• BIST 8718.11
  • Altın 2244.727
  • Dolar 32.3302
  • Euro 35.1556
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 2 °C

CHP genel başkan Yardımcısı Cankuran'dan zam tepkisi!

CHP genel başkan Yardımcısı Cankuran'dan zam tepkisi!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Aydın temasları kapsamında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Son zamları eleştiren Cankurtaran, “Sürekli yol yaptığıyla övünen hükümet milleti yola çıkamaz hale getirdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Aydın temasları kapsamında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Son zamları eleştiren Cankurtaran, “Sürekli yol yaptığıyla övünen hükümet milleti yola çıkamaz hale getirdi.  Yandaşa rantçıya para aktarmaktan hazine iyice boşaltıldı. Şimdi boşalan tulumbayı doldurmak için vatandaşın cebine hortum indirildi” dedi.

Barzani’nin hükümetin açıklamalarını ciddiye almamasını da değerlendiren Cankurtaran, “AKP, yalnızca paraları değil, Türkiye’nin caydırıcılığını da sıfırladı. Çok bağırıp çağırıyoruz ama tınlayan yok” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, temasları kapsamında Aydın’daydı.  CHP Aydın İl Başkanı Bayram İnci ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile Çakırbeyli Köy Pazarı’nı ziyaret ederek vatandaşlarla buluşan Cankurtaran, ardından kendilerini takip eden medya mensuplarına gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Son olarak başta motorlu taşıtlar vergisine yapılan yüzde 40’lık zam olmak üzere yapılan peş peşe zamların ekonomideki kötü gidişatı gösterdiğini söyleyen Cankurtaran, şöyle konuştu:

“SÜREKLİ YOL YAPTIĞIYLA ÖVÜNEN HÜKÜMET, MİLLETİ YOLA ÇIKAMAZ HALE GETİRDİ”

“Sürekli yol yapmakla övünen iktidar insanları milleti araçlarıyla yola çıkamayacak hale getirmiştir. Hükümet kendi beceriksizliğinin cezasını halka kesmek istemektedir. Halkın cebine atılan bir hortum ile yandaşın cebine aktarma yapılması planlanmaktadır” dedi.

“AKP, ELİYLE YANDAŞI KALKINAN, HALKI İSE YOKSULLAŞAN TÜRKİYE’YE GİDİYORUZ”

Cankurtaran, “TUİK verilerine göre 80 milyon nüfusu olan Türkiye’de yıllık geliri 8 bin 539 liranın altında yani yoksul sayısı 16 milyon 328 bine ulaşmış durumda. Bu insanların çocukları da hesaba katıldığında nüfusun çok ciddi bir bölümü yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

AKP eliyle Türkiye’de küçük bir azınlık kalkınırken çoğunluk ise yoksullaşıyor. En çok yoksulun Adana ve Mersin’de olması da fakir insanların belli illerde yoğunlaştığının göstergesi. Artan yoksulluk kimi illeri sosyal açıdan patlamaya hazır yerler haline getirmekte.”

“BOŞALAN TULUMBAYI DOLDURMAK İÇİN HALKIN CEBİNE HORTUM İNDİRİLDİ”

Cankurtaran, Erdoğan’ın geçtiğimiz yılın sonunda ekonomiye dair aylarda yaptığı açıklamada “Tulumbada su kalmadı” dediğini hatırlatarak, “Yandaşa, rantçıya para aktarmaktan hazine iyice boşaltıldı.

Şimdi o boşalan tulumbayı doldurmak için son zamlarla halkın cebine hortum indirildi. Halkın cebindeki para boşaltılarak boşalan tulumba doldurulmaya çalışılıyor” şeklinde konuşarak sözlerini şöyle devam ettirdi:

“AKP'DEN ÖNCE SIK SONRA GEVŞET TAKTİĞİ”

“AKP kendi beceriksizliği nedeniyle kötü giden ekonomiyi toparlamak için vatandaşın boğazını sıkmaktadır. 2019’da da seçimler öncesi o kemeri az gevşeterek, birkaç projeyi göstermelik bitirerek biz çalışıyoruz havası vermek isteyecekler.

Vatandaş bir kez daha buna kanarsa artık kendi düşen ağlamaz demekten başka diyecek bir şey kalmaz. Ancak halkımız bu sefer kanmayacak ve Türkiye’yi ihtiyacı olan sosyal politikaları uygulayacak CHP iktidarına taşıyacaktır” dedi.

