İlçeler arası ayrım yaparak Çukurca’yı fazla sevdiğimi itiraf ediyorum. Oraya giderken yol boyu dağlar ile bakışıyorum. Kendini yalnız his etmiyorsun çünkü Zap Suyu sana arkadaşlık ediyor.
Meyve ağaçları seni selamlıyor. Yol üstü köyler eski Hakkari’yi, mazimizi anımsatıyor. Gökyüzü dağların tepesine konarak güneş sıcacık ısıtıyor. Adı ilçe olsa da büyük bir köy gibi. Gelenek, yaşam tarzı, misafirperverlik hiç kaybolmadı orada. Yaşanan acıların izleri coğrafyada silindi ama yüreklerde kırıntıları kanatmaya devam ediyor.
İlçe esnafıyla selamlaşarak, kaçak çayımızı yudumlayıp ilçenin eğitim öğretim durumunu öğrenmek üzere İlçe Milli Eğitim Müdürü Ceyhan Doğan’a konuk oluyoruz. Koltuğunda çıkarak kapıda karşılıyor, ikramda kusur etmeyerek merak ettiğim eğitim durumunu anlatmaya başlıyor;
“İlçemizde 14 okul, 2 bin 350 öğrenci ve görev yapan 200 öğretmenimiz var. Bizim temel derdimiz çocuklarımız. Her biri inanın ayrı bir yetenek. LGS sınavı birincileri hep ilçemizden başarıya ismini yazdırıyor. Hakkari merkez ve bir çok bölgeye öğrencilerimiz giderek eğitimlerini sürdürmekteler.
Eş zamanlı kitap okuma saatimiz var. Dereceye girenlere ödüller veriyoruz. “Sınırda sınırsız eğitim” çağın projesi. Sportif, kültürel anlamda faaliyetlerimiz var. Öğrencilerimizi Çanakkale, İstanbul ve diğer bazı illere seyahat düzenleyerek gezdiriyoruz.
5 yaş gurubu çocuklarımız Ana okula rağbet gösteriyor. Tayin yeri Çukurca olup önyargılarla ilk kez gelen öğretmenlerimiz ilçemize hayran kalıyor. İlçemizde pek çok alanda farklı ulusal ve uluslararası projelerimiz devam ediyor.”
Müdür Doğan, gururla sınırın sıfır noktasında sınırsız başarıları sıralıyor ve, “Tüm bu başarılarımızı Valimiz İdris Akbıyık, Kaymakamımız Hasan Kurt ve Milli Eğitim Müdürümüz Bilal Gür’e borçluyuz” demeyi de ihmal etmiyor.
Gazeteci arkadaşlarım Mehmet Özkan ve Nejman Ertuş ile bu defa Kaymakam Hasan Kurt’u makamında ziyaret ediyoruz.
Beyaz teni ve beyaz gömleğini geriye doğru taranmış simsiyah saçları ile bütünleştiren yakışıklılığıyla yine samimi karşılıyor bizi. “Çukurca’da görev yapan her Kaymakam çok şanslıdır” diyerek sözlerine şunları ekliyor; “Terör ve şiddetle anılmıyoruz. Bir tatil beldesi kıvamındayız. Sağlanan huzur ortamı beraberinde sosyal ve kültürel etkinlikleri de arttırdı. Festivaller, yarışmalar, müsabakalar, konserler, güzellikler burada yaşanıyor. Gençler bizden kütüphaneler geç kapatılsın talebinde bulunuyor.
Normalleşen ve yaşanır bir Çukurca var. Kısa bir süre önce Ankara’da 4. Kahvaltı Festivaline katıldık. 200 kilo Çukurca tahini ilk günde tükendi. Binlerce misafir ağırladık.
Tanıtımı ürünlerimizle, anlatımı ben yaptım. Çukurca ilçesi turizmin de ilgisini çekiyor. Kız çocuklarımız daha çok okumak istiyor. Valiler duyarlı, ilçe halkı memnun. Tüm bu olumlu gelişmeler bizi heyecanlandırıyor. Çukurca benim için hayatımda hep anımsayacağım en anlamlı anı olarak kalacaktır”
Sizin anlayacağınız Çukurca’da olmak çok güzel.
Bu güzelliği sizde yaşayın ve yaşatın….
