Nefes almak bir sorumluluktur

Hava kirliliği, artık lokal bir problem olmaktan çıkıp, gezegenimizin karşı karşıya olduğu en acil ve evrensel çevre temizliği ve sağlık krizlerinden biri haline gelmiştir. Bacalardan, egzozlardan ve ısınma sistemlerinden salınan görünmez zehir, sadece akciğerlerimizi değil, ekosistemimizi de sessizce tüketiyor.

Küresel ölçekte, Bangladeş, Pakistan ve Hindistan gibi ülkeler hava kirliliğinin en yoğun hissedildiği bölgeler arasında yer alırken, Çin’in bazı şehirlerindeki gibi temiz enerjiye geçiş ve katı düzenlemeler sayesinde hava kalitesinin iyileştiği başarı örnekleri de mevcuttur.

TÜRKİYE’NİN KARNESİ VE HUKUKİ PERSPEKTİF

Türkiye, ne yazık ki uluslararası raporlarda hava kirliliği sıralamasında üst sıralar da yer almakta; nüfusun önemli bir kısmı Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) standartlarının çok üzerinde kirli havayı solumaktadır. Özellikle sanayi, trafik ve kalitesiz yakıt kullanımı gibi kaynaklar başta İstanbul, Ankara gibi büyük şehirler ve sanayi bölgelerinde kirliliği artırmaktadır.

Hukuki açıdan bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56.maddesi “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir” der.Uluslararası düzeyde ise, ülkeler hava kirliliği ile mücadelede Paris Anlaşması gibi iklim anlaşmaları ve ulusal mevzuatlarla (Çevre Kanunu) hem kendi vatandaşlarına hem de uluslararası topluma karşı sorumluluk altındadır. Etkin denetim ve şeffaf veri paylaşımı, devletlerin bu sorumluluğu yerine getirme ve başarı elde etme yolundaki temel adımlarıdır.

“Hava Kalkanı(AirShield) Mahalleleri Fikri”

Fikir, kentsel alanlarda hava kirliliğinin en yoğun olduğu mikro bölgeleri(okul ve hastane çevreleri, ana arter kenarları) hedef alır:

1-Görünmez Sensör Ağı :Bu bölgelere düşük maliyetli, güneş enerjisiyle çalışan PM2.5 ve NO2 sensörleri yerleştirilir.

2-Akıllı Filtreler :Sensör verileri belirli eşiği aştığında, binaların binaların çatısına veya otobüs duraklarına entegre edilmiş, biyolojik/elektrostatik filtreli mini hava temizleme üniteleri otomatik olarak devreye girer.

3-Bilinçlendirme :Veriler, mobil uygulama ve durak panolarında anlık olarak yayınlanarak bireylerin o bölgedeki maruziyetini azaltacak önlemleri(rota değiştirme, maske takma) alması sağlanır. Bu fikir, yerel yönetimlerin ve sivil inisiyatiflerin küçük ölçekli, hızlı ve sonuç odaklı müdahalesini sağlayarak temiz hava hareketini tabana yaymayı amaçlar.

Temiz bir çevre, sadece geleceğe bırakılacak bir miras değil, bugün hepimizin hakkıdır. Her bir nefes, ortak sorumluluğumuzun somut bir göstergesidir. İklim değişikliği ve hava kirliliği, sınır tanımayan tehditlerdir ve ancak uluslararası işbirliği ve her bireyin aktif katılımıyla aşılabilir.Hava temizlendiğinde, yalnızca ciğerlerimiz değil, vicdanımız da rahatlayacaktır.

Hukuki çerçeve mevcuttur; ancak son yıllardaki en kritik adım olan sağlık temelli PM2.5 sınır değerinin mevzuata alınması konusunda yasal düzenlemeler DSÖ ve AB normlarının gerisinde kalmıştır.Başarı, mevcut mevzuatın sıkı denetimi ve fosil yakıtlardan kademeli olarak vazgeçmeyi zorunlu kılan katı standartların hızla yürürlüğe konmasına bağlıdır.

İnsan sağlığı ve yaşam hakkının kutsallığı, su kalitesinde de sıfır tolerans gerektirir.

Arsenik ve diğer ağır metallerin sulardan arındırılması zaman alıcı ve maliyetli olsa da, ekonomik ve kısa süreli arıtım için, doğadan ilham alan, yüksek yüzey alanına sahip biyomimetik nanofiber polimer filtreleri, konunun uzmanları değerlendirebilir. Bu nanoyapıların, biyolojik reseptörleri taklit eden sentetik moleküller ile kaplanması; düşük enerji ihtiyacı ve yenileme potansiyelini, yüksek akış hızında bile üstün tutma kapasitesini, insan sağlığına yönelik riskleri kökten çözerek caydırıcı bir standart oluşturabilir.

Kıymetli yetkililer ve halkımızın bu hususlarda üzerine düşeni yaptığına ve yapacağına inanıyorum.

Sevgi ve bilinçle kalın....

Bu yazı toplam 80 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Leyla Sapmaz Arşivi

Mavi gözlerin beklediği vefa

07 Kasım 2025 Cuma 08:22

Ahilik küllerinden doğar mı?

30 Ekim 2025 Perşembe 11:08

Barınma hakkı

27 Ekim 2025 Pazartesi 21:30

Yedi numara

25 Ekim 2025 Cumartesi 11:27

Bu senin ilk rodeo’n değil

23 Ekim 2025 Perşembe 11:20

Yaşlı köyleri ve kulüpleri

21 Ekim 2025 Salı 08:44