“ZAM ÜSTÜNE ZAM YAPTIRAN ERDOĞAN NEDEN KENDİ SARAYINDA TASARRUF DÜŞÜNMEZ”

Ülkedeki bütün fedakarlığın dar ve orta gelirlilerin üzerine yüklendiğini söyleyen Cankurtaran, “Neden Erdoğan sembolik dahi olsa kendi harcamalarında ve örtülü ödeneğinde tasarrufa gideceğini duyurmuyor. Ne lükslerinden ne harcamalarından taviz vermeyenler vatandaşın cebindeki son kuruşu da vergilerle zamlarla alıyorlar” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“EKONOMİDEKİ KRİZ HÜKÜMETİ DIŞ MACERALARA YÖNELTEBİLİR”

“Referandum döneminde alınan önlemlerin geçici bir rahatlama yaratacağı ancak bunun da sonbaharda patlayacağını çünkü hazinenin ciddi açık vereceğini söylüyorduk. Yaşananlar dediğimizin tekrarından başka bir şey değildir. Hazine açık vermektedir.

Borç borçla kapatılmaya çalışılmaktadır.  Halkın sırtına binilmektedir. Böyle kriz dönemlerinde dikkatleri dağıtmak için hükümet dış maceralara daha yakın hale gelir. Bu yolla krizin ve zamların sorumluluğu savaşa ve çatışmaya bağlanır, hamasetler oylar artırılır. Bu dönemde uyanık olunmalı, sonu kötü bitecek dış maceralardan kaçınılmalıdır” dedi.

“AKP YALNIZCA PARALARI DEĞİL TÜRKİYE’NİN CAYDIRICILIĞINI DA SIFIRLADI”

Dış politikadaki gelişmelere de değinen Cankurtaran, “Barzani’nin referandum kararının ardından onca tepkiye karşın Barzani’nin pek tınlamadığını görüyoruz. Her konuda benzer durum yaşanıyor. Çok bağırıp çağırıyoruz ancak tınlayan yok.

Daha önce Suriye,Türkmendağı’na saldırmasın diye bağırdık, Suriye üstüne Türkmendağı’nı aldı. Suriye, Halep’i alamaz dedik, bir ay sonra Halep’i aldı. Irak Musul, Telafer operasyonlarını tek başına yapamaz dedik, yaptılar. Şimdi Barzani olayında da aynı durum söz konusu.

Bir zamanlar Türkiye’den çekinerek Ege’deki kıta sahanlığını 6 milden 12 mile çıkaramayan Yunanistan halen 19 adamızı işgal altında tutuyor.  AKP yalnızca paraları değil Türkiye’nin caydırıcılığını da sıfırladı. Kuru gürültü ile göz boyuyorlar” diye konuştu.

“AKP, TÜRKİYE’NİN KADERİ DEĞİL, SADECE KÖTÜ BİR ANISI OLACAKTIR”

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erzurum'da partisinin il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada bir 7 Haziran daha yaşamak istemediğini belirterek, "AK Parti kaybederse, tüm Türkiye kaybeder" dediğini hatırlatan Cankurtaran, “Yakın bir zaman önce de Türkiye’nin kaderi ile AKP’nin kaderi örtüştü demişti.

Şunu özellikle vurguluyorum.Erdoğan ve AKP demek Türkiye demek değildir. Erdoğan, Türkiye’yi kendilerinden ibaret sanıyor ve öyle göstermeye çalışıyor.

Bu diktatör ağzıdır. Dünyadaki bütün baskıcı yönetimlerin liderleri halklarını sürekli ‘Ben gidersem ülke yıkılır, bölünür’ gibi tehditlerle yönetmeye çalışır, ülkeyi kendinden ibaret göstermeye çalışır. Erdoğan da aynı yolu izliyor. Erdoğan’ın  halka vaat edebileceği iyi bir şey kalmadığından bir süreden beri sürdürdüğü tehdit ve korkutma politikasını bir adım daha ileri taşıyarak Türkiye ile AKP’nin kaderini örtüştürebiliyor.

AKP, Türkiye’nin kaderi olamaz. AKP,Türkiye’nin kaderi değil, sadece kötü anısı olacaktır. Erdoğan ve AKP kimdir ki onlar gidince Türkiye devleti sarsılsın. 2300 yıldır devlet geleneği olan Türk Milleti’nin nice cihangirleri, liderleri gittiği halde varlığı sürmüşken şimdi Erdoğan gitti diye devleti sarsılsın.

Ha şunu diyorlarsa anlarız. Biz devletin kaynaklarını o kadar yandaşlarımıza dağıttık, devleti o kadar babamızın malı gibi kullanıyoruz ki biz gittiğimizde geride boşaltılmış bir kasa, batmak üzere olan bir devlet bulabilirsiniz! Ama şartlar ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti sarsılamaz ama onu sarsmaya yolundan ayırmaya çalışanlar sarsılır” dedi.

