Leyla Sapmaz

Leyla Sapmaz

BİR ANAYASA MAHKEMESİ IŞIĞINDA

BİR ANAYASA MAHKEMESİ IŞIĞINDA

BİR ANAYASA MAHKEMESİ IŞIĞINDA “MADDİ VE MANEVİ VARLIĞIN KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ”

Anayasa’nın “Kişinin dokunulmazlığı,maddi ve manevi varlığı” kenar başlığı ile kaleme aldığı söz konusu madde şu şekildedir:

Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı

Madde 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.

Meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.

Aslan Faruk Toprak, B. No: 2013/2957, 24/3/2016 Türk vatandaşlığından çıkan ve yalnızca Alman vatandaşı olan başvurucunun ön isminin Almanya’da ve Türkiye’de farklı olması nedeniyle isim değişikliği talebinin nüfus kayıtlarının kapalı olması nedeniyle reddedilmesi maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkını ihlal eder

Başvurucu, Almanya’da doğmuş olup doğum kayıt belgesine uygun şekilde ismi “Aslan Toprak” olarak nüfus kütüğüne kaydedilmiştir. Başvurucunun kaydının Türk nüfus kütüğüne de işlenmesi amacıyla başvuru yapıldığı ancak her nasılsa isminin Türk nüfus kütüğüne “Aslan Faruk Toprak” olarak kaydedildiği anlaşılmaktadır.

2006 yılında Türk vatandaşlığından çıkan başvurucu hâlihazırda yalnızca Alman vatandaşıdır. Başvurucunun eşi, ortak çocuklarının Türk nüfus kütüğüne tescil edilmesi talebiyle başvurmuş ancak başvurucunun iki ülkedeki isim farklılığı nedeniyle talebinin reddine karar verilmiştir. Başvurucu nihayet ön isminin yalnızca “Aslan” olarak düzeltilmesi amacıyla isim tashihi davası açmıştır. Başvurucunun Türk vatandaşlığından çıkarıldığı ve kaydının kapatıldığı, bu nedenle kapalı kayıtlar üzerinde işlem yapılmasının mümkün olmadığı mahkemece belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, 5490 sayılı Kanun’un “Kaydın kapatılması ve yeniden açılması” kenar başlıklı 14. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı sonucuna varmıştır. Kapalı nüfus kaydının tanımlanarak nüfus kaydının hangi hâllerde kapalı duruma getirileceğini ve kapalı nüfus kaydının ne gibi sonuçlarının olacağını düzenleyen mevzuatın kamu düzeninin sağlanması yönünde meşru bir amaç taşıdığı değerlendirilmiştir.

Mevzuatın vatandaşların isim değişikliğine ilişkin taleplerinin ileri sürülebilmesine, bu taleplerin idari ve yargısal merciler tarafından incelenmesine, neticede uygun görülen değişikliklerin talep doğrultusunda yerine getirilmesine olanak sağladığı tartışmasızdır. Ancak 5490 sayılı Kanun’un 14. maddesinin somut olaydaki gibi yorumlanması durumunda vatandaşlıktan çıkan kişilerin nüfus kayıtları üzerinde değişiklik hakları tamamen ortadan kaldırılmış olacaktır.

Bu durum vatandaşlığı alınan ülke kayıtları ile vatandaşlıktan çıkılan ülke kayıtları arasında farklılıklara ve dolayısıyla mağduriyetlere yol açabilecektir. Nitekim somut olayda da isim farklılığından dolayı başvurucunun altsoyu Türk nüfus siciline kaydedilememiştir.

Başvurucunun içinde bulunduğu somut koşullar, derece mahkemeleri tarafından şikâyetin çözümüne imkân sağlayacak şekilde ele alınmalı ve ulusal ve uluslararası düzenlenmeler nüfus kayıtları arasındaki farklılıkların giderilmesini engelleyecek biçimde katı yorumlanmamalıdır. Neticede anılan düzenlemeye dayanılarak başvurucunun isim değişikliği talebinin reddedilmesi şeklindeki müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olduğu söylenemez.

Somut başvuruda müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olmadığı anlaşıldığından Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı ihlal edilmiştir.

B.U., B. No: 2013/2414, 6/1/2016 Ölen ağabeyinin nüfus kayıtlarını kullanan başvurucunun yaşının ve doğum yerinin düzeltilmesi amacıyla açtığı davanın ilgili ve yeterli gerekçe olmadan reddedilmesi maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkını ihlal eder.

Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı, diğer bütün temel hakların özünü oluşturduğu gibi, aynı zamanda bu hakların başlangıcını ve sonucunu, aracını ve amacını oluşturur(KABOĞLU, Özgürlükler Hukuku 544.).

Bütün hürriyetler kişilere kendi maddi ve manevi varlıklarını koruma ve geliştirebilmeleri için tanınmıştır(AKAD, s.168; SAĞLAM, Gizli Ses Kaydı, s.110-111; GÖREN, Anayasa ve Sorumluluk-II, s.14; GÖREN, Anayasa Hukukuna GiriĢ, s.412.).

Sevgi ile kalın.

Bu yazı toplam 411 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Leyla Sapmaz Arşivi

ORMANLARIN HAYATİ ÖNEMİ VE KORUNMASI

05 Temmuz 2025 Cumartesi 10:23

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU(OMBUDSMANLIK)

30 Haziran 2025 Pazartesi 08:56

ÇOCUK İŞÇİLİĞİ VE ÖNLENMESİ

24 Haziran 2025 Salı 13:19

Müteahhit ve sorumluluğu

20 Haziran 2025 Cuma 08:05