• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

Çadır kentte hüzünlü ve buruk bayram

Çadır kentte hüzünlü ve buruk bayram
Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesi Süleyman Şah konaklama tesislerinde yaşayan sığınmacılar için bayram; hüzün, gözyaşı, gurbet ve hasret anılarını canlandırıyor.

Ülkelerinden uzakta, anne ve babasına dört yıldır göremeyen, kardeşi ve yakınları şehit olduğu halde onların taziyelerine katılım gösteremeyen binlerce sığınmacı için bayram, bu acıları tazeleyip hasreti yeniden canlandıran günler olarak anılır oldu.

Her bayramda ailece bir araya gelen ve yakınlarıyla, komşularıyla bayramlaşan eş dost, şimdilerde hiç tanımadığı, ancak çadır kentte tanıştığı çadır komşusu ile bayramlaşıp bayramı geçirmeye çalışıyor.

TÜRK KARDEŞLERİMİZ SAYESİNDE HAYATA TUTUNMAYA ÇALIŞIYORUZ. 
Suriyeli sığınmacılardan Abdulfettah el Hüsniy, Türkiyeli kardeşlerimiz sayesinde bayram anlamaya çalışıyoruz dedi. El Hüsniy sözlerini şöyle sürdürdü;Altı bayramdır buradayız ve çadırdayız.Ülkemizdeyken,komşularımızla,akrabalarımızla ve dostlarımızla bayramlaşır hasret giderirdik.Ama şimdi bayram çok zor geçiyor.Sevdiklerimiz ve dostlarımız çevremizde değil.Açıkçası hüzünlüyüz kederliyiz.Kaç bayramdır buradayız.


Haberin Görüntülerini Görmek İçin Tıklayın


 

Ancak çok şükür Türk kardeşlerimiz bizlere bir çok şeyi unutturdu.Onlar ailelerini bırakıp bizlerle gelip bayramlaşıyorlar ve hüzünlerimize ortak oluyorlar.Bizlerden sevgilerini ve dostluklarını esirgemiyorlar,bizlerle her şeyi paylaşıyorlar.

Onların bu davranışları bizlerden hüznü ve kederi kaldırıyor.Çadır kent neredeyse bir şehir.Bizler bayramda bir birimizi ziyaret ederek bayramı yaşatmaya çalışıyoruz.Burada kadir gecesini Türk kardeşlerimizle beraber kutladık.Bizimle bir araya gelerek beraber ibadet ettik.

Bayram gelince çadır kent idaresi çocuklarımızı sevindirmek için yeni elbiseler dağıttı.Temenni ederim ki gelecek bayramda kendi ülkemizde,dostlarımızla,akrabalarımızla,sevdiklerimizle bir araya geliriz.Oradaki bayramlar bayramdı.En azından sevdiklerimizle bir araya gelebilirdik.

Şimdi sevdiklerimiz her biri bir yerde.Allahtan dilerim ki bir bayramda olsa ülkemde geçirmek isterim.Ama bunu her fırsatta söylerim,Türk kardeşlerimiz,bizlerin moralini yükseltmek için fevkalade çaba sarf etmektedirler.

BAYRAM BİZLER İÇİN MAZİDEKİ BİR DOST GİBİ 
Ramazan Bayramın geliş ile beraber sevinmeleri gerektiğini ancak bayram artık onların acılarını tazelemekten başka hiçbir anlam ifade etmediğini dile getiren Suriyeli bayan sığınmacılardan Sevsen Eccerad adlı bayan duygu ve düşüncelerini şu şekilde ifade etti;”Suriye’de iken bayramda sabah erkenden kalkar çocuklarımıza en güzel elbiseleri giydirirdik.

Daha sonra bayram namazı için caminin yolunu tutardık. Tekbir ve zikir sesleri arasında camiye giderdik. Hep birlikte namaz kıldıktan sonra annemi ve babamı ziyaret ederdim. Her Ramazan bayramı çıkışında annem ve babam bizlerin gelişini bekler ve bizimle bayramlaşmayı isterlerdi. Sabah kahvaltısında bir araya gelirdik. Ramazan dolayısı ile bir araya gelemediğimizden, bayram sabahı bütün bir aile kahvaltıda buluşurduk. Daha sonra evimize geçer misafirlerin ağırlanması için hazırlıklar yapar ve misafirleri beklerdik.

Daha sonra komşularımızla bayramlaşmaya giderdik. Üçüncü günde ben ve eşim çocuklarımızı dışarıya çıkarır öğle yemeğini birlikte yerdik. Daha sonra bir parka geçer burada çay ve soğuk şeyler içerdik. Dışarıya çıkışımızla çocuklar çok mutlu olur bayramı dolu dolu yaşarlardı. Bu Suriye’de bayramımız. Çadır kentteki bayramımıza gelince; Türkiye’de sevinmemizi sağlayan tek bir neden var. Oda burada oruç tutup ibadetlerimizi yapmamış olmamız.

