Leyla Sapmaz

Leyla Sapmaz

ÇEVRENİN KİRLETİLMESİ

ÇEVRENİN KİRLETİLMESİ

Türk Ceza Kanununda “Çevrenin Kasten Kirletilmesi” kenar başlıklı madde 181’ e göre;

(1) İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılır.

(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(5) Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

“Çevrenin Taksirle Kirletilmesi “kenar başlıklı madde 182 ise şu şekildedir;

(1) Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Çevreyi kasten veya taksirle kirletme suçu, uzlaşmaya tabi suçlardan değildir.

Çevreyi kasten veya taksirle kirletme suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almaz. Şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, savcılık tarafından resen soruşturulmalıdır. Şikayet hakkı, dava zamanaşımı süresinde kullanılabilir.

Çevre Kanunu beşinci bölümde de cezai hükümlere değinilmiş olup, altıncı bölümde ‘Kirletenin Sorumluluğu’na dair;

“Çevreyi kirletenler ve çevreye zarar verenler sebep oldukları kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar.

Kirletenin, meydana gelen zararlardan ötürü genel hükümlere göre de tazminat sorumluluğu saklıdır.

Çevreye verilen zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren beş yıl sonra zamanaşımına uğrar.”

Şeklinde düzenlemeye değinilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 56/1. maddesine göre herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında getirilen düzenleme ile de çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek gerek Devlete gerekse vatandaşlara ödev olarak yüklenmiştir.

1991 tarihli Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinin 18. maddesi, “evsel ve evsel nitelikli endüstriyel atıksuların, fiziksel, kimyasal ve biyolojik işlemleri sonucunda ortaya çıkan, suyu alınmış, kurutulmuş çamuru” ifade eden ve katı atık sınıfında kabul edilen “arıtma çamurunun”, denizlere, göllere ve benzeri alıcı ortamlara, caddelere, ormanlara ve çevrenin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olacak yerlere dökülmesini yasaklamıştır.

Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 4/a ve 6. maddelerine göre, Yönetmeliğin EK-I listesinde yer alan sınıflandırılmış atıkların, toprağa, denizlere, göllere, akarsulara ve benzeri alıcı ortamlara dökülmesi, dolgu yapılması yasaktır. Anılan Yönetmeliğin EK-I listesinde yer alan sınıflandırılmış atıklar, 08.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren Toprak Kirliliğinin Kontrolü ve Noktasal Kaynaklı Kirlenmiş Sahalara Dair Yönetmeliğin 4/b maddesinde de toprağı kirleten/ kirletme ihtimali bulunan atık olarak benimsenmiştir. Dolayısıyla 05.07.2008 tarihinden itibaren Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin EK-I listesinde yer verilen atıklar, toprağı kirleten/kirletme ihtimali bulunan atıklar olarak kabul edilmelidir.

Konuya dair bir Yargıtay Kararına değinmekte de fayda var:

Sanığın eyleminin, çevre kirliliğinin tespitini yapan bilirkişi raporuna göre, köpük tahliye deliklerinin denize aktığının, olay tutanağı içeriğinde köpüklerin denize taştığının ve insanların üzerinde köpüklerle denize atladığının tespit edildiğinin belirtilmesi, olayın meydana geldiği yer ve eylemin işleniş biçimi dikkate alındığında sanığın çevrenin kasten kirletilmesi eylemini bilerek ve isteyerek işlediğinin anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı Kanun'un 181 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında düzenlenen çevrenin kasten kirletilmesi suçunu oluşturduğu halde sanık hakkında çevrenin taksirle kirletilmesinden dolayı mahkumiyet hükmü kurulması,

Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun'un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname'ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA 28.02.2023 tarihinde karar verildi.

Sevgi ile kalın, temiz bırakmak zorunda olduğumuz yeşil çevre ile tertemiz nefesler alın.

Bu yazı toplam 531 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Leyla Sapmaz Arşivi

MÜLKİYET HAKKI

16 Temmuz 2025 Çarşamba 10:11

Trafik kazaları ve cinayetleri

12 Temmuz 2025 Cumartesi 10:07

BİR DÖNEM CADI AVI MANİFESTOSU

10 Temmuz 2025 Perşembe 09:18

ORMANLARIN HAYATİ ÖNEMİ VE KORUNMASI

05 Temmuz 2025 Cumartesi 10:23

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU(OMBUDSMANLIK)

30 Haziran 2025 Pazartesi 08:56