• BIST 8718.11
  • Altın 2246.595
  • Dolar 32.3347
  • Euro 35.1824
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 2 °C

19 Mayıs ve Spor

Doç.Dr. Şükrü Bingöl

19 Mayıs 1919 tarihinin 102. Yıldönümünü idrak ediyoruz.

Atatürk’ün, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a attığı o ilk adım, demokrasiye, özgürlüğe ve cumhuriyete atılan en büyük adımdır.

Toplumların ortak olarak kabul ettiği dini ya da milli bir takım özel günler vardır. Tören, şenlik, ayin, karnaval, kutlama, bayram, milli bayram, festival vb şekillerde adlandırılan bu özel günler, toplumların inanç sistemlerinden ve uluslaşma süreçleri içinde yaşadıkları tarihi olaylardan, ortak yaşantılarından, geleneklerinden ve göreneklerinden ortaya çıkmıştır.

Bu özel günlerden biri olan ve toplumların uluslaşma ve ulus devletlerini kurma süreci içinde ortaya çıkan milli günler ve bayramlar, milletlerin ortak bir takım amaçlar etrafında bütünleşmesini, ortak inançlar ve değerler geliştirmesini sağlar.

Toplumların önem verdikleri bir olayın yıldönümünde çeşitli etkinliklerle bu olayı hatırlayıp kutladığı veya andığı günler o toplumların bütün fertleri tarafından benimsenen ve halkın tüm imkânlarıyla katıldığı ortak faaliyetlerdir.

Türklerde de bu tür kutlama ve anma faaliyetleri Batılı toplumlarda olduğu gibi dini veya milli bir inanıştan, toplumun ortak hatıralarından, geleneklerinden ve tabiatından doğmuştur. Türklerde bu ortak kutlama günlerini ifade eden genel kavram bugün için bayram kavramı ile ifade bulmaktadır.

Bir milli mücadele hareketiyle, ulus- devlet olarak kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti'nde de kutlanan çeşitli bayramlar vardır. Bu özel günler, işgale uğrayan yurdu kurtarmak amacıyla yapılan Milli Mücadele Dönemi'nin olaylarını ve yeni bir kimlikle kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşanan değişim sürecini simgeleyen olaylardan esinlenilerek oluşturulmuştur.

Nitekim kutlanmak veya anılmak üzere kabul edilen bayramların özünde vurgulanan mesajlar incelendiğinde bunların bağımsızlık, milli egemenlik, çağdaşlık, millet ve devlet sevgisi ile devlete bağlılık gibi kavramlarını içerdiğini görmek mümkündür.

Aslında 19 Mayıs bir sonuç değil, bir başlangıçtı. Ya istiklal ya ölüm parolasıyla yorgun ve yoksul bir halkı ayağa kaldırdı.

19 Mayıs 1919 Samsun; Milli Mücadelenin başladığı Türkiye Cumhuriyetinin temelinin atıldığı İzmir’de Türk’ün bağrına saplanan hançerin çıkarılıp Türk’ün kurtuluş bayrağının dikildiği tarih ve yerdir.

Kurtuluş Savaşı; sözde değil, özde kefenle yola çıkanların öyküsüdür.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk, 15 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile “Karadeniz’e' diye verdiği emirle bir milletin talihini değiştirmişti.  Ulu Önderimiz, belki o gün Türk ulusunun kaderini değiştirdiğini bilmiyordu ama, bitkin ve bitap düşmüş bir milleti şaha kaldıracağına olan inancı tamdı.

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde de belirtildiği gibi, cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmişti. İşgalci ülkeler yurdumuzun her köşesini kuşatmıştı. Hal böyle iken, bazı kendini bilmezler mandacılık sevdasıyla tutuşuyor, hainlerle işbirliği yaparak Türk milletinin kuyusunu kazıyorlardı.

