• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 19 °C

Yakışmadı Sayın Başkenttekiler

Abdurrahman Keskin

Türkiye Cumhuriyeti devletini yöneten Başbakana, Bakanlara, Siyasi Parti genel başkanlarına, TBMM’deki tüm vekillere yakışmıyor bu söylemler, bu davranışlar, bu uygulamalar. Ne kadar acılı günler yaşıyoruz. 100’lerce yıl önce beylikler döneminde esprileri ile meşhur olan birine bey şöyle der; Bak usta öyle bir hata veya kabahat işleyeceksin ki özrün kabahatinden büyük olmalı.

           

Usta peki der beyim Sultanım.

Ertesi günü divanhanenin yani makamın kapısında el pençe durur. Bey tam makama gireceği sırada beyin arkadan kalçasına cimcik atar.

Bey dönüp ne oluyor terbiyesiz, ahlaksız diye azarlar.

Usta yapacağı kabahatten büyük olan özrü için hazırdır.

Beyim veya Sultanım Vallahi ben sizi hatunuma benzettim onun için cimcik attım kusura bakmayın der. 

 

Ve özür kabahatten büyük olur çünkü beyin hatununa hiç  kabul edemeyeceği bir durumdu bu.

 Şimdi ne günlere kaldık

 Türkiye nereye gidiyor

 Afyon Valisi 25 gencecik Mehmetçik tanınmayacak şekilde can vermiş DVA testi ile cenazelerin tespit çalışmaları bitmeden Genelkurmay başkanına hediyeler takdim ediyor.  Ayıplayanlara da ben Afyon ilinin reklamı için yaptım der. Yani izahat kabahatten büyük. Allah rızası için bunun sırası mıydı. Bu cenazeler dururken hediyeleşmenin anlamı var mıydı. Sayın başbakanımız Uludere’nin Robozki katliamı açıklanmadan Afyon ilindeki şaibeli kaza gündeme geldi.

           

Açıklanması zor olan bir kaza. Her yönü ile sıkıcı, üzücü ve de düşündürücü.

 Suriye’de uçak düşürüldü açıklanması karanlıkta kaldı.

 Eleştirenlere küfür yağdırıyorsunuz.

 Bölgedeki olaylar bitinceye kadar operasyonlar devam edecek diyorsunuz.

 Yani öldürmeler devam edecektir.

 Sayın Başbakana

 Hakkari’den sesleniyoruz.

 Yetti artık bu şehitler gelmesin, bu gencecik çocuklar ölmesin. Yazıktır tüm annelerimize.

           

Bir de bu fakir fukara çocukları şehit olup Cennete giderken neden siz büyükler, yönetenler, yiyenler, vuranlar, ense ve göbeği kalın olanların çocukları gitmiyorlar. Siz de gönderin sizinde çocuklarınız şehit olup cennete gitsinler. Yoksa siz cenneti istemiyor musunuz?

 

Her şeyin iyisini kapanlar neden çocuklarınıza cenneti kaptırmıyorsunuz, onu fakirlere kaptırıyorsunuz. YAZIK HEM DE NE YAZIK.

Türkiye’de Kürt sorun u vardır diyen ilk başbakan sizsiniz

Bu sorun başta benim sonra hepimizin sorunudur diye 2005’te DİYARBAKIR’DA bangır bangır bağıran sizsiniz. Şimdi birbirini öldürmeye seyirci kalıp bu ülkenin evlatlarının cenazelerine neden dur demiyorsunuz.

 

Bu ülkede Kürt sorununu kapatmanın imkanı yoktur. Bu millet binlerce yıldır acısı ile tatlısı ile birlikte yaşamıştır. Birlikte şehit olmuş, birlikte gazi olmuştur.

 Yinede birlikte yaşayacaktır.

 Kürt sorunu öldürme ile çözülmedi

 İşte Dersim katliamı 1937- 1938

Kürt sorunu  tutuklama ile işkence ile sürgün ile sakat bırakma ile çözülmedi. İşte 12 Eylül darbesi Diyarbakır’ın işkencehanesi.

Hem öldürme hem tutuklamalar çözmedi Kürt sorununu.

 

Yetti artık diyorken bırakınız bu baskıyı bu öldürmeyi, bu tutuklamaları.

Çözün Kürt sorununu. Ülkeye tam demokrasiyi getirin, çözülsün bu sorun.

Unutulmamalıdır ki ölen her kişi yani askeri, polisi, korucusu, PKK’lisi, sivili bu ülke vatandaşıdırlar.

           

Kim kimi vuruyor. Eğer Kürtleri ve diğerlerini Suriye göçmenleri kadar önemsemiş olsaydı geçmiş hükümetler, çoktan çözülmüş olacaktı bu sorunlar.

 Bütün komşularla düşman konumunda iseniz kimse sizi haklı göremez.

 Komşunun şerrinden emin olmayan insanlar ve ülkeler müreffeh olamazlar.

 Suriye düşman, Irak düşman, Iran düşman iken ABD’nin dostluğu bu ülkeye yeterli olamaz.

 

Sayın başbakan Türkiye siyasi arenasında bu gün alternatifiniz yok.

Hakkari’den sesleniyoruz. Türkiye’nin başbakanına bu hiddet, bu küfür, bu azar, bu söylemler size yakışmıyor.

Sayın başbakan vatandaşınız ile inatlaşmayınız.

Çözün Kürt sorununu demokrasi ve hoş görü ile, yetti artık bu gencecik cenazeler diyoruz.  

           

Her geçen gün iyiye değil de daha kötüye gidiyoruz.

Güçlü devlet öldüren, öldürten devlet değildir.

Güçlü devlet hiçbir canlısının inatla burnunu kanatmayan devlettir.

 Yarın hepimizin büyük zarar göreceği geç zamanlar olabilir. ALLAH muhafaza etsin ülkeyi ve hepimizi. Yakışmadı başkenttekiler, TBMM’dekiler size yakışanı yapınız.           Yetti artık diyoruz. Bu ülkenin barışa, huzura, dostluğa, kalkınmaya, birliğe ve de beraberliğe ihtiyacı vardır diyoruz. 

           

           

 

Bu yazı toplam 3515 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel :
Feyzullah TAŞ- 0.(505) 440 39 66
Savaş TAŞ - 0.(545) 864 4868
YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim