Şemsettin Uçar'dan Emek ve İnsan Üzerine
Kaynak:Savaş TAŞ
İşçi, bir emeği meydana getirmek için iş akdiyle hakları belirlenmiş gerçek kişidir.
Gerçek kişi; yani insan kavramıyla özdeşleştirilen şahıs, bireydir.
İnsan; yaşama ve var olma gerekçeleriyle, yaratılış gayesiyle "dünyayı imar eden" memur, mimar ve düzenleyici kişidir.
Yani temel sorumluluğu, düzen inşa etme çabasıyla dinamizm kazanan bireydir.
Buradan bakıldığında cinsiyet ayırt etmeksizin, temel insani sorumluluk, insanın gücü nispetinde bir alana yayılır.
Yani insanın mükellefiyeti, teklif edilenle değil; taşıyabildiği güçle sınırlıdır.
Tıpkı bütün kuşlara uçmak teklif edilmediği gibi.
İş akdi ve buna bağlı günümüz gerçekliği, tamamıyla özel imtiyaz ve mülkiyet alanıyla ilişkilidir.
Bu durum, insanın bireysel katılımcılığına dayalı yeni bir düzeni de beraberinde getirmiştir.
Özel imtiyazlar; insanı, ihtiyaçlarını ve önceliklerini farklılaştırmış; bireysel çıkarlar, toplumsal adaletin önüne geçmiştir.
Bu sürecin karmaşıklaşması, işçi-işveren ilişkilerini de yeniden tanımlama gereği doğurmuştur.
Bu nedenle diyalektik kavramlar artık ilkesel temellerde değerlendirilmek zorundadır.
Yasalar, tavsiyeler ve vicdana seslenen dini, felsefi, ideolojik yaklaşımlar; bu sapmaları düzeltmek için mücadele ve söylem geliştirmiştir.
Mülkiyet ile emek arasında, işçi ile işveren arasındaki temel sorumluluklar da bu tarihsel gerçeklikten beslenmiştir.
Örneğin, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"İşçinin ücretini, teri kurumadan önce veriniz."
Diyen bir Peygamberin ümmeti;
teri donup zatürre eden,
teni kuruyup can çekiştiği halde
hakkı yenilen bir anlayışa evrilmiştir.
Her şey böyle bir hale geldi.
Emek, eğer ekmeği doğuran çabanın adıysa;
nefes aldığımız her an,
ekmeği her tükettiğimizde
emek ve çaba harcayan işçiyi unutmamak,
hakkını vermek,
insan olabilmenin gereğidir.
Bu vesileyle:
Tüm emekçi ve çalışanlarımızın bayramını kutluyor,
teri kurumadan emeğin ekmeğini vermeyi ilke edinmiş
işverenlerin çoğalmasını temenni ediyorum.
EMEKTARLARIMIZIN BAYRAMI KUTLU OLSUN, ONURLU BİR GELECEK DİLİYORUM.
ŞEMSETTİN UÇAR
