Bulvar Caddesi üzerinde bulunan belediye binası önünde düzenlenen açıklamaya Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Hakkari milletvekilleri Selahattin Demirtaş, Adil Kurt, BDP il başkanı M.Sıddık Yıldırım, Hakkari Gazeteciler Cemiyeti başkanı Engin Önal ve ildeki diğer STK üyeleri katıldı.
Hakkari Emek ve Demokrasi Platform adına basın metninin okuyan İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi başkanı İsmail Akbulut, “Bu operasyonların “yeni strateji” söylemlerinden hemen sonra gerçekleştirilmesi , “yeni strateji”, “açılım”,”ileri demokrasi” söylemlerinin toplumu oyalamaktan başka bir anlam ifade etmediğinin kanıtıdır. Başbakanın deyiminden anlaşılıyor ki “devlet içinde devlet haline gelen” özel yetkili mahkemelerin eliyle gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamaların hukukla tarif edilecek bir yanı bulunmamaktadır.
Açıktır ki Başbakanın bu söylemi bir gerçeğin itirafıdır. Hükümet kanadında bile özel yetkili mahkemelere karşı sesler yükselirken medya da özellikle gülen cemaatine yakın bazı kalemşorların itirazı ve “bu mahkemeler kapatılırsa AKP iktidarı zora düşebilir” şeklindeki söylemleri bu operasyonların kimler tarafından yönetildiğini de göstermektedir.
İki gündür gözaltında bulunan seçilmiş belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri, gazeteciler, siyasetçiler ve insan hakları savunucuları haksız, hukuksuz ve keyfi bir şekilde gözaltında tutulmaktadır. Hakkari ve İlçelerinde 2010 ve 2011 yılından bu yana benzer onlarca operasyonlar ile gözaltına alınan arkadaşlarımız ise hala cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ülkemizin de altına imza attığı uluslar arası sözleşmeler, evrensel insan hakları beyannamesi çiğnenerek örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakları çiğnenerek Kürt halkına karşı adeta “düşman hukuku” uygulanmaktadır. 2009 yılından bu yana devam eden siyasi soykırım operasyonları ile özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren Kürt halkı sindirilerek, baskı altına alınarak AKP hükümetine biat ettirilmek istenmektedir.
İktidarı kaybetmek istemeyenlerin iktidar uğruna her türlü demokrasi ve özgürlük değerlerini hiçe sayarak Kürt halkı ve seçilmişleri cezaevlerine koyarak teslim almak istemektedir. Roboski katliamını Kürt halkına yaşatan AKP iktidarı yetmezmiş gibi siyasi ve askeri operasyonlarına hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanının ağzı ile artık biliyoruz ki Roboski Katliamının baş sorumlusu hükümettir. Adına değişik isimler vererek “açılım” adı ile başlatılan süreç beraberinde her defasında baskı, tutuklama, ölüm, acı, gözyaşından başka bir şey getirmemiştir.
Öyle ki artık toplum her açılım söyleminden sonra büyük bir gözaltı ve tutuklama furyasının başlatılacağı kaygısı taşımaktadır. Eğer açılımlardan kastettiğiniz bu ise bizlerde diyoruz ki Allah’ınızı seviyorsanız artık açılım yapmayın” dedi. Okunan basın açıklamasının ardından belediye binası önünde yapılan 5 dakikalık oturma eyleminden sonra kalabalık sessiz bir şekilde dağıldı.
