Zirai Donatım Kurumu, her daim çiftçinin yanında olan, çiftçilere düşük faizle araç satışı yapan, destekleyen ve denetleyen bir resmi kurumdur.
Türkiye Zirai Donatım Kurumu 1963 yılında kuruldu. Rahmetli Cemil Önal, bu oluşumun kurucu üyesi olup aynı yıl Hakkari’de şubesini resmen açmıştır.
Vefatından sonra oğlu Naif Önal, tüm üyelerin tam desteğini alarak yıllardır bu hizmeti devam ettiriyor. 5 bin 687 üyesi var. 2.200 kişi çiftçi kayıt sisteminde kayıtlıdır.
Naif Önal, sadece çiftçilerin temel sorunlarını değil ilimiz ve bölgemizin tüm sorunlarına duyarlı ve cesur bir kişiliktir. Gitmediği köy, mezra kalmadı. Tanımadığı çiftçi ve emekçi yoktur. Haksızlığa karşı dik duruşu onu her seçimde tek aday olarak yeniden seçilmesini sağlıyor.
Geçenlerde HATSO’da STK başkanlarıyla bir arada toplandık. Kendisi sohbetiyle ortamın havasını değiştirdi. Ağzında çıkan her lafın haklılığı vardı ve onu büyük bir dikkatle izledim. Peki Önal neler söyledi. Onu kızdıran ve üzen şeyler nelerdi? Eminim sizler de hak vereceksiniz. İşte haklı sitemleri; “Bitkilerin ana damarı sudur. Suyu da kirletiyoruz. Temiz su kalmadı. Kanalizasyon dereye akıyor.
Eskiden üzümcü veya her hangi bir köyden geçerken yol üstü meyve sebze alırken yıkamadan yerdik. Şimdi meyve ve sebzeyi defalarca yıkıyoruz ona rağmen içimiz sinmiyor. Bitki ve hayvanlar için de sulak alan kalmadı. Su harmanlarımız da yok. Dünya sadece insanlara ait değil ki. Her canlıyı hesaba katmalıyız. Bitkilerin de ana damarı sudur.
Çukurca yolunda çöpler yakılıyor. Etrafa yayılan duman ve pislik kanser yapıyor. Geçenlerde nefsi tükenen bir gurup ceylan görünmüş. Birkaç avcı onları vurmak için bölgeye gitmişler. İnsan onlara bakmaya kıyamazken sizler nasıl vurursunuz.”…
Naif Önal, tüm bunları yüksek ses tonuyla sitemkâr üslupla haykırınca doğrusu dinlerken etkilendim. Hepimize dokunan yanlışlardan bahsediyor. Çevresine karşı öylesine duyarlı ve titiz ki, söylemlerini ve sitemlerini ciddiye almalıyız.
Sen çok yaşa can başkan…