BAŞARISIZLIĞIN SEBEBİ AKP HÜKÜMETİ VE YEREL BÜROKRATLARDIR
Aslan,Yükseköğretim sınavına giriş kartları geldikten sonra Van, Mardin, Şırnak ve Hakkâri`deki öğrenciler bir şoka uğradılar. Kendi tercihleri dışında Erzurum, Elazığ, Bitlis, Erzincan, Malatya, Tokat ve Sivas`ta; kimi Türkiye`nin öbür ucu Edirne`de, bazıları ise Kıbrıs`taki okullarda sınava girmek zorunda kaldı. ÖSYM bu duruma sebep olarak "Derslik sayısının yetersiz olmasını" gerekçe göstermişti. Oysa bu uygulamanın gerçek sebebi ise derslik sıkıntısı değil Bilim adamı kimliğiyle tanınan İlber Ortaylı' nın 6 Şubat`ta MHP`nin Siyaset ve Liderlik Okulu`nda yaptığı konuşmada dile getirdiği ırkçılık ve faşizm kokan 'Doğu ve Güneydoğu'da üniversiteye giriş sınavlarında açık şekilde kopya çekiliyor.
ÇOCUKLAR AĞIR CEZA MAHKEMELERDE YARGILANIYOR
Böylelikle iyi okullara ehil olmayan öğrenciler geliyor. İmtihanların asayişini iyi kontrol etmeliyiz'' sözleridir. Çünkü YGS sınavının yapıldığı gün kaç okulda kaç salonda yapıldığı ortada. Bunun için sadece Yüksekokul binasının yarısında sınavın yapılmış olması manidardır. Aynı durum Van'da da yaşanmıştır. Bu açıklamanın sonucu olarak sınav giriş yerleriyle ilgili böyle bir skandala imza atmıştır. Bu ehil olma kriterlerinin bu düşünceye sahip olan insanlara göre ne olduğu açıktır. Çocukları henüz ehil olmadıkları suçlardan dolayı ağır ceza mahkemelerinde yargılayıp yaşarlının iki katı kadar cezalandırmak gibi bir duruma hiçbir şekilde tepki göstermemeleri yaklaşımlarının ortaya koymaktadır. Bu açıklama Kürt halkına yönelik ayrımcı, ötekileştiren ve kendisi dışında hiç kimseye hiçbir hak tanımayan bir yaklaşım olmakla beraber eğitim emekçilerine de ağır bir hakarettir.
YÖK BAŞKANI TAHLİSİZ AÇIKLAMALAR YAPTI
Öyle ki YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın Mesela İstanbul'dan insanlar nedense gidiyorlar Mardin'de Urfa'da, Hakkari'de, Şırnak gibi yerlerde sınava girmek istiyorlar. Herhalde oralarda suiistimale açık şeyler daha kolay oluyor diye gidiyorlar. Bir sürü insan o bölgede sınava girmek istiyor. Türkiye'de özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde imtihana girmek isteyenler çok. Açıklaması bu hakareti daha da büyütmüştür. Bu açıklamaların art arda gelmesi de tesadüfî değildir
YETKİLİLER SONUNCULUĞUMUZU TATILAN TAŞLARA BAĞLADI
Sınav sonuçları açıklandıktan sonra ise bu sonuçları değerlendirme sürecinde değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Bizce çok şaşırtıcı bir sonuç değildi.
Hakkâri'nin sonuncu olması. Ama asıl şaşırtıcı olan başarısızlığın sebebini taş atan çocuklara bağlanmasıydı. Sayın vali sınavla ilgili ilk değerlendirmesinde bu durumun sebebi olarak çocukları göstermişti. Ardından Hakkâri ticaret ve sanayi odası başkanı Ahmet Şen' de bu görüşe katıldığını belirtmişti. Bir diğer talihsiz açıklama ise Hakkâri Üniversitesi Rektörü İbrahim BELENLİ'nin öğretim görevlilerinin gelmemesini taş atan çocuklara bağlamış olmasıydı. Ancak şu bir gerçek ki sebebi çocuklara bağlamak gerçek sebebi göz ardı etmek demektir.
ANADİLDE EĞİTİMİR GÖRÜNMESİ ENGELLENDİ
Başarısızlığın sebebi yeni değildir. 1924'ten itibaren cumhuriyet tarihi incelendiğinde sebepler en açık haliyle görülecektir. Bu başarısızlığın sebebi en doğal insani ve hukuki bir hak olan kendi anadilleriyle eğitim görmelerinin engellenmesidir. 1925'te hazırlanan Şark Islahat planında geçen asimilasyon kararlarının hala yürürlükte olmasıdır sebep. Yine 1935'te İnönü tarafından hazırlanan Kürt raporunun günümüzde de uygulama alanı buluyor olmasıdır. Yatılı ilköğretim okullarının devşirme amacıyla kurularak her türlü istismara açık hale getirilip çocuklara tacizi tecavüzü meşrulaştırılması, geçmişten bu güne miras olarak gelen darbe anayasaları, sıkıyönetimler ve olağanüstü hal yasalarıdır bu durumun sebepleri.
SEBEP 30 YILDIR YAŞANAN SÜRECİN BİR SONUCUDUR
Yine Hakkari de dahil adı geçen illerde öğretmenlerin kalma süresi ortalama 1-1,5 yıl olması da takdir edilecek ki çocukların değil Milli Eğitim Bakanlığının çözmesi gereken ve bu illerde öğretmenlerin kalabilmesini sağlamak için imkanlar sağlanmasına bağlı olan bir durumdur. Dahası taş atan çocuklar yada TMK mağduru çocuklar bir sebep değil 30 yıldır yaşanan sürecin bir sonucudur. Bunu bugün de devam ettiren AKP Hükümeti sorunu daha da içinden çıkılmaz duruma getirmiştir. Dolayısıyla bu problemlerin çözüme kavuşması çocukların çözebileceği bir durum değil devlet yetkililerinin görevidir. Yukarıda sıraladığımız gerçekler yetkililer tarafından bilinmeyen durumlar değildir. Ancak Kürt halkına yönelik antidemokratik uygulamaların eğitime yansımalarından sadece bir tanesi olan bu durumun yol açacağı sonuçlar her geçen gün telafisi daha zor sonuçlara yol açmaktadır. Bu sebeple tekrar söylüyoruz; öğrencilerimize yapılan bu haksızlığı, eğitim emekçilerine yapılan hakareti ve Kürt halkına karşı sergilenen bu tavrı kabul etmek mümkün değildir. Yetkililerin de değerlendirmelerini yaparken gerçekçi olmalarını talep ediyor ve en az Şırnak Milli Eğitim Müdürü kadar samimi olunmasını bekliyoruz şeklinde konuştu.