Vatan toprakları yarı sömürge durumundayken. Türk evladının elinde, yüreğindeki vatan sevgisi ve iman gücü dışında hiçbir şeyi yoktu.  Sonuna kadar mücadele ederek şehit olmayı, her türlü esarete tercih eden Türk milleti, Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasıyla yanan bağımsızlık ateşiyle ayaklandı.

  Dolayısıyla Atatürk’ün 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan başlayan yolculuğu Türk milleti için kurtuluş döneminin başlangıcı oldu. Milli mücadelenin resmen başlatıldığı tarih olan 19 Mayıs 1919’da, yüreği bağımsızlık sevdasıyla çarpan bir milletin önünde hiçbir gücün duramayacağı, dünyaya gösterilmiştir.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı diğer bayramlar gibi ulusal düzeyde kutlanan resmi bir bayram olmadan önce uzun süre yerel düzeyde kutlanmıştır. 19 Mayıs uzun bir süre Samsun'da "Gazi Günü” olarak kutlanmıştır. Bayramın ulusal düzeye taşınmasında halkın rolü büyüktür. Resmi bir bayram olmamasına rağmen 1935 yılında ilk kez ulusal düzeyde kutlanmıştır.

Gençlik ve Spor Bayramı olarak andığımız 19 Mayıs’ın bu şekilde isimlendirilmesi Beşiktaş’ın girişimleriyle gerçekleşir. Fenerbahçe Stadı’nda kutlanan ilk 19 Mayıs, Galatasaray ve Fenerbahçeli yüzlerce sporcunun katılımıyla spor günü haline gelmiştir.

Bu etkinliğin üzerinden kısa bir zaman sonra yapılan Spor Kongresi’nde söz alan Beşiktaş Kurucu Üyesi Ahmet Fetgeri Aşeni, kutlanan Atatürk Günü’nün tüm gençliğe mal edilebilmesi için “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” adı altında her yıl yapılmasını teklif eder.. Kongrede oylanan bu öneri kabul edilir ve Atatürk’ün de onayıyla yasalaşır. 19 Mayıs, 20 Haziran 1938 tarihli kanunla “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaya başlanır.

19 Mayıs törenlerinin diğer bayramlardan farklı bir boyutu da bu bayramın sokaklarda varlığını iyice hissettiren bir bayram oluşudur. 1970' lere gelene kadar daha çok kent sokaklarındaki geçitlerle ve tören sonrası şehrin başka mekânlarına taşan genç insanlarıyla hatırlanan 19 Mayıs törenleri daha sonraları bir tür "Stadyum Bayramı 'na” dönüşmüş; ancak stadyumlardan televizyonla birlikte evlerimize girmiştir.

19 Mayıs ulusal bayramı 12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak değiştirilir ve günümüzde bu ismiyle Türkiye’de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve dış temsilciliklerde çeşitli etkinliklerle kutlanır. 

Selim Sırrı Tarcan ve idman Bayramı Kutlamaları

İsveç’te jimnastik eğitimi almış, Milli Eğitim'de öğretmen ve müfettiş olarak görev yapmıştır. Selim Sırrı memlekete asker, eğitimci, sporcu ve milletvekili sıfatları ile hizmet etmiştir.

Selim Sırrı Bey, İsveç’te "Beden Terbiyesi” eğitimini bitirdikten sonra ülkeye dönmüştür. Ülkeye dönünce "Terbiye-i Bedeniye " müfettişliğine atanmıştır. Daha sonra erkek öğretmen okulunda jimnastik dersi vermeye başlamış, büyük uğraşları sonucunda jimnastiği aynı zamanda kız öğretmen okuluna sokmayı da başarmıştır.

Bütün bu çalışmalar sonucunda ilk İdman Bayramı Selim Sırrı Bey'in kişisel girişimi ile 29 Nisan 1916 Cuma günü Kadıköy'de, İttihat ve Spor Kulübü'nün çayırında gerçekleştirilmiştir

İdman Bayramı Şenlikleri 1917 'den sonra savaş sebebiyle bir daha kutlanamamıştır. Selim Sırrı Bey, Avrupa'da yapılan Jimnastik Şenlikleri geleneğinin ülkemize de yerleşmesinde öncülük etmiştir. Selim Sırrı Bey'in kişisel girişimleriyle gerçekleştirilen idman Bayramı, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı 'nın temelini oluşturmuştur.

