• BIST 9926.26
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 28 °C

Herşeye rağmen Türkler ve Kürtler birlikte..

Abdurrahman Keskin

Bu ülkede ve de bu bölgede her şeye rağmen birlikte yaşama duygusu çok yüksek düzeydedir. 30 yıla yakın bir zamandır adı konmamış ilan edilmemiş bir savaş havası süre gelmektedir. Bölgedeki PKK eylemleri güvenlik birimlerinin operasyonları, patlamalar, çatışmalar, şiddet, tutuklamalar bu halkı birbirine düşman etmeye yetmemiştir.

 

İçerdeki bu çatışmalı yaşam, dışarıdaki ülkeye olan lider ülke çekişmesi, kıskançlık duygusu ve büyüme rekabeti bu halkı sağduyulu düşünmeden alıkoyamamıştır. Bu gün önemli saydığım bir anımı da anlatmak istiyorum. 1996 yılında Hakkari Belediye Başkanı olarak 21 kişilik bir heyetle zamanın Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’i Çankaya köşkünde ziyaret ettik. Sayın Cumhurbaşkanı bizi büyük bir sevgi ilgisi ile karşılamış, dinlemiş ve de uğurlamıştı.

 

Heyetteki tüm arkadaşlar bilir hayatımızın en önemli bir kesiti olmuştu o ziyaret. Ben heyet başkanı olarak Sayın Cumhurbaşkanına olan sunumda şunu söylemiştim. Hakkari beyliği Osmanlıya savaşsız bağlanmıştır. 150 km mesafedeki zorba İRAN Şahına kafa tutmuş. 2000 km mesafedeki Osmanlı sarayına gönül bağlı ile savaşsız bağlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız bu günde sınırımızın ötesinde tüm imkanları var olan birleşmiş milletler kampları mevcuttur.

 

Şemdinli’de, Yüksekova’da, Çukurca’da sınırın sıfır noktasında olan Hakkari’nin köylüleri eylem, şiddet ve operasyonlar sonucu zaman zaman göç etmek zorunda kalmaktadırlar.   Yine sınırın 50 km ötesinde olan her şeyi mevcut Birleşmiş Milletlerin kamplarını tercih etmiyor Hakkarili köylülerimiz. Hangi kentte ve hangi noktada kalacağı hesabını yapmadan nasıl ve de ne ile yaşayacağının hesabını yapmadan meçhul bir yolculuk olarak ANADOLU’NUN yolunu tutmaktadırlar.

 

Sayın Cumhurbaşkanımız zorunlu göç eden Hakkarililer Adana, Mersin, Antalya yani Anadolu’nun metropollerini ve kentlerini tercih ediyorlar. Bu davranış birlikte yaşama duygusunun ne kadar güçlü olduğunu açıkça ortaya koymaktadır demiştim. Sayın Cumhurbaşkanı bu sunumun bize hitaben yaptığı konuşma ile büyük bir önem arz ettiği ve bunu değerlendireceğini lütfetmişlerdir. İlahare Hakkari’yi ziyaretinde hükümet konağının balkonundan dünya’ya seslenmişti.

           

Bu ülkenin ve bu milletin gücünü birlik ve beraberliğini görmek mi istiyorsunuz;

 İŞTE HAKKARİ MEYDANI

 Sayın Cumhurbaşkanı Belediye’ye kadar yaya yürüyerek Hakkari’yi tabir caiz ise yer yerinden oynattı. Şimdi Hakkari’den başkente kadar yöneten hükmeden herkese sesleniyoruz.

 

Bu ülkeyi bölmek isteyen yok. Her alanda olduğu gibi elbette ki olumsuz düşünenlerde olacaktır. Bu olgu dünya kuralı vardır yinede var olacaktır.

 Ancak bunlar sayılmayacak kadar azdır.

 Yeter ki yanlışları belirleyip düzeltelim.

 Şimdi bakınız geçmiş için söylüyorum.

 

 Ege’de taş taş üstüne bırakmayıp yıkıp yakan Yunanlıların dili serbest Kürtçe yasak.           Güneydoğu Anadolu’yu kasıp kavuran. Fransızların dili devletçe okutulup serbest Kürtçe yasak. Doğu anadolu da yüzlerce yıl Kürtleri ve Türkleri bir birine kırdırmaya çalışan İngilizlerin dil i serbest Kürtçe yasak. Neden mi çünkü doğuda İngilizlere karşı, güneyde Fransızlara karşı, batıda yunanlılara karşı, Çanakkale’de  7 düvele karşı, Kıbrıs’ta Rumlara karşı Türkler ve Kürtler birlikte savaştılar. Birlikte   şehit oldular birlikte gazi olmuşlardı.