“15 TEMMUZ SONRASINDA KONTROLSÜZ SİLAHLANMA İÇ BARIŞIMIZI TEHDİT EDİYOR”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “ülkücü birliği hazır” sözlerinin ardından İstanbul Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Deniz Güzelay, darbe girişimi gecesi kayıtsız dağıtıldığı açıklanan ve sivil yurttaşlara satışı yasak olan MP5 model tüfekle ve Kaleşnikof otomatik tüfekle poz vermelerini de değerlendiren Cankurtaran, 

“15 Temmuz’dan sonra hükümetin göz yumması hatta teşvikiyle başlayan kontrolsüz silahlanmanın ciddi ve tehdit edici boyutlara ulaştığı görülüyor.

Ülkü Ocakları başkanlarının Kerkük’e destek adı altında verdiği pozlarda sivil vatandaşların elinde olması suç olan Kalaşnikof ve MP5 otomatik tabancanın bulunması endişe vericidir. Her şeyden önce legal bir dernek olan Ülkü Ocaklarında bu silahların ne işi vardır?

Daha da önemlisi bu silahlar nasıl elde edilmiştir? MP5 otomatik silahlar Türkiye’de sadece emniyette ve bazı yetkilendirilmiş özel güvenlik şirketlerinde bulunuyor. Vatandaşa satılması yasak. Buna rağmen bu silahlar Ülkü Ocaklarına nasıl ulaştı? 15 Temmuz’da emniyet tarafından bazı vatandaşlara silah dağıtıldığı iddia edilmiş, bu silahlardan biri sonra bir cinayette kullanıldığı ortaya çıkmıştı.

Ülkü Ocakları’ndaki MP5’te bu dağıtılan silahlardan biri midir? Ya da bazı güvenlik şirketleri bu silahları el altında satmakta mıdır? Bu soruların cevapları bir an önce bulunmalı ve soruşturulmalıdır? Bu görüntü Türkiye’deki iç barışın artan silahlanma ile tehdit altında olduğunu göstermesi açısından endişe vericidir. Kolay bulunam

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Aydın temasları kapsamında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Son zamları eleştiren Cankurtaran, “Sürekli yol yaptığıyla övünen hükümet milleti yola çıkamaz hale getirdi. 

Yandaşa rantçıya para aktarmaktan hazine iyice boşaltıldı. Şimdi boşalan tulumbayı doldurmak için vatandaşın cebine hortum indirildi” dedi. Barzani’nin hükümetin açıklamalarını ciddiye almamasını da değerlendiren Cankurtaran, “AKP, yalnızca paraları değil, Türkiye’nin caydırıcılığını da sıfırladı. Çok bağırıp çağırıyoruz ama tınlayan yok” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, temasları kapsamında Aydın’daydı.  CHP Aydın İl Başkanı Bayram İnci ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile Çakırbeyli Köy Pazarı’nı ziyaret ederek vatandaşlarla buluşan Cankurtaran, ardından kendilerini takip eden medya mensuplarına gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Son olarak başta motorlu taşıtlar vergisine yapılan yüzde 40’lık zam olmak üzere yapılan peş peşe zamların ekonomideki kötü gidişatı gösterdiğini söyleyen Cankurtaran, şöyle konuştu:

“SÜREKLİ YOL YAPTIĞIYLA ÖVÜNEN HÜKÜMET, MİLLETİ YOLA ÇIKAMAZ HALE GETİRDİ”

“Sürekli yol yapmakla övünen iktidar insanları milleti araçlarıyla yola çıkamayacak hale getirmiştir. Hükümet kendi beceriksizliğinin cezasını halka kesmek istemektedir. Halkın cebine atılan bir hortum ile yandaşın cebine aktarma yapılması planlanmaktadır” dedi.

“AKP, ELİYLE YANDAŞI KALKINAN, HALKI İSE YOKSULLAŞAN TÜRKİYE’YE GİDİYORUZ”

Cankurtaran, “TUİK verilerine göre 80 milyon nüfusu olan Türkiye’de yıllık geliri 8 bin 539 liranın altında yani yoksul sayısı 16 milyon 328 bine ulaşmış durumda. Bu insanların çocukları da hesaba katıldığında nüfusun çok ciddi bir bölümü yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

AKP eliyle Türkiye’de küçük bir azınlık kalkınırken çoğunluk ise yoksullaşıyor. En çok yoksulun Adana ve Mersin’de olması da fakir insanların belli illerde yoğunlaştığının göstergesi. Artan yoksulluk kimi illeri sosyal açıdan patlamaya hazır yerler haline getirmekte.”