Gençlik ve Bayrak Koşusu

Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'da başlattığı Kurtuluş Mücadelesinde, toplantılar yaparak takip ettiği şehir ve kasabalardan geçen yollara dayanarak ilk defa Samsun'a ayak bastığı günün yıldönümüne rastlayan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nda, Samsun'dan Ankara'ya onun onur, güven ve inanç dolu yolunda bütün milletin nasıl koştuğunu gösteren bir "Gençlik Bayrak Koşusu " yapmayı planlamıştır.

Gençlik Bayrak Koşusunun ilkini Mustafa Kemal'in ölümünden üç yıl sonra 19 Mayıs 1941 'de düzenlenmiştir. Samsun'dan Ankara'ya kadar her vilayetin gençleri birbirine koşa koşa eriştirdikleri Türk bayrağını 19 Mayıs'ta Ankara'da cumhurbaşkanına teslim etmektedirler. Gençlik Bayrak Koşusunun güzergâhı 19 Mayıs 1944 genişletilerek, Hatay- Ankara, Erzurum- Ankara, Samsun- Ankara, Edirne- Ankara olmak üzere dört koldan yapılmıştır.

Bu koşu Türklerin inkılâp koşusu, milli emel, milli gaye ve milli koşusudur. Samsun'dan Ankara'ya gençlerin koşarak getirdikleri Türk bayrağının bayram günü cumhurbaşkanına teslim edilmesi, bayramın ritüellerindendi.

Bayrama getirilen bu yenilik milli birlik ve beraberliğin sembolleştirilmesi açısından oldukça anlamlı görülmüştür.

19 Mayıslar yıllarca statlarda kutlanmaya devam edilmiş. 1979'da ise sahadaki coşku tribünlere de sıçramış. Ve ilk 1979 yılında tribünlerde farklı koreografiler yapılmıştır.

Mustafa Kemal ve beraberindekiler Samsun'dan Amasya'ya giderken bindikleri arabanın bozulması üzerine bir subaşında durmuşlardır. Dağların üstünde bulunan dumanlarla ülkenin o zamanki durumu arasında paralellik kuran Mustafa Kemal 'in dudaklarından, Gençlik Marşı 'nın şu dizeleri dökülmüştür.

" Dağ başını duman almış

Gümüş dere durmaz akar

Güneş ufuktan şimdi doğar

Yürüyelim arkadaşlar

Mustafa Kemal ve arkadaşları bu marşı söyleyerek yürüyüp gitmişlerdir

Mustafa Kemal Atatürk, Türk Devrimi 'nin mimarı ve önderi olarak daha çok gençleri görmüştü. Tarihte hiçbir lider Atatürk kadar gençliğe güvenmemiş, O'nun kadar gençlikle bütünleşmemiştir. "Benim en büyük eserimdir” dediği Cumhuriyet'i, sonsuz güven duyduğu Türk gençliğine emanet etmiştir. "Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan çok memnunum ve mesudum " demiştir

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının değiştirilmesi, tepki ve tören çeşitliliğine neden oldu günümüzde. Bu alternatif, bireysel kutlamalar karmaşasından kurtulup biran önce her kesimin ve gencin yer alacağı kutlayacağı ulusal bir tören kazandırmalıyız.

Başta geleceğimiz gençlerimiz olmak üzere tüm milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutlarken, bizlere bu kazanımları hediye eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını sonsuz rahmet ve minnetle anıyorum."

 

Bu yazı toplam 1386 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel :
Feyzullah TAŞ- 0.(505) 440 39 66
Savaş TAŞ - 0.(545) 864 4868
YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim