Koltuk Vermek, Kültürümüze Sahip Çıkmaktır
İnsanlığın temel değerleri arasında saygı ve merhamet, en kıymetli miraslarımızdandır. Zaman ilerledikçe, modern dünyanın hızlı temposu ve teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte, bu değerler bazen geri planda kalabiliyor. Oysa bizler, tarih boyunca büyüklerimize duyduğumuz saygıyla, sevgiyle, hürmetle şekillenen köklü bir kültürün çocuklarıyız. Bu mirasın kıymetini bilmek ve yaşatmak, yalnızca bireysel bir görev, toplumsal bir sorumluluktur.
Hakkari… Yüzyıllar boyunca nice medeniyetin izlerini taşımış, dağların yüce gölgesinde kimliğini korumuş kadim şehir. Urartulardan Osmanlı’ya, Selçuklulardan Cumhuriyet’e uzanan bu topraklar; sadece taş binalar ve eski yollarla beraber, insanının gönlünde taşıdığı asalet ve hürmetle ayakta kalmıştır. Her sokağında, geçmişin sesini duyuran bu şehir, kültürün en güçlü bekçilerindendir.
Bu topraklar yalnızca coğrafi bir yerleşim değildir. Sevgi, hürmet, merhamet ve vefanın harmanlandığı bir kültür mirasıdır. Yüzyıllar boyunca büyüklerimize duyduğumuz saygı, toplumumuzun en sağlam dayanaklarından biri olmuştur. Her nesil, bir öncekinin değerlerini omuzlamış, ahlakı ve nezaketi geleceğe taşımıştır.
Atalarımız bizlere yalnızca çalışkanlığı, cesareti ve misafirperverliği bırakmadı. Onlar, büyüklerin sözünü dinlemeyi, otururken büyüğümüz gelince yerimizden kalkmayı, saygıyı en derin haliyle yaşamayı öğretti. Çünkü hürmet, insanı insan yapan en önemli değerlerden biridir.
Ancak zamanın hızlı akışı ve teknolojinin hayatımıza girişi kimi zaman bu köklü alışkanlıklarımızı gölgede bırakabiliyor. Özellikle toplu taşıma araçlarında gördüğümüz manzaralar, hepimizi derinden düşündürmeli. Yaşlı bir kadın ya da ağır adımlarla otobüse binen bir amca kalabalıkta ayakta kalıyor. Gençler, gözlerini telefon ekranlarından kaldırmadan sosyal medyada dolaşıyor. Karşımızda yılların yorgunluğunu taşıyan bir insan var. Yer vermek sadece bir koltuğu boşaltmak değil, gönüllere dokunan bir saygı göstergesidir.
Z kuşağına sesleniyorum: Sizler, teknolojiyi en iyi kullanan, dünyaya en hızlı bağlanan nesilsiniz. Unutulmaması gereken gerçek bağların ekrandan insana kurulduğudur. Toplu taşımada yer vermek sadece fiziki bir yardım olmayıp, toplumun ruhunu, kültürünü ve geleceğini koruyan bir davranıştır.
Tarih bize gösterdi ki kültür yalnızca taş binalar ve yazılı belgelerle korunmaz. Asıl koruma, insanın insana gösterdiği hürmetle, sevgiyi davranışa dönüştürmesiyle sağlanır. Hakkari halkı asırlardır bu bilinci taşıyarak, misafirine, büyüğüne, komşusuna gösterdiği saygıyla çevresine örnek olmuştur.
Cep telefonlarımızın ışığı gözlerimizi alırken yanımızda oturmaya ihtiyacı olan bir büyüğümüzü fark edememek, kendi kültürümüze yabancılaşmamıza yol açar. O an telefon bekleyebilir, bildirimler takip edilebilir. Ancak büyüğümüzün ayakta kalması için yer vermek ve destek olmak zamanı gelmiştir.
Gelin, geçmişten aldığımız bu büyük emaneti koruyalım. Toplu taşıma araçlarında yer vererek, tebessüm ederek, hâl hatır sorarak merhameti ve sevgiyi hayatımızın temel parçası haline getirelim. Çünkü bu şehir, bu halk, bu kültür hürmetin, sevginin ve merhametin omuzlarında yükselmiştir. Zira biz atalarımızdan aldığımız bu mirası geleceğe taşıdığımız sürece varız.