 

Anadolu’ya birlikte yayılıp yurt edinmişlerdi. Birlikte mutlu olmuşlar birlikte hüzünlenmişlerdi. Sayın Başbakan yanlışları kast ederek 2009’da ülkeyi ağlatan bir konuşma yapmıştı. Sayın Başbakan; Ülkenin farklı kültürleri hepimizin zenginlikleridir. Yunus Emre’de, Ahmed’e Xani’de bizimdir. Neşet Ertaş’ın ezgileri türküleri de bizi etkiliyor. Şivan Perver’in ezgileri de, türküleri de bizi etkiliyor. Çanakkale’de, Viyana’da, Kafkasya’da, Yemen’de, Sarıkamış’ta, Kıbrıs’ta birlikte savaşan son saniyelerinde bir yudum suyu arkadaşı ile paylaşan Türk-Kürt kardeşliğini nerede unuttuk.

 

Yozgat’ta ölen çocuğun annesinin feryadı ile Hakkari’de ölen çocuğun annesinin feryadı haykırışı aynıdır. Her iki ölen çocuğun cenaze töreninde aynı yasini şerif aynı fatiha aynı kıble vardır demişti. Başbakan ülkeyi ağlatan bu konuşması ile yanlışları bir bir belirlemişti. 

 

Sorunu Başbakan Recep Tayip Erdoğan çözecektir derken bu çelişkileri gören bilen Başbakan sessiz sedasız Devletin resmi yayın organı TRT de TRT şeşi açtı 24 saat Kürtçe yayını başlattı. Ne kıyamet  koptu ne bu ülke bölündü. Çünkü yanlışı gören başbakan, anadil Allahın verdiği bir haktır bu hak yaşanmalıdır demişti.      

                                                                                                                                 Şimdi bakınız 100 yıla yaklaşan cumhuriyet döneminde Hakkari ve Hakkari gibi geri bırakılmış olan yörelere hep sürgünler gönderildi. Sürgünler devlete küskün oldukları için hem devlete zarar verdiler hem de devleti vatandaşın gözünde soğutup küskün bir toplum oluşturdular. Bu konuda yazılacak binlerce anı öykü var zaman zaman yazacağız bunları.

 

Ancak herkes şapkasını önüne koyup eğri oturup doğru konuşmalı. Bu ülkede birlikte yaşamaya mahkumuz. 1070 teki birlikte yaşama duygusu 1071 deki Malazgirt savaşı ile kendini dünyaya ispatlamıştır. Bu günde Edirne’den Hakkari’ye bu ülke vatandaşları Türk müsün – Kürt müsün veya Alevi misin – Sünni misin  dahası Müslüman mısın Hıristiyan mısın tartışmasını hisseden yaşatan soran kimse yok.

 

Bu ülke bölünüyor diye felaket telalılığı yapanlar rantçılar ve vurgunculardır.

Vurguncular, Hırsızlar, Rantçılar kökenimiz mezhebiniz, inancınız mevkiiniz  kariyeriniz ne olursa olsun bu ülkenin ev sahibi Türkiyeliler sizin hırsızlıklarınızın farkına varacaklardır.

 

Rantçılar ne için tahrikçilik, bölücülük yaptığınızı herkes bilecektir. Bu ülkede birlikte yaşama duygusu  her şeye rağmen sapa sağlam yaşamaya devam etmektedir ve öyle devam edecektir. Bu ülke Türki ile kürdi ile Lazı, Çerkez  ile Alevisi- Sünnisi ile müslümanı- gayri müslümi  ile yaşlısı genci, bayı, bayanı, ile sağlamı, sakatı ile herkese yeterde artar bile.

 

Yeter ki birbirimizi eşit yurttaşlık temelindeki demokrasi ilkeleri hukuk çevresi içerisinde sevelim sayalım kabullenelim. Sonuç olarak Rantçılara meydanı kapatalım. Her şeye rağmen mutlu birlikte eşit şartlarda. Güçlü birlikteki yaşama duygusu ile barış içerisinde olacağımızı umut ediyor ve bekliyoruz. Bunu herkes ama herkes belleğine yüreğine nakşetmelidir.

 

Bu yazı toplam 3548 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel :
Feyzullah TAŞ- 0.(505) 440 39 66
Savaş TAŞ - 0.(545) 864 4868
YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim