İş sağlığı, onurlu yaşamın teminatıdır

İş sağlığı ve güvenliği, her bireyin onurlu bir yaşam sürdürme hakkının temel direğidir. Zira yaşam hakkı, sadece biyolojik varlığı değil, aynı zamanda sağlıklı, güvenli ve insan onuruna yaraşır koşullarda çalışabilmeyi de kapsar. Bir iş kazası ya da meslek hastalığı, yalnızca çalışanın sağlığını değil, aynı zamanda ailesinin ekonomik ve sosyal bütünlüğünü de derinlemesine sarsarak onurlu yaşam hakkını ihlal eder. İş yerinde alınan her önlem, aslında bir insana verilen değerin somut göstergesidir.

Bu bağlamda, iş sağlığı ve güvenliği kültürünü sadece mevzuata uymak düzeyinden çıkarıp, yaşam felsefesi haline getirecek bir fikir sunmak isterim: ”Gönüllü İSG Elçileri”.

İşletme içinden gönüllü çalışanların, kendi departmanlarında riskleri tespit etme ve farkındalığı artırma eğitimleri alarak, İSG uygulamalarının yayılmasına bizzat öncülük etmeleri, böylece İSG bilincini yukarıdan dayatılan bir kural yerine, aşağıdan yukarıya doğru yayılan bir ortak sorumluluk haline getirmeleri hedeflenmelidir. Bu fikir, çalışanı pasif bir uyana dönüştürmek yerine, kendi güvenliğinin ve onurunun aktif koruyucusu yapabilir.

Fikrin hazırlık aşamasında; üst yönetim onayı ile gönüllü elçiler seçilir. Seçilen elçilere risk analizi, iletişim ve farkındalık eğitimleri verilir; rol ve sorumlulukları netleştirilir. Uygulama aşamasında; elçiler, departmanlarında gözlem yapar, küçük riskleri giderir ve büyük olanları İSG’ye rapor eder. Aylık geri bildirim toplantıları yapılır. Nihayetinde; başarılı elçiler ödüllendirilir. Programın, sürekli eğitimlerle İSG kültürüne entegre edilmesi sağlanır.

Hayatımızda; uğraş vermeden bir şeylerin ayağımıza gelmesini beklemek “hem pastam dursun hem karnım doysun” anlayışına benziyor. Her birimiz bir birey olarak önce kendimiz önlemimizi alacağız, kamu otoriteleri de denetim başta olmak üzere, ihlaller halinde verecekleri caydırıcı cezalar ile toplum huzurunu ve insan onurunu korumaya çalışacaktır.

Bu hususlarda da diğer hususlarda olduğu gibi, hem dezavantajlı hem de diğer kesimlere ayrım yapılmaksızın nitelikli eğitimleri verilmesi önem arz etmektedir. Muhtarlar aynı zamanda şunun için var: Bilinçlenmeyen bir hane bile kalmasın. Tek tek her hane düzenli olarak ziyaret edilip Devlet ile vatandaş arasında bu ve benzeri bir sorun varsa aynı zamanda iletişim ve bilinçlenme sağlansın anlayışı da bize toplum olarak fayda getirecek bir bakış açısıdır.

Son olarak; Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından, E Devlet uygulaması üzerinden verilen eğitimler ve bu eğitimler sonucu hak kazanılan sertifikalar da, iş hayatına yönelik donanım kazanmamızda, bilinçlenmemizde ve ufkumuzun genişlemesi yönünde faydalı olacaktır.

Bu yazı toplam 1362 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Leyla Sapmaz Arşivi

Vicks vaporub ve hukuki boyutu

25 Aralık 2025 Perşembe 13:49

Şişmanfobi ve hukuki boyutu

23 Aralık 2025 Salı 10:01

Sağlıkta beyin taramaları ve hukuki boyutu

18 Aralık 2025 Perşembe 09:42

Vicdanın eşiği, emeğin onuru ve liyakat

15 Aralık 2025 Pazartesi 10:10

İnsan faktörünün derinliği

11 Aralık 2025 Perşembe 15:16

Katalepsiyi kusan bir şehir

09 Aralık 2025 Salı 13:32

Glp-1 ve hukuki boyutu

08 Aralık 2025 Pazartesi 10:48

Çocuk, değer ve gelecek kalkanı

04 Aralık 2025 Perşembe 14:43

Kiralık hesap tuzağı

02 Aralık 2025 Salı 15:47