Dünyada taciz ve kapkaç olaylarının hiç yaşanmadığı il Hakkari ilimizdir diyerek övünüyoruz. Sürekli güzelliklerimizi yansıtarak şiddet ve benzeri olayların olmadığı yer olarak Hakkari’de hayat var diyoruz.
Kentimizin tanıtımı hususunda yoğun çalışma ve projeler üretiyoruz. Biz bu kadar çırpınırken, çabalarken canımızı sıkan hırsızlık olayları çoğalmaya başladı.
Dağgöl Mahallesi, Kale altı civarı, Bulak başta olmak üzere birçok mahallemizde gece saatlerinde hırsızlık olayları yaşanıyor. Balkonda, kapıda, bahçede ne varsa alıp götürülüyor.
Hırsızlık yüz kızartıcı suç olup başkasının emeğine de saygısızlıktır. Hırsızlığın var olduğu yerde şiddet ve cinayetler de yaşanır.
Önceki gün Hakkari Devlet Hastanesine babamın yatışını yaptık. Haber izlemek üzere televizyonu açmak istediğimi ve kumandayı bulamadığımı görevliye bildirdim. Aldığım yanıt beni şok etti. “Kumandayı çalmışlar”… Araştırmayı geniş yaptım, hastanemizde lavabo malzemesi, perde, hasta ve hasta sahiplerinin yararına konulan birçok malzeme çalınmak suretiyle götürülüyor.
Tüm bunlar Hakkari benim sevdam dediğim memleketimde yaşanıyor.
İlkbahar geldi, kapı pencereler açık olacak. Çoğalan hırsızlık olayları endişe yaratıyor. Vatandaşlarımızı duyarlı olmaya davet ederken İl Emniyet Müdürlüğümüze de bir çağrım olacak. Birçok ilde mahalle bekçisi uygulaması var. İlimizde de sanırım bekçi alımı yapıldı.
Tıpkı eskilerden olduğu gibi yeniden her mahalleye bekçi uygulamasında fayda var düşüncesindeyim. Vatandaşlarımız da bu konulardaki şikâyetlerini basına, bize değil de Emniyet’e bildirmeleri faydalı ve caydırıcı olur.
Ev ve mahallelerde başlayan hırsızlık olayları sokağa taşır ve kap kaçlığa kadar gider.
Bu çirkin durum büyümeden hepimize önlem almak düşer. Atama ve tayin dönemine girdik. Buraya gelecek olan kişilere, “Hakkari’de hırsızlık olayları var” denmemelidir. Kendi huzur ve güvenimiz için bu tür talihsizliğe izin vermeyelim.
Ekonomi kriz ve hayat pahalığı olsa da hırsızlık çözüm ve kazanç değildir.
