Hakkari Üniversitesi ile barışık olmadığımı herkes bilir. Geçmiş dönem görev yapan üç Rektörün de başarılı olduğunu kimselerden duyamazsınız.

Hakkari eğitimini ve üniversiteyi ileriye bir türlü taşıyamadılar. Üniversiteler akademik eğitim verir, bilimsel araştırma yapar, eleştirel düşünceyi geliştirir, topluma katkı sunar. İdeal olarak bilimsel özerklikle çalışır, siyasi baskıdan uzak, özgürce fikir üretebilen ciddi kurumlardır. Hakkari Üniversitesi bu saydıklarımın neresinde ben bilmiyorum.

Üç Hakkârili Profesör hemşerimiz Rektörlük için aday oldu. Yaptığımız ön anketlerde halkın neredeyse tamamı bu üç Hakkârili kardeşlerimizden birinin Rektör olmasına sıcak baktı. Doğduğun, bildiğin, tanıdığın, sevdiğin memleketinde görev yapmanın avantajları farklıdır.

Prof.Dr.Musa Gençcelep atandı. Bu atanma doğrusu sürpriz oldu. Hakkari’ye geldi ve görevine başladı. Kendisini uzaktan izleyerek yakın takibe aldım. Geçmişte ilimizde ve yüreğimizde üç yara açan öncekilerden farklı davranış biçimi ilgimi çekti. Girişi ve duruşuyla beğeni toplayan hocamızı ziyaret ederek yakından tanımak istedim.

Hoşgörüsüne sığınarak Hakkari Üniversitesini benden dinlemesini rica ederek üç Rektörün yaptığı yanlış ve hataları tek tek sıraladım. Halkımızın Üniversiteden beklentisini aktardım. İyi bir hoca olmanın sırrında iyi bir dinleyici olmak yatar. Gençcelep, çok dikkatli beni dinledikten sonra yanıt verdi. Konuşmasında şu sözleri ilgimi çekti; “Geçmişi tartışarak bir yere varamayız.

Önümüze bakmalıyız, Üniversitemizi hep beraber iyi bir noktaya taşımalıyız. Akademisyenleri ve öğrencileri burada tutmak adına iyi bir temel atmalıyız. Öğrenci kendisini şehrimizde özgür his etmelidir. Hayırlı olsun ziyaretime gelen tüm sivil toplum temsilcilerine de ortak hareket etmemiz gerektiğini söyledim.

Biz buraya Hakkâri Üniversitesini yaşatmaya, kaliteli eğitim ve bölgemize yönelik yatırım projeleriyle katkı sunmaya geldik. Hakkari terör ve şiddetle anılmıyor. Turizm ve kültürel etkinlikleriyle biliniyor. 81 ilden öğrenci ağırlamak istiyoruz”…

Gençcelep hocamıza ön yargılı istemeyerek gittim. Mütevazı davranış, üslup, düşünce ve yapmak istediklerini öğrenince doğrusu içimden mahcup oldum. 2008 yılında kurulan ve bana göre varlığını hak ettiği ölçüde his ettiremeyen Üniversitemizde yeni Rektörümüz öncekilerden çok farklı bir yol izleyerek başarıya ulaşacaktır.

Yapmış olduğu ilk atama bu başarısının bir kanıtıdır. Üniversite Genel Sekreteri çok önemli bir görevdir. Bu göreve İlahiyat Fakültesinde Öğretim Üyesi olan Doç.Dr. Saim Gündoğan’ı atadılar. Gündoğan’ın bu göreve getirilmesi büyük yankı yaptı. Çünkü herkesin yakından tanıdığı, sevdiği, inandığı kaliteli ve çok başarılı bir akademisyendir.

Genel Sekreterlik Üniversitenin kalbidir. Kalp kriz geçirmezse, kalbe giden damarlar tıkanarak anjiyo olmazsa o kalp taşıdığı sevgi ile çok güzel şeyler yapar. Umarım diğer birimlerde de aynı hassasiyet ve başarılı atamalar ile değişim rüzgarı devam eder. Ve umarım yeni bir hayal kırıklığı bize yaşatmaz.