Metin Keskin
Bir çocuğun dünyasını kurar öğretmen
Bir sınıfın kapısı açıldığında içeri sadece bir öğretmen girmez.
O kapıdan bazen bir anne sıcaklığı, bazen bir baba şefkati, bazen bir kardeş samimiyeti, bazen de bir bilgenin sözleri süzülür. Öğretmen, bir sınıfın içinde durduğu an, aslında bir hayatın en kritik yerinde durur.
Bir çocuğun gözlerinde sakladığı sorulara cevap arayan, yarınlara doğru açılan yolu aydınlatan, merakın ateşini güçlendiren ilk ses öğretmenin sesidir. O ses, kimi zaman sabaha karşı hazırlanan ders planlarının yorgunluğunu saklar, kimi zaman ulaşılması güç köy yollarının izlerini taşır, kimi zaman da gün boyunca süren çabaların içtenliğini fısıldar.
Öğretmenin dokunduğu yürek büyür.
Öğretmenin inandığı çocuk güçlenir.
Öğretmenin sabrı toplumun nefesi olur.
Her çağın, her dönemin, her toplumun temel direği olan bu kutsal meslek; özgür düşünen bireylerin yetişmesi için sessizce çalışan bir irfan ocağıdır. Çağdaş dünyanın gerektirdiği tüm ilkeler, demokratik hayatın tüm değerleri, insan onuruna saygı duyan hukuki bilincin temeli öğretmenin emekleriyle şekillenir.
Bir sınıfta yetişen çocuk; yarın avukat olur, doktor olur, hâkim olur, savcı olur, siyaset bilimi çalışan bir akademisyen olur, ülkesine yön veren bir devlet adamı olur, toplumun güvenini taşıyan güçlü karakterler hâline gelir. Bu çocukların içindeki adalet duygusu, insan haklarına bağlılığı, hukuka ve demokrasiye olan inancı öğretmenin öğrettiği değerlerle kök salar.
Öğretmen;
yeri gelir siper olur,
yeri gelir destek olur,
yeri gelir umut olur.
Bir sözle yıkılmış bir kalbi onarır, bir tebessümle ürkek bir çocuğun kendine güvenmesini sağlar.
Bazı öğretmenler vardır, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte evinden çıkar.
Yollara düşerken yanında taşıdığı tek şey, öğrencilerinin yarınları için kurduğu hayaller olur.
Kışın dondurucu soğuğunda sobayı yakmak için erken gider, sıraları tek tek ısıtır.
Bazen elektriği olmayan bir köy okulunda gaz lambasının titrek ışığında defterleri okur.
Bazen uzun yolları yürüyerek aşar, yorgunluğunu saklar, sınıfa girdiğinde yüzünde yalnızca umut olur.
Her sınıfta bir hikâye büyür.
Her hikâyede bir öğretmenin izi vardır.
Bu ülkenin dört bir yanında, hiç duyulmayan fedakârlıklarla çalışan binlerce öğretmen, yarınların mimarıdır. Sözünü sakınmadan doğruları öğreten, haksızlık karşısında dimdik duran, özgürlüğün değerini anlatan, insanı insan yapan tüm erdemleri çocukların kalbine işleyenlerdir onlar.
Aynı zamanda atanmayı bekleyen öğretmenlerin her birinde bu ülkenin umudu saklıdır. Hak ettiği sınıfa kavuşmak için sabırla bekleyen her öğretmen, ülkenin geleceğine duyduğu inancı kalbinde taşır.
Öğretmenler;
alın terinin ne olduğunu iyi bilir,
emeğin kıymetini öğrencisine hissettirir,
adaletin önemini öğretirken kendisi adaletin sesi olur.
Medeni toplumların temeli olan kültür, hoşgörü, düşünce özgürlüğü, evrensel hukuk bilinci ve barış içinde yaşama iradesi; bir öğretmenin öğrencisine bıraktığı en asil mirastır. Öğretmenin açtığı yol, ticaretten bilime, sanattan siyasete kadar bütün alanları aydınlatır. Çünkü toplumda çalışan her meslek erbabı önce bir öğretmenin ellerinde şekillenir.
Bugün Öğretmenler Günü.
Bugün onların kalplerine bir kez daha teşekkür bırakma günü.
Bugün, bu ülkenin her köşesine emek veren her öğretmene; “İyi ki varsınız.” deme günü.
Öğretmenlere sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur.
Çünkü onlar geleceğin mimarı, yarınların güvencesi, toplumun vicdanıdır.
Öğretmenler başımızın tacı.
Sözleri yolumuz, sabırları gücümüz, sevgileri yarınlarımızdır.
Tüm öğretmenlere sevgi, saygı ve sonsuz minnetle…