ve insan hakları açısından vatandaşa işkence ve kötü muameleyi sıfır tolerans ile karşıladığımız dönem çok çok yakındır" diye konuştu. Bölgede terörden kaynaklanan sıkıntılar olduğunu ifade eden Vali Türker, "İnsan hakları ihlalleri olmuş zamanında, can güvenliğinin olmadığı yerde zaten her şey olabilir. Diğer taraftan nüfusun önemli bir kesiminin Kürt kökenli olmasından kaynaklanan bazı sıkıntılar yaşamışız" dedi.
"KÜRTÇE, BURADA YAŞAYAN İNSANIMIZIN ANNESİNDEN BABASINDAN ÖĞRENDİĞİ DİL"
Halkın talebini önemsediklerini belirten Vali Türker, "Şunu belirtmemiz lazım; biz tabi bazı şeyler PKK ağzı ile çıktığı için, yani PKK dile getirdiği için, adeta yani o vatandaşın hakkı değilmiş de PKK nın talebiymiş gibi algıladık. Böyle bir kusurumuz oldu devlet kanalı olarak. Fakat şu söyleyeyim. Eğer güvenlik sorunu olmasaydı, terör 25-30 yıldır yaşanmasaydı, inanın ki hayat çok daha kolay olacaktı. Şöyle bir söylem var; PKK, Kürt halkının bazı taleplerini dile getirmeseydi bu konular hiç gündeme gelmezdi . Sanki şeklen doğru gibi görünüyor. Bazı şeyleri sanki PKK dile getirmiş gibi. Ancak demin ifade ettiğim gibi, PKK bu bölgede olmasaydı, biz demokratik hakları çok daha rahat verirdik, hiç sorun etmezdik. Yine milletçe yaptığımız yanlışlardan biri, bazı şeyleri önce biz sorun tanımına sokuyoruz. Bu sorundur diyoruz ve sorunu çözmeye çalışıyoruz. Bunlardan bir tanesi çok tipik olduğu için söylüyorum; Kürtçe nin kullanımı. Kürtçe, burada yaşayan insanımızın annesinden babasından öğrendiğidil. Sokakta konuştuğu işini hallettiği dil. Şimdi Kürtçe nin kullanımını biz sorun olarak tanımladığımız zaman, bu defa bu sorunu çözmek için enerji harcıyoruz. Ne yapıyoruz, bunu bir güvenlik meselesi haline getiriyoruz. İnsanlar düğünlerinde, bayramlarında Kürtçe konuşmasın diyoruz konuşanları engelliyoruz, Kürtçe kasetleri yasaklıyoruz. Geçmişte bunları hepimiz yaşadık, milletçe ızdırabını çektik. Bugün gelinen nokta nedir, devlet kendi televizyonunda Kürtçe yayın yapıyor. Devlet dönüşmek zorundaydı.
Toplum dönüşmek zorundaydı. Dünya çünkü dönüşüyor biz bunun gerisinde kalamazdık ve dönüşmeye devam ediyoruz. Bu haklar nereye kadar gider bu açılım sürecinde biraz daha netleşecek açığa çıkacak. Ancak ben kişisel olarak söylüyorum kanaatimi. Kürtçe nin kullanımı elbetteki kanunlar ölçüsünde, anayasal düzen içerisinde bir sorun olmamalı. Çünkü insanların anadili. Bu o insanın anadili diye olaya başladığınız zaman zaten sorunun büyük bir bölümünü çözmüş oluyorsunuz. Annesinden babasından öğrendiği dil. Halen Kürtçe den başka dil bilmeyen bir dolu insanımız var, Hakkari bölgesinde özellikle köylerde. Özellikle yaşlılardan ve kadınlardan. Bunu yadırgama lüksümüz yok bizim. Anadil bir haktır elbette de konuşulacaktır. Başta biz bunu sorun olarak tanımladığımız için sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bunu çözmek içinde enerji harcıyoruz. Kendi kanaatimce söylüyorum ve buradaki insanların kanaati de bu yönde Türkiye nin bu açılıma ihtiyacı var. Açılım nedir, kapsamı nedir, bu zaman içinde belli olacak. Bunun içerisinde her şeyden önce silahların susması var, akan kanın ve gözyaşının dinmesi var, anaların ağlamaması var. Kürt anasıdır, Türk anasıdır fark etmez. Bu bölgede artık kan durmalı, bu bölge artık silkinip kendine gelmelidir. Bu bölge artık güvenlik sorunlarından kurtulmalı. Bu bölgeye de artık yatırım gelmeli" ifadelerini kaydetti.(Haber:Necmi Ertuş-(İHA)
