Hande Çinkitaş…

Sene 2001 ve sevgili Hande, babasının evinde ve aynı Çağla Tuğaltay gibi en güvende olması gereken yerde, yani evinde çok elim bir vaziyette öldürülmüş halde bulunuyor. Henüz çok küçükler , pırıl pırıl bakan gözleri bir kısım cani/caniler tarafından çok erken yaşta bu hayata veda ediyor.

Çağla Tuğaltay dosyasında soruşturma devam ediyor, katil/katiller henüz bulunamadı. Hande Çinkitaş dosyasında ise; NTV’nin 12.07.2024 tarihli haberine göre, soruşturma başladı, iddianame düzenlendi, dava açıldı ve yerel mahkeme öncelikle Baba Nezih Çinkitaş hakkında beraat kararı verdi.

Anne Handan Yılmazer’in avukatı dosyayı üst mahkemeye yani istinafa taşıdı. İstinaf mahkemesi hükmettiği ağırlaştırılmış müebbet cezasını iyi hal indirimi uygulayarak, müebbet hapis cezası veriyor ve Nezih Çinkitaş hakkında adli kontrol tedbiri uygulanıyor. Anne Handan Hanım, tutuklama kararı verilmemesine tepkili.

Şöyle ki, tutuklama bir tedbirdir. Bu bir ceza değildir. Şartları da şu şekildedir:

Kuvvetli suç şüphesi, suçun katalog suçlardan olması, şüpheli/sanığın delilleri karartma durumu, tutuklama nedeni olması, şüpheli/sanığın mağdur, tanık üzerinde baskı yapma ihtimali ve kaçma şüphesi.

Şimdi olaya bakalım, insan öldürme suçu katalog suçlardan ve anne Handan Hanımın, Nezih Çinkitaş’ın tutuklanmamasına dair karar, kendisini psikolojik bir travmaya sürüklüyor ise ki annenin basından verilen haberler ile durumunu bizler de görmekteyiz, bu halde tutuklamanın elzem olduğu kanaati doğmaktadır.

Bu kanaat asla Mahkeme üzerinde telkin, baskı kurma niyet ya da kanaati değildir. Toplumu oluşturan bir birey olarak vicdani görüşümü açıklamak bir insan olarak benim gibi bireylerin de en doğal hakkıdır. Bir anne evladının çok cani bir şekilde katledilişi ile yıkılmıştır ve yıllar boyu verdiği mücadele evladını getiremeyecek de olsa haksız olanın cezasını bulması toplum olarak bizlerin de güven ve hukuk dolu bir oluşumda yaşadığımız hissini kuvvetlendirecektir.

Masumluk karinesine yüksek saygıyı muhakkak her zaman aklın bir köşesinden çıkarmamak gerekir. Nedir? Suçluluğu mahkeme kararı ile sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

Kararın verilmesi ile kesinleşmesini de bekleriz, kamu ile paylaşılan dosya içerisindeki bilgi ve delillere rağmen. Öte taraftan şu aşamada verilmiş bir Mahkeme kararı vardır. Bize de buna itibar etmek ve annenin derin üzüntüsünü paylaşmak, ona destek olmak düşer.

Faili meçhul cinayetlerin aydınlanması adına, kişisel verilerin ihlali teşkil etmeyecek şekilde ve çok güvenlikli bir ortamda DNA Bankası kurumunun tartışılması da bu konuya dair daha önce de dile getirdiğim görüşlerdendir. Ayrıca cezaların caydırıcı olması kadar daha suçu işleyemeden devreye giren önleyici tedbirlerin önemi kaçınılmazdır.

Sevgi ve bilgi ile kalın. Aydınlık günler dilerim.