Leyla Sapmaz
Müteahhitlik ve hukuki boyutu
Müteahhitlerin sözleşmeye aykırı davranışları, sadece bireysel bir mağduriyet değil, aynı zamanda barınma hakkı ve ekonomik düzeni ilgilendiren çok boyutlu bir hukuk konusudur. Bu durum, basit bir borç ilişkisinden “Güveni Kötüye Kullanma” gibi cezai sorumluluklara kadar uzanan geniş bir yelpazede değerlendirilir.
Müteaahit ile iş sahibi(tüketici) arasındaki ilişki, temelinde bir eser sözleşmesine dayanır. Sözleşmeye aykırılık durumunda süreç üç ana koldan ilerler:
Ulusal Hukuk :
Borçlar Kanunu
Müteaahhit işi zamanında teslim etmezse veya eksik/ayıplı teslim ederse, tüketici sözleşmeden dönebilir, tazminat isteyebilir veya ayıp oranında bedel indirimi talep edebilir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
Konut satışlarında tüketiciye ek korumalar sağlar(örneğin; bina tamamlama sigortası zorunluluğu).
Ceza Hukuku(Güveni Kötüye Kullanma)
Eğer müteahhit, inşaat yapmak üzere aldığı parayı(avansı) inşaat yerine şahsi lüks harcamalarına kullanmışsa veya mal kaçırmışsa, TCK madde 155 kapsamında “Güveni Kötüye Kullanma” suçu oluşabilir. Ancak bu durumun ispatı, ticari risk ile kasıt arasındaki ince çizgi nedeniyle titiz bir soruşturma gerektirir.
Uluslararası Hukuk ve Standartlar
Uluslararası inşaat projelerinde genellikle FIDIC(Müşavir Mühendisler Uluslararası Federasyonu) standart sözleşmeleri kullanılır. Bu sözleşmeler, müteahhidin sorumluluklarını küresel bir standartta sabitler.
AİHM boyutunda ise; barınma hakkının ihlali ve mülkiyet hakkına müdahale bağlamında, müteahhitlerin denetimi hususuna dair başvurular yapılabilmektedir.
Müteahhitlerin sözleşmeye aykırı eylemleri dolayısıyla, maddi tazminat, manevi tazminat, kara liste ve lisans iptali, nitelikli dolandırıcılık ile güveni kötüye kullanma hallerinde hapis cezası yaptırımları olabilmektedir.
Pek çok gelişmiş hukuk sisteminde(Örn: Fransa ve Avustralya’nın bazı bölgeleri), tüketici parayı doğrudan müteahhidin cebine koymaz.
Tüketici ödemeyi bağımsız bir emanet hesaba(Escrow) yatırır. Müteahhit, inşaatın temel, kaba inşaat, ,ince işler gibi her aşamasını tamamladığını bağımsız denetçilere onaylatmadan para çekemez.
Bu sistemin sağladığı fayda, müteahhit iflas etse bile tüketicinin parası bankada güvendedir.Para akışı kaliteye bağlandığı için müteahhit “en iyi” malzemeyi kullanmaya zorlanır.Tüketici de dolandırılma korkusu olmadan geleceğine yatırım yapar.
Hukuk, dürüst müteahhit için bir rehber, art niyetli olan için ise kaçınılmaz duvardır. Dünyadaki en iyi koruma sistemi, paranın kontrolünü inşaatın ilerlemesine bağlayan denetim sistemidir.
Liyakatsiz ve manipülatif bir müteaahit, sadece bina değil, toplumsal güveni de yıkar. Dürüst iş yapanları karalayarak kurduğu mekanizma ancak “Şeffaf Dijital Denetim Sistemi” ile kırılabilir.
Müteahhitlerin teknik yetkinliği ve geçmiş iş ahlakı puanlanmalı; düşük puanlıların ihale ve ruhsat yetkisi askıya alınmalıdır. İşçinin ve alt yüklenicinin hakkı, manipülasyona kapalı dijital sözleşmelerle korunmalı; ödemeler doğrudan sistem üzerinden güvence altına alınmalıdır. Dürüst profesyonelleri asılsız zan altında bırakanlara ağır tazminat ve sektörden men cezası getirilmelidir.
Ahlaksız iş yapanın sermayesi manipülasyon, ilacı ise hukuki şeffaflıktır. Manipülasyonun bittiği yerde adalet nefes alır.