“BOŞALAN TULUMBAYI DOLDURMAK İÇİN HALKIN CEBİNE HORTUM İNDİRİLDİ”

Cankurtaran, Erdoğan’ın geçtiğimiz yılın sonunda ekonomiye dair aylarda yaptığı açıklamada “Tulumbada su kalmadı” dediğini hatırlatarak, “Yandaşa, rantçıya para aktarmaktan hazine iyice boşaltıldı. Şimdi o boşalan tulumbayı doldurmak için son zamlarla halkın cebine hortum indirildi. Halkın cebindeki para boşaltılarak boşalan tulumba doldurulmaya çalışılıyor” şeklinde konuşarak sözlerini şöyle devam ettirdi:

“AKP'DEN ÖNCE SIK SONRA GEVŞET TAKTİĞİ”

“AKP kendi beceriksizliği nedeniyle kötü giden ekonomiyi toparlamak için vatandaşın boğazını sıkmaktadır. 2019’da da seçimler öncesi o kemeri az gevşeterek, birkaç projeyi göstermelik bitirerek biz çalışıyoruz havası vermek isteyecekler.

Vatandaş bir kez daha buna kanarsa artık kendi düşen ağlamaz demekten başka diyecek bir şey kalmaz. Ancak halkımız bu sefer kanmayacak ve Türkiye’yi ihtiyacı olan sosyal politikaları uygulayacak CHP iktidarına taşıyacaktır” dedi.

“ZAM ÜSTÜNE ZAM YAPTIRAN ERDOĞAN NEDEN KENDİ SARAYINDA TASARRUF DÜŞÜNMEZ”

Ülkedeki bütün fedakarlığın dar ve orta gelirlilerin üzerine yüklendiğini söyleyen Cankurtaran, “Neden Erdoğan sembolik dahi olsa kendi harcamalarında ve örtülü ödeneğinde tasarrufa gideceğini duyurmuyor. Ne lükslerinden ne harcamalarından taviz vermeyenler vatandaşın cebindeki son kuruşu da vergilerle zamlarla alıyorlar” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“EKONOMİDEKİ KRİZ HÜKÜMETİ DIŞ MACERALARA YÖNELTEBİLİR”

“Referandum döneminde alınan önlemlerin geçici bir rahatlama yaratacağı ancak bunun da sonbaharda patlayacağını çünkü hazinenin ciddi açık vereceğini söylüyorduk. Yaşananlar dediğimizin tekrarından başka bir şey değildir. Hazine açık vermektedir.

Borç borçla kapatılmaya çalışılmaktadır.  Halkın sırtına binilmektedir. Böyle kriz dönemlerinde dikkatleri dağıtmak için hükümet dış maceralara daha yakın hale gelir. Bu yolla krizin ve zamların sorumluluğu savaşa ve çatışmaya bağlanır, hamasetler oylar artırılır. Bu dönemde uyanık olunmalı, sonu kötü bitecek dış maceralardan kaçınılmalıdır” dedi.

“AKP YALNIZCA PARALARI DEĞİL TÜRKİYE’NİN CAYDIRICILIĞINI DA SIFIRLADI”

Dış politikadaki gelişmelere de değinen Cankurtaran, “Barzani’nin referandum kararının ardından onca tepkiye karşın Barzani’nin pek tınlamadığını görüyoruz. Her konuda benzer durum yaşanıyor.

Çok bağırıp çağırıyoruz ancak tınlayan yok. Daha önce Suriye,Türkmendağı’na saldırmasın diye bağırdık, Suriye üstüne Türkmendağı’nı aldı. Suriye, Halep’i alamaz dedik, bir ay sonra Halep’i aldı. Irak Musul, Telafer operasyonlarını tek başına yapamaz dedik, yaptılar.

Şimdi Barzani olayında da aynı durum söz konusu. Bir zamanlar Türkiye’den çekinerek Ege’deki kıta sahanlığını 6 milden 12 mile çıkaramayan Yunanistan halen 19 adamızı işgal altında tutuyor.  AKP yalnızca paraları değil Türkiye’nin caydırıcılığını da sıfırladı. Kuru gürültü ile göz boyuyorlar” diye konuştu.

“AKP, TÜRKİYE’NİN KADERİ DEĞİL, SADECE KÖTÜ BİR ANISI OLACAKTIR”

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erzurum'da partisinin il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada bir 7 Haziran daha yaşamak istemediğini belirterek, "AK Parti kaybederse, tüm Türkiye kaybeder" dediğini hatırlatan Cankurtaran, “Yakın bir zaman önce de Türkiye’nin kaderi ile AKP’nin kaderi örtüştü demişti.

