Toplumların gelişmişlik düzeyi çoğu zaman ekonomik göstergelerle ölçülür; oysa asıl belirleyici, bilgiyle şekillenen insan kalitesidir. Bu nedenle öğretmenlik, yalnızca bir meslek değil, bir toplumun düşünsel geleceğini tasarlayan en kritik kurumsal kimliktir. Öğretmen, bilgiyi aktaran kişi olmaktan çok, düşünme biçimini dönüştüren bir bilinç mimarıdır.
Felsefenin en temel sorularından biri olan “İnsan nasıl bir varlıktır?” sorusu, sınıfın içinde her gün yeniden yanıt bulur. Çünkü öğretmen, insanı kendi potansiyeline doğru yönlendiren bir rehberdir. Aristoteles’in “Erdem alışkanlıkla kazanılır” yaklaşımı, öğretmenin rolünü neredeyse kusursuz tanımlar: Erdemi, sorgulamayı ve anlamı öğrencinin zihnine işleyen kişi, öğretmendir.
Akademik literatür, eğitimin bilişsel çıktıları üzerine yoğunlaşsa da öğretmenin görünmeyen etkisi daha derindir: Öğrencinin düşünme cesareti. Bir öğretmen, kimi zaman tek bir cümleyle genç bir aklın ufkunu genişletebilir; kimi zaman bir soruyla, yıllarca sürecek bir merak duygusu uyandırabilir. Bu nedenle öğretmenlik, bilginin değil, merakın tohumunu ekip büyüten bir varoluş pratiğidir.
Toplumsal dönüşümlerin kırılma noktalarına baktığımızda, düşünürlerin, bilim insanlarının, sanatçıların eğitim hayatlarının arkasında çoğu zaman isimleri bilinmeyen öğretmenler bulunur. Onlar, tarihin görünmeyen fakat en etkili aktörleridir.
Bugün Öğretmenler Günü’nü kutlarken, aslında bir mesleği değil, bir bilgelik biçimini selamlıyoruz. Öğretmenlik, zamanı aşan bir etki üretir; bugün sınıfta söylenen bir söz, yarının toplumunda bir değer olarak karşımıza çıkar.
İnsanlar kendilerine yardım eden kişileri hatırladıklarında, genellikle listenin başında öğretmenler gelir. Öğretmenler, öğrencilerin henüz göremediği yerlere ışık tutar: öğrencilerin benzersiz yeteneklerini bulup onları keşfederler.
Bir öğretmen yalnızca ders vermek ve not testleri vermekle kalmaz; Bir öğretmen aynı zamanda bir amigo, bir psikolog, bir motivasyon konuşmacısı, bir beslenme uzmanı, bir okuryazarlık savunucusu, bir hemşire bir doktor ve bir çocuğun saf sevgisidir.
Öğretmenler öğrencilere sosyal medya kullanımı, aile krizleri ve karmaşık dünyayı açıklamak gibi 21. yüzyıl yaşamının getirdiği zorluklarla başa çıkmalarına kadar bilgi vermektedir. Ama en önemlisi, öğretmenlerin sınıflarından geçen öğrencilere sarsılmaz bir dostluk ve destek vermeleridir.
Bu nedenle, öğretmenler sadece bireyleri değil, yarınları inşa eder.
ve bu inşanın temelinde sessiz, sabırlı, derin bir emek vardır.
Sonuç olarak öğretmenlerin şartları iyileştirilebildiği ölçüde eğitimin niteliği artırılabilecek ve toplumların gelişmesi doğru orantılı olarak sağlanabilecektir.
Öğretmenlerin akademik gelişimleri için önemli olan yüksek lisans ve doktora eğitimleri ile ilgili olarak izin konularında branşlara özel yasal düzenlemeler getirilebilir. Ücretli öğretmenlik uygulaması öğretmenler arasında farklılık oluşturmakta, ücretli öğretmenlik kademeli olarak kaldırılarak öğretmen istihdam politikaları yeniden yapılandırılabilir.
Tayin koşulları sadece hizmet puanına bağlı olmadan getirilebilecek ek kriterlerin sayısının artırılması ile yeniden oluşturulabilir. Memleketimizin gerçek öğretmen ihtiyacı dikkatlice tespit edilmeli. her yıl hangi sahada ne kadar öğretmenin yetiştirmesi gerektiği bir plana bağlanmalı.
Öğretmenlerin sayısının çok olması, onlara verilecek özel hakları engelleyici bir faktör olarak düşünülmeyip öğretmenlik mesleği ekonomik bakımdan çok cazip hale konulmalı.
Tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü saygıyla, minnetle ve içten bir felsefi teşekkürle kutluyorum. ????
