Beş başlıkta güncel dünya okuması
Kaynak:Hakkarihabertv.com
Bağdat ve Erbil arası oldukça gergin.
Seçimin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen hükümeti bir türlü kuramayan IKBY nereye gidiyor belli değil.
Anlaşılan o ki;Bağdat-Erbil-Süleymaniye triası bu kez “dün,bugün ve yarın birlikteyiz” demiyor…Ne mi diyor bu tria?Irak’tan bizzat aldığım izlenimler ve kulis bilgileri Bağdat ve Erbil arasında yakında dananın kuyruğunun kopacağını söylüyor.
#Erbil;Bağdat Yönetimi ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi olmak üzere 2’li parlamento yetkisine ve bir yönetim gücüne sahip olmakla birlikte hakettiği anayasal haklardan mahrum kaldığını ve Bağdat’ın sergilediği bu ihlallerin devam etmesi halinde kabul etmeyeceğini söylüyor…
#Süleymaniye;Bağdat ve Erbil Yönetimlerinde parlamento etki ve yetkisine sahip olmakla birlikte “Süleymaniye’de oluşturduğu yönetim kademeleri” ile kendisine ait 3. yetki alanını yaratmış durumda. Laf aramızda Süleymaniye, yıllardır bağımsızlığını ilan etmiş gibi hareket ediyor.
Bunlarla birlikte KDP ile kurması beklenen ortak hükümet için de “Bölge Başkanlığını ve İçişleri-Maliye Bakanlığı” başta olmak üzere önemli bakanlıkların KYB’ye verilmesini istiyor…
KDP ise bu talebe evet demiyor.
#Bağdat;Erbil’e her fırsatta kırmızı kartları çıkarırken, Süleymaniye ile ilişkileri her geçen gün daha da yakınlaşıyor. Ayrıca “Irak Vatandaşlığı-Irak Milliyetçiliği-Toprak Aidiyeti” bilincini her kademeye kazandırmaya çalışıyor Bağdat. Bağdat her fırsatta Erbil’e şunu söylüyor; “net kazancınızı bana bildirin ve bu kazancın tamamını önce bana gönderin bende sizin hakkınız olan payı göndereyim. Maaş gönderilecekler listesinde yer verdiğiniz hayali isimleri çıkarın ve gerçek kişilerin/çalışanların listesini gönderin”…
Erbil de her seferinde bu taleplere yeterince netlikte cevap veremiyor. Tüm bu restleşmeler eşliğinde söz Kürtlerin maaşlarının ödenmemesine gelince Erbil-Süleymaniye demeden IKBY sokakları komple gerginleşiyor çünkü Kürtler bu çekişmelerin onlara bir şey katmadığının farkında.
Bağdat -Erbil-Süleymaniye denklemi özetle bu şekilde restleşme siyaseti yaparken arada iyice sıkışan Kürtler de her zaman olduğu gibi yine mağduriyete, yine endişeye, yine maaşsız günlere ve yine göç yurtdışına göç etmeye mahkum ediliyor.
Yazımın başında da dediğim gibi “dananın kuyruğu koptu kopacak” gergin bir iklim var Bağdat ve Erbil arasında. Bu gerginliğin üzerine yaklaşık bir yıldır kurulamayan hükümet krizini ve Süleymaniye/KYB inadını da eklersek Irak Kürt Bölgesel Yönetimi her an “yeni bir ihtimal eşiğine” gelebilir.
Şu an itibarıyla benim gördüğüm 3 ihtimal var;
1)Bağımsızlık referandumuna gitmek isteyebilir Erbil.
2)Seçimin yenilenmesi kararı verilebilir.
3)Süleymaniye yanına iki ili daha alarak “Süleymaniye Bölgesel Yönetimi’ni” ilan etmek isteyebilir.
Bunca çekişme kime yarar derseniz Irak Kürt siyasetinin yükselen partisi Yeni Nesil’e yarar derim. Süleymaniye merkezli Yeni Nesil Partisi 2024’te gerçekleştirilen seçimde 3.parti olmuş ve KDP ile ittifak yapmayacağını açıklamıştı.
Yeni Nesil Partisi Süleymaniye merkezli ve KYB ile göbek bağı olmasına rağmen KYB’nin önündeki en büyük rakip.Bu nedenle seçimin yenilenmesi durumunda Yeni Nesil Partisi KYB’nin de oylarını alarak çok daha güçlü çıkacaktır sandıklardan.
Başbakan Masrour Barzani’nin bu süreçteki tavrını çok önemsiyorum çünkü kendisini iyi tanıyorum ve çok başarılı bir stratejist olduğunu, gençler ve kadınlar arasındaki sevgisini, Kürtleri kalkındırma düşüncesini biliyorum. Bu nedenle santranç misali atacağı her hamlenin ve yapacağı her açıklamanın mutlaka bir anlamı-etkisi olacaktır…
TERÖRSÜZ TÜRKİYE EŞİĞİ:
Terörsüz Türkiye de zorlu eşik geçildi diyebiliriz çünkü halk, bu işe inandı ve bir oradan bir buradan yakılmaya çalışılan ayrıştırma ateşlerine anında su döküyor artık. Ülke geneli “huzurun devamı gelsin” diyor.