Şunu özellikle vurguluyorum.Erdoğan ve AKP demek Türkiye demek değildir. Erdoğan, Türkiye’yi kendilerinden ibaret sanıyor ve öyle göstermeye çalışıyor.

Bu diktatör ağzıdır. Dünyadaki bütün baskıcı yönetimlerin liderleri halklarını sürekli ‘Ben gidersem ülke yıkılır, bölünür’ gibi tehditlerle yönetmeye çalışır, ülkeyi kendinden ibaret göstermeye çalışır. Erdoğan da aynı yolu izliyor.

Erdoğan’ın  halka vaat edebileceği iyi bir şey kalmadığından bir süreden beri sürdürdüğü tehdit ve korkutma politikasını bir adım daha ileri taşıyarak Türkiye ile AKP’nin kaderini örtüştürebiliyor. AKP, Türkiye’nin kaderi olamaz. AKP,Türkiye’nin kaderi değil, sadece kötü anısı olacaktır. Erdoğan ve AKP kimdir ki onlar gidince Türkiye devleti sarsılsın.

2300 yıldır devlet geleneği olan Türk Milleti’nin nice cihangirleri, liderleri gittiği halde varlığı sürmüşken şimdi Erdoğan gitti diye devleti sarsılsın. Ha şunu diyorlarsa anlarız.

Biz devletin kaynaklarını o kadar yandaşlarımıza dağıttık, devleti o kadar babamızın malı gibi kullanıyoruz ki biz gittiğimizde geride boşaltılmış bir kasa, batmak üzere olan bir devlet bulabilirsiniz! Ama şartlar ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti sarsılamaz ama onu sarsmaya yolundan ayırmaya çalışanlar sarsılır” dedi.

“15 TEMMUZ SONRASINDA KONTROLSÜZ SİLAHLANMA İÇ BARIŞIMIZI TEHDİT EDİYOR”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “ülkücü birliği hazır” sözlerinin ardından İstanbul Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Deniz Güzelay, darbe girişimi gecesi kayıtsız dağıtıldığı açıklanan ve sivil yurttaşlara satışı yasak olan MP5 model tüfekle ve Kaleşnikof otomatik tüfekle poz vermelerini de değerlendiren Cankurtaran, 

“15 Temmuz’dan sonra hükümetin göz yumması hatta teşvikiyle başlayan kontrolsüz silahlanmanın ciddi ve tehdit edici boyutlara ulaştığı görülüyor. Ülkü Ocakları başkanlarının Kerkük’e destek adı altında verdiği pozlarda sivil vatandaşların elinde olması suç olan Kalaşnikof ve MP5 otomatik tabancanın bulunması endişe vericidir.

Her şeyden önce legal bir dernek olan Ülkü Ocaklarında bu silahların ne işi vardır? Daha da önemlisi bu silahlar nasıl elde edilmiştir? MP5 otomatik silahlar Türkiye’de sadece emniyette ve bazı yetkilendirilmiş özel güvenlik şirketlerinde bulunuyor.

Vatandaşa satılması yasak. Buna rağmen bu silahlar Ülkü Ocaklarına nasıl ulaştı? 15 Temmuz’da emniyet tarafından bazı vatandaşlara silah dağıtıldığı iddia edilmiş, bu silahlardan biri sonra bir cinayette kullanıldığı ortaya çıkmıştı. Ülkü Ocakları’ndaki MP5’te bu dağıtılan silahlardan biri midir?

Ya da bazı güvenlik şirketleri bu silahları el altında satmakta mıdır? Bu soruların cevapları bir an önce bulunmalı ve soruşturulmalıdır? Bu görüntü Türkiye’deki iç barışın artan silahlanma ile tehdit altında olduğunu göstermesi açısından endişe vericidir.

Kolay bulunamayacak bu silahların bu kadar yaygınlaşmış olması ileride başka amaçlar için de kullanabileceğini gösterir. Buna bir an önce önlem alınmalıdır.” Hakkarihabertv.com

 

ayacak bu silahların bu kadar yaygınlaşmış olması ileride başka amaçlar için de kullanabileceğini gösterir. Buna bir an önce önlem alınmalıdır.”

 

 

Bu haber toplam 1905 defa okunmuştur
Etiketler: , ,
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel :
Feyzullah TAŞ- 0.(505) 440 39 66
Savaş TAŞ - 0.(545) 864 4868
YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim