ÇOK BOYUTLU SORUNLARA KARŞI TAVİZİSİZ MÜCADELE BAŞLIYOR
Hakkari; kadim kültürü, eşsiz coğrafyası ve mert insanıyla Anadolu'nun en müstesna köşelerinden biridir. Ancak bu tarihi zenginliğin gölgesinde, yıllardır süregelen ve halkımızın potansiyelini kısıtlayan derin yapısal sorunlar yatmaktadır. Sosyal, ekonomik ve siyasal düzlemde birbirini tetikleyen bu sorunlar zinciri, Hakkari'nin topyekûn ilerlemesini engellemektedir.

Hakkari halkı olarak, geleceğimizi ipotek altına alan bu çok boyutlu sorunlara karşı tavizsiz, kararlı ve topyekûn bir mücadele başlatma zamanı gelmiştir.

Cehaletin Zincirlerini Kırmak: Eğitim ve Radikalizmle Mücadele
Mücadelemizin ilk ve en kritik adımı cehaletle savaşmaktır. Cehalet, ne yazık ki ayrımcılığın, aşırılığın ve radikalizmin en verimli zeminidir. Yetersiz eğitim olanakları, niteliksiz öğrenme ortamları ve bilimsel eleştirel düşünceden uzaklaşma, bireyleri dar radikalist ideolojilerle zehirlemekte ve toplumsal barışı dinamitlemektedir.

Eğitimi birincil öncelik haline getirmeliyiz. Bu; sadece okullaşma oranlarını artırmak değil, aynı zamanda eleştirel düşünceyi, bilimi, sanatı ve hoşgörüyü merkeze alan bir eğitim sistemi inşa etmek demektir. Halkın her kesiminde farkındalık ve bilinç düzeyini yükselterek, cehaletin getirdiği tüm yıkıcı unsurları, özellikle de radikalizmi ve her türlü aşırılığı bertaraf edebiliriz.

Ekonomik Prangaları Parçalamak: İşsizlik, Rant ve Tefecilik
Hakkari’nin en yakıcı sorunu, özellikle gençler arasında rekor seviyelere ulaşan işsizliktir. Bu durum, umutsuzluğu körüklemekte ve sosyal patlamaların zeminini hazırlamaktadır. Ancak bu mücadelenin önündeki en büyük engeller, ekonomiyi kilitleyen çürümüş yapılardır: adam kayırma, rantçılık ve hantal verimsiz kamu bürokrasisi.

* Rant Düzeni ve Adam Kayırma: Kamu kaynaklarının birkaç kişinin çıkarına **peşkeş çekilmesi (rantçılık) ve işe alımlarda liyakat yerine torpilin (adam kayırma) esas alınması, hem nitelikli kadroların önünü kesmekte hem de halkın devlete olan güvenini sarsmaktadır.

* Hantal Bürokrasinin Etkisi: Hantal verimsiz kamu bürokrasisinin ağır işleyen yapısı ise yatırım ve kalkınma çabalarını boğmaktadır.

* Finansal Vurgun: Ekonomik zorlukların derinleştiği yerde, yasa dışı ve yıkıcı bir alan filizlenmektedir: tefecilik. Tefecilik, çaresiz vatandaşları sömüren ve aileleri dağıtan bir finansal virüstür. Uyuşturucu ticaretiyle birlikte ele alınması gereken bu kara ekonomik döngüye karşı, hukuk ve liyakat temelinde sıfır tolerans politikası uygulanmalıdır.

Bu çürümüş yapıya karşı durmalı, liyakatı ve şeffaflığı tek ölçüt olarak benimsemeli ve kamu yönetiminde mutlak kılmalıyız. İşsizliğin panzehiri, şeffaf, liyakate dayalı ve üretimi teşvik eden bir ekonomik yapıdır.
Toplumsal Huzurun Teminatı: Ayrımcılık, Tüketim ve Gençlerin Yükü
Hakkari'nin sosyal dokusunu tehdit eden bir diğer tehlike ise ayrımcı tekçi siyaset, dar radikalist ideolojiler ve tüketici toplumu yapısının getirdiği baskılardır.

* Ayrımcı Tekçi Siyaset: Toplumu ayrıştıran, ötekileştiren ve tek bir ideolojik kimliği mutlaklaştıran siyasi yaklaşımlar (ayrımcı tekçi siyaset), kardeşlik iklimini zedelemektedir. Mücadelemiz, birlik, beraberlik ve çoğulculuk temelinde yükselmelidir. Her türlü etnik, dini, sosyal veya siyasi ayrımcılığı reddetmeli, farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeliyiz. Tekçi siyasetin dayatmacı diline karşı, kapsayıcı, çoğulcu demokratik ve hak ve Hukukta eşitlik temelli bir siyaset anlayışını savunmalıyız.

* Gençlerin Çeyiz Yükü: Özel bir başlık da gençlerin ağır çeyiz yüküdür. Geleneksel baskılarla birleşen ekonomik zorluklar, gençlerin evlilik hayallerini imkansızlaştırmakta, tüketim kültürünün dayattığı gereksiz harcamalarla tüketici toplumu yapısını güçlendirmektedir. Tüketim odaklı değil, üretim ve tasarruf odaklı bir yaşam modelini teşvik etmeliyiz.

Tavizsiz Bir Mücadele Sözü
Hakkari halkı olarak, bu sorunların kaderimiz olmadığını biliyoruz. Cehaletle, ayrımcılıkla, aşırılıkla, işsizlikle, adam kayırma ile, rantçılarla, radikalizm ile, ayrımcı tekçi siyaset ve dar radikalist ideolojilerle, gençlerin ağır çeyiz yüküyle, tüketici toplumuyla, hantal verimsiz kamu brokrasisiyle, uyuşturucu ile, tefecilikle hep birlikte kararlı bir şekilde tavizsiz bir mücadele başlatmak, yalnızca yerel yönetimlerin veya devletin değil, her bir ferdin vatandaşlık sorumluluğudur.

Bu mücadele;
* Liyakatı ve Şeffaflığı Kamusal Hayatın Tek Ölçütü Yapma,
* Eğitimi Bilim ve Eleştirel Düşünce Odaklı Olarak Yeniden Yapılandırma,
* Yerel Ekonomiyi Üretim, Girişimcilik ve Sektörel Çeşitlilikle Güçlendirme,
* Ayrımcı Tekçi Siyasete Karşı Kapsayıcı Demokrasiyi Savunma,
* Tefecilik, Uyuşturucu ve Rant Düzenini Kararlılıkla Ortadan Kaldırma,
* Gençlerin Yükünü Hafifletme ve Onlara Güvenilir Bir Gelecek Sunma, sözü hepimizin ortak
...sözünü içerir.

Nevzat Kızılban olarak tüm hemşehrilerimize sesimi ulaştırmak üzere diyorum ki artık pasif bekleyiş sona ermiştir. Hakkari'nin potansiyelini açığa çıkarmak, aydınlık bir geleceği inşa etmek için bu kararlı ve tavizsiz mücadeleyi hep birlikte başlatalım. Unutmayalım ki, güçlü ve refah içinde bir Hakkari, güçlü ve refah içinde bir ülke demektir.