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un sol kesime yönelik kaleme aldığı “solun da Türkiye’yi ve huzuru sahiplenmesi” gerektiği paylaşımını çok değerli buluyorum zira terörsüzlüğün getireceği nimetler bir kesime değil her kesime ait olacak bu nedenle her kesim işin ucundan tutmalı.
Terörsüz Türkiye sürecinde yıllardır konuşulan “sivil anayasa” virajına da gelindi. Oluşturulan anayasa hazırlık kurulunun hazırlayacağı taslağın herkesi memnun etmesi elbetteki beklenmemeli. Böylesi elzem durumlarda “herkesin isteği değil genelin huzurunun sağlanması” gözetilmeli.
Bu aşamada yeni anayasa beklentisi söyle;“herkesin içinde kendisini bulduğu kapsayıcı bir Türkiye çatısının inşa edilmesi”.Ve meclise gönderilen cezaevi/suçlu düzenlemeleri de unutulmamalı.Anlayacağınız Terörsüzlük Yolu hızlı adımlar eşliğinde devam ediyor.
SURİYE SADECE SURİYE DEĞİL:
ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack aynı zamanda ABD’nin Suriye Özel Sorumlusu görevini de üstlendi. Suriye ve Türkiye görevlerinin aynı isme verilmesi elbetteki tesadüf değildi.Öyle olmadığını da kısa zamanda yapılan görüşmeler, açıklamalar ve alınan işbirliği kararları ile gördük. Büyükelçi Barrack ABD-Suriye-Türkiye-Katar enerji işbirliği dörtlüsünü açıkladığı an aklıma gelen ilk cümle şu oldu;
Yeni Dünya Düzeni’nin dayattığı bloklaşma ihtiyacının ilk bloğu belirdi. Yani bu dört ülkenin merkezde olacağı yeni bir BLOK İTTİFAKI kuruldu sanırım. Fakat yeni dünya düzeninde “bloklaşma” anlayışı olacak gibi değil.Misal Suriye’de kurulan dörtlü ittifak Kuzeyde geçerli olmayıp yeni bir ittifak kurulması gerekebilir.
Her başlığın ve her coğrafyanın “blok ittifakı” farklı denklemlere tabi olabilir. Suriye’de ABD-Suriye-Katar ile işbirliği yapan Türkiye belki de kuzeyde Rusya’nın oluşturacağı başka bir blok ittifakının içinde yer alabilir.
Suriye’nin sadece Suriye olmadığını biliyoruz. Suriye adeta tarot kartları açan bir falcı gibi. Suriye kişilere/ülkelere hangi kartı açarsa ona göre bir yol haritası çiziliyor.Ve Suriye’de sergilenecek uyum tavrı “ülkelerin huzur yada huzursuzluğunu” şekillendirecek.
RUSYA İÇİN TAMAM DEME VAKTİDİR:
Türkiye Suriye’deki dengelerden biri olmakla birlikte diğer yandan da kuzeyde Rusya-Ukrayna barışına zemin ve mekan olmaya devam ediyor. İlk olarak 2022 yılında benim de dahil olduğum Antalya Diplomasi Forumu’nda başlatılan görüşme trafiği uzun bir aradan sonra İstanbul’da yeniden başladı.
Putin’in sergilediği birleşme etkisi kuzeyde SSCB Ruhu’nu yeniden canlandırdı ve “karındaş ülkelerin” silkelenmesini sağladı. Misal Türki Cumhuriyetler Türk kimliğinin ötesine geçip dünya ülkesi olma, gelişme, güçlenme, birleşme tavrını ortaya koydu.
Bu konuda Putin’in payının olduğunu kabul etmekle birlikte şimdi de “Putin’in savaş işini zirvede bırakıp barış şartlarını konuşmaya başlayacağını” düşünüyorum. Çünkü karşısında iyice hırpalanmış ve Ukraynalıların-Avrupalıların desteğini kaybetmiş bir Zelenski var.
Ayrıca Ukrayna halkı Avrupa’nın ihanetiyle yüzleşince kendi topraklarına yeniden yüzünü döndü bu nedenle Putin’in 2 Haziran’da gerçekleşecek görüşmelerde barıştan yana elini uzatmasının tam zamanıdır…
POST MODERN MÜBADELE DÖNEMİ BAŞLAYABİLİR
Farkında mısınız insanlar giderek yüzünü kendi coğrafyasına dönmek “zorunda” bırakılıyor!Göç ettiği ülkeler düne kadar vatanıymış gibi hissedenler bile kendisini o ülkede sığıntı gibi görüyor artık.
Bu sığıntılık durumu önümüzdeki yıllarda daha da “yükselecek” ve herkes kendi ülkesine gitsin politikaları verilen vatandaşlık-oturma belgelerini her an iptal ettirebilir benden söylemesi.
Çünkü şu an dünyada en büyük sorun göçmenler-mülteciler ve bu sorun her an patlak verecek bir kaosun ateşi niteliğinde.
Zira ABD ve Avrupa başta olmak üzere toplumlar ülkelerindeki ekonomik krizin sebebi olarak dışarıdan gelenleri görüyor.
Velhasılı kelam insanlığın post modern mübadelelere şahit olması yakındır. Bağdat-Erbil gerginliği, IKBY hükümet krizi, Süleymaniye yönetimi, Kürt siyaseti analiz, Yeni Nesil Partisi, terörsüz Türkiye süreci