Derin bir yara: Toplumumuzun kalbinde, her geçen gün derinleşen şiddet olayları artık tahammül sınırlarını zorlayan ciddi bir boyuta ulaşmıştır. Gerek gruplar arası çatışmalar gerekse özellikle kadına yönelik şiddetin üzücü artışı, duyarlı her kesimi derinden yaralamaktadır.

Bu acı tablo, sorunun artık bir "kangren" halini aldığını gösteriyor. Çözüm için harekete geçme zamanı çoktan geldi, hatta geçiyor.

Sorunun Kaynağına İnme Zorunluluğu
Şiddet, sadece sonuçlarıyla değil, onu besleyen nedenlerle de mücadele edilerek çözülebilir. Olaylar yaşanmadan önce, kaynağında akılla, kültürle, birlik ve beraberlik ruhuyla sürece odaklanmak hayati önem taşımaktadır. Sorunları anlamak, nedenlerini masaya yatırmak ve kalıcı çözümler üretmek, en büyük sorumluluğumuzdur. Bu, sadece sonuçları tedavi etmek yerine, hastalığın kök nedenini ortadan kaldırmak demektir.

Sorumlu Çevrelere Ulusal Görev Çağrısı
Bu hayati süreçte, tüm sorumlu çevrelerin rolü büyüktür. Aşiretler, sosyal ve siyasal kurumlar, kanaat önderleri; kısa süre içinde bir araya gelmeli, bu şiddet sarmalını bitirme sözünü vermeli ve bu konuda daha fazla çalışmalıdır. Üzerinde durulması gereken ilk ve en önemli konu, toplum içinde vuku bulan her türlü şiddet olayının meydana gelmeden barışla neticelendirilmesi olmalıdır.

Bu konuya karşı derhal yasal, toplumsal, ahlaki ve kültürel tedbirler bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır.

Unutulmamalıdır ki: Hangi aşiretten, hangi sosyal gruptan, hangi kabileden, hangi siyasetten olursa olsun, toplumsal çelişkilerin çatışmaya dönmeden sulh yoluyla çözüme kavuşturulması; halkımızın ileri gelenlerine düşen ulusal bir görevdir.

Halkımıza Sesleniş: Şiddeti Reddet, Cesaretle Konuş
Değerli halkımız,
* Asla ve asla şiddete başvurmayın. Hiçbir koşulda şiddet kullanmak çözüm değildir.
* Sorunlarınızı aklınızla, kadim kültürel değerlerimizi dikkate alarak çözmeye çalışın.
* En önemlisi, birbirinizle cesaretle konuşarak sorunlarınızı hal yoluna koyun.
Tüm yerleşim alanlarında, tüm aşiret, aile ve toplum yapıları içinde şiddeti hep birlikte, kesin bir dille reddedelim. Bilinmelidir ki her türlü şiddet; ahlak dışıdır, çağdışıdır ve zayıf, korkak kişilerin işidir.
Büyüklere Çağrı: Rolünüzü Oynayın!

Toplumumuzun içinde sosyal sorumluluğa sahip binlerce aşiret, aile, kabile ve siyaset büyüğüne sesleniyorum: Şiddete karşı rolünüzü oynayın! Bu sorunun karşısında hep birlikte mücadele edelim.
Bu konuya karşı sorumluluk almak isteyenler, ne yapacağınızı çok iyi biliyorsunuz. Bunu ahlaki bir sorumluluk olarak görmeli ve üst düzey bir rol oynamalısınız. Halkımızın zaten düşmanları çoktur; bari kendi içimizde kardeşliğimizi esas alarak barış içinde yaşayalım. Bizleri ayıran, parça parça eden bu şiddetten ve husumetten elbirliğiyle kurtulmalıyız.

Medeni Cesaret ve Örgütlü Güç
Her birey, şiddeti bir kenara bırakacak ve reddedecek medeni cesareti ortaya koymalıdır. Halkımızın birbirini incitecek kötü bir söz dahi kullanmaması için çaba sarf etmeliyiz.

Halkımız hem sosyal hem de siyasal olarak örgütlü bir ulustur. Her ailenin, her kabilenin, her aşiretin büyüğü ve meclisi olduğu gibi, ulusal olarak da örgütlü bir millettir. Aynı dili, aynı kültürü, aynı gelenekleri taşıyoruz.

Şiddet, hiçbir tarihte çözüm olmadığı gibi, sadece kötülüğe ve yıkıma neden olmuştur. Bunun hepimiz farkındayız. Şimdi, bu ortak bilinçle hareket etme ve toplumsal barışı tesis etme zamanıdır! Nevzat KIZILBAN İzmir Büyükşehir Belediyesi