Hakan Taş
Hakkari’de değişmez kader!
Sağlam bir alt yapı olmadı mı kazalar kaçınılmaz olur. Ben kış mevsimini hiç sevmiyorum. Kar yağışı ve kış demek; kapanan yollar, artan kazalar, çığ tehlikesi, kesilen elektrikler, donan su şebekesi, köyüne giderken mahsur kalan vatandaş demektir. Kötü hava koşulları dolayısıyla eğitim bile aksıyor, öğrenciler okula gidemiyor.
Geçen gün çarşı merkezinde bir gurup Hakkârili esnaf çay sohbetine beni de davet ettiler. Hepsi dert küpüydü. Yarı şaka yarı ciddi resmen bana saldırdılar: “Bizi bu hale getiren Hakkari basınıdır. Haber sitelerinizde her gün övücü haber ve görüntülerle sanki buranın hiçbir derdi yokmuş gibi yansıtıyorsunuz. Haber değeri bile olmayan yalaka kokan basitlikleri gündeme taşıyorsunuz. Bu kadar sıkıntı varken haber sitelerinize bakıldığında tam tersi bolluk ve bereket içinde yaşayan sorunsuz bir şehir görüntüsü veriyorsunuz. Bu memlekette bu kadar çözümsüz sorun varsa bunun tek suçlusu siz gazetecilersiniz!” diyerek sözlü linçten payımı aldım.
Zapsuyu’nda hayatını kaybeden insanlarımızın cesetleri aranırken ben henüz yedi yaşındaydım. Arşiv ve kayıtları incelerseniz yüzlerce insanımızı bu tür talihsiz kaza sonucu Zapsuyu’na uçan ve hayatını kaybeden kişiler okursunuz.
Seri Sola istikametinden Depin mevkisine kadar o yol güzergâhı barikat ve korkuluklarla korunamaz. Askeri bölgelerde kullanılan taş ve beton yığınlarıyla örülmelidir. O sancılı bölgede yaz ve kış her mevsim kazalar yaşanıyor. Bu ne ilk ne de sondur. Uçurumun kenarında kocaman harflerle yazılan “HAKKARİ’DE HAYAT VAR” sloganı altında hayatlar sönüyor.
Üzülerek şunu da söylemem gerekiyor, Hakkari’den çok kişi göç etmek suretiyle kaçış istiyor. Burada kalıp yaşamak zorunda olanların çaresizliği ve imkansızlıkları var. Önünü gören kim olursa buradan gitmeyi tercih ediyor.
Hakkâri’de ikamet eden binlerce vatandaşımız imar planı mağduru olup arsa ve binasını satamıyor. Çünkü hemen hemen her ev ve arazi için, “Sit alanıdır, park alanı, yol, çocuk bahçesi, yeşil alan, resmi kurum alanı” görülüyor. İmar yolu denilerek vatandaşa ne yapım ne de satışına izin verilmiyor. İmar planı adı altında yüzde yüz uygulamaya geçilse kimse kazmayı toprağa vuramaz. Bölgenin konumu ve durumuna göre esnek bir yasa çıkartılmalıdır. Her mahallede her ev ve bina içerisinde “Yol geçiyor” ibresi var. Yok-su elektrik diyoruz ama en büyük sorunlarımızdan biri de imar planı sorunudur.
Yıllardır Hakkâri’mizde AFAD’a ait bir hizmet binası, araç filosu, geniş deneyimli kadrosu olsun diye haykırıyoruz. Sanırım dalgıç bile yok.
Kaza olur tepkimizi dile getiririz.
Deprem olur sokağa dökülürüz.
Heyelan olur isyan ederiz.
Ama sonrasında takipçisi olmayız ve unutuluveriyor.
Değişmez kaderimizi artık değiştirmeliyiz.
Trafik kazasında kaybettiğimiz Dayan kardeşler bize artık “Edi bese” dedirtmelidir.