ÇOCUKLARIMIZA YAŞADIĞMIZ SÜRECİ ANLATAMIYORUZ 
Ancak Suriye’de binlerce insan bu sevinçten mahrum. Buradaki bayrama gelince bayram sabahında kalktığımda eşim çadırında yok. Başka aileler ise kimi çocuğunu bulamayacak, kimide kardeşini göremeyecek bir durumda. Ailemle bayramlaşmaya gidecek olursam ailemden hiç kimse burada değil. Çevreme baktığımda herkesin benim gibi yaralı olduğunu görüyorum.

Bu bayramda, bizleri en çok çocuklar yaralıyor. Onlar hiçbir şeyden habersiz günlerini geçirmektedirler. Hayır sahibi ve çadır kent idaresi çocuklarımıza elbise dağıtarak, bir nebzede olsa bizlerin gönlüne su serptiler. Bu çocukların ne suçu var, onlar kendi ülkelerinde olmadıklarını bilemeyecek durumdalar.

Biz onalar başka bir ülkede olduğumuzu ve savaştan dolayı memleketimizi terk ettiğimizi anlatamayız. Çünkü bu acıyla onları yüzleştirmek istemiyoruz. Onlar bayram olduğu için sevinçliler. Yeni elbiselere kavuştukları için mutlular. Biz onların morallerini bozmak istemiyoruz. Onların bu bayramda morallerini bozmaya hakkımız yok. Bu bayram bize hüznü getiriyor.

Vatanını kaybetmiş her kişinin hüznüdür. Bu bayramda çadır kentteki anneler elbise ve sair eksiği olan çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştılar. Eğer çadır kenttin dağıtımlarından faydalandıysa onu çocuğuna veriyor, değilse imkanlarını zorlayarak çocuğunu sevindirmeye çalışıyor.

Eğer oyuncak alabilirse çocuğunu bu oyuncaklarla sevindirmeye çalışır. Öncelikle bayram sabahı çadırlarımızı ve çadır çevremizi temizleyerek, gelecek olan misafirler için hazırlık yaparız. Bu bayramda dostlarımız, kardeşlerimiz ya da çadır komşumuzla bayramlaşma yaparız. Kadınlar, kızlar, arkadaşlar bu bayram vesilesiyle bir araya geliriz. Bayram hazırlığı olarak şeker alırız, bazı kadınlar ikram etmek için bisküvi ve kek yaparlar. Ziyaretler karşılıklıdır. Ben seni, ziyaret edersem sende beni ziyaret edersin.

Çadır kentte altı bayramdır buradayız. Suriye’de bayramda ilk yapılacak şey, mezarlığa giderek vefat eden yakınlarınızı gidip ziyaret edersin. Burada ruhlarına Fatiha ve kuran okursunuz. Her şahıs bayramda kaybettiklerini ziyaret ederek teselli bulur.

Ancak şimdi bu ziyareti gerçekleştiremiyoruz. Ölen yakınlarımızı ve şehitlerimizi kendi ülkemize defin ettik, bizlerde şu anda başka bir ülkedeyiz. Bayram namazından sonra ruhlarına Fatiha okur ziyaret ederdik. Bütün erkekler ve gençler bizlikte gider ve bayram namazını kılarlardı.”dedi.

Okuduğu gazel ile özlemini dile getiren ve iki gözü ama olan Rim el Aliy, mısralarında şu sözlere yer verdi;

Bayram bizleri bir araya getirirdi,
Ey babacığım,ey babacığım
Ey anneciği bayram hatıramda
Bayram bizleri bir araya getirirdi.
Ölümden önce sizlerle bir araya gelelim.
Ey annecim,ey anneciğim hasret ve dert yüreğimi sardı
Ey babacığım dert ve keder yüreğimi sardı
Sizlerden sonra dayanmak ve tutunmak çok zor oldu.
Sizlerden ayrıldıktan ve dostlardan ayrıldıktan sonra çok zor geçiyor zaman.
Ey anneciğim bayramın gelişi ile güzel insanları hatırlar oldum.
Keşke hiç gelmesiydin ey bayram
Çünkü gelişinle beraber hüzün üzerime çöktü ve göz pınarlarım kurudu.
Ey anneciğim ey babacığım ağlamaktan göz pınarlarım kurudu.
Vatandan ayrılık çok zor,vatansız olmak çok zor.
Hüzün giysimiz oldu,hüzün hayatımız oldu.
Suriyeli kız Rim Gazali okurken teyzesi Sevse’nin göz yaşlarına hakim olamayıp ağladığı görüldü.  

Bu haber toplam 2549 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel :
Feyzullah TAŞ- 0.(505) 440 39 66
Savaş TAŞ - 0.(545) 864 4